Öz Büro İş Sendikası Genel Başkanı Baki Gülbaba, “Emekçinin cebinden alınan aidatlar, işçinin masadaki gücüne dönüşmüyorsa bu yapıların kendini sorgulaması gerekir.” dedi.
“EVİMİZDE, EMEĞİMİZDE YANGIN VAR”
İzmir’in ciğerlerini yakan yangınlar için de endişeli olduklarını ifade eden Gülbaba, emekçilerin de mutfağının yandığını söyledi. Gülbaba “Geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı ve belirsizlik içinde bir başka yangını da evlerimizde yaşıyoruz. Evimizde yangın var, soframızda yangın var, emeğimizde yangın var. Direncimizin, umudumuzun ve haklılığımızın bugüne kadar anlaşılmamış olması nedeniyle, bugün kamuda ilk grevi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nde başlatıyoruz. Bu grev, hak grevidir. Bu grev, geçinemeyen insanların isyanının adıdır. Bu grev, emeğin direncidir.
Bugün burada bulunan her bir üyemiz sadece kendi hakkı için değil, Türkiye genelinde sesi duyulmayan binlerce kamu işçisi için de mücadele ediyor. Biz, yıllarca taşeronda görmezden gelinenlerin, sözleşme masasında oyalananların, hak ettiği ücretin peşinden koşanların sesi olduk. Bu grev hayırlı olsun. Artık sabır değil çözüm, sessizlik değil kararlılık zamanı” dedi.
Konfederasyonlara açık çağrıda bulunan sendikanın talepleri şu şekilde:
Bir an önce imzaların atılmasını söyleyen Gülbaba “Emekçinin cebinden alınan aidatlar, işçinin masadaki gücüne dönüşmüyorsa bu yapıların kendini sorgulaması gerekir. Aidatlar düşürülmeli, temsil görevi eksiksiz yerine getirilmelidir. Hayatı yalnızca makam ve rakamdan ibaret gören anlayışlardan beklentimiz yok. Ancak ülkesini seven milyonlarca emekçinin artık bu belirsizlikten, bu sessizlikten kurtulması gerekiyor. Toplu iş sözleşmeleri bir an önce imzalanmalı, kamu işçisinin haklı talepleri daha fazla görmezden gelinmemelidir.” ifadesini kullandı.