Haber / Arif Arı

"Ülkemiz, iki gündür orman yangınları ve onun yarattığı yıkımlarla sarsılıyor'' ifadesine yer verilen açıklamada;

"Birçok yerde aynı anda çıkan orman yangınlarına karşı iktidarın yetersiz müdahalesi sonucu ağır bir bedel ödedik'' eleştirisine yer verildi. 

"İçindeki canlarla birlikte canımız ciğerimiz ormanlarımız yok oldu. Yok, olmaya devam ediyor'' denilen yazılı açıklama daha sonra şunlara yer verildi: 

"6 can gitti.

195 kişi yaralandı.

Yüzlerce büyükbaş, binlerce küçükbaş hayvan yanarak can verdi.

Tarım arazileri, meyve bahçeleri, seralar kül oldu.

Oteller, fabrikalar, evler, araçlar, çatılar, depolar, ahırlar yandı. Anayasanın 169.maddesi; "Doğal kaynaklarımızın en önemlilerinden biri olan ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için devlete gereken tedbirleri alıp kanun koymayı bütün ormanların gözetimi" görevi verir. Geçen yıl yaşananlara rağmen  Orman Bakanlığı bu yıl için hiç bir önlem almamış. Hala uçak alacaklarından bahsediyorlar. Yangınların olacağı belli, uçaklar alınmazsa çaresiz seyredileceği belli, buna rağmen uçak alınmamasını  nasıl tanımlamak gerekir bilemiyoruz. Geleceği belli olacağı belli yangınlar için, her taraf yanmaya başlayınca ortaya çıkıp uçak alıyoruz diyorlar. 

Her taraf yandıktan sonra ne yapacaksın o uçakları? Yanan ormana ağlayarak bakan bir vatandaşın, “Hayallerimizi çaldılar. Ev, araba alınır ama geleceğimizi çaldılar. Bize geleceğimizi kim geri verecek?" Feryadına; 'Bir bakanın “Envanterimizde yangın söndürme uçağı yok'' demesi bir cevap olabilir mi?' Otoyollara, köprülere, kanallara, müteahhitlere para bulan iktidar orman yangınları için neden yeterli uçak almıyor.?  Arazi ve nüfus olarak bizden çok küçük komşumuz Yunanistan da 28 uçak  varken bizde neden sadece 3 tane, oda kiralık uçak var? Ve vatanın canı kadar önemli yangın söndürme işi neden ihaleyle “herhangi birilerine" veriliyor?

Eğer yeterince uçağımız olsaydı yangınlara anında müdahale edilir ve böyle bir acı tablo yaşamazdık."