Ankara'da gerçekleştirilen kritik Kabine Toplantısı'nın ardından kameraların karşısına geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, milyonlarca aileyi ve özellikle yeni doğum yapmış anneleri yakından ilgilendiren önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Göktaş, hükümetin en öncelikli sosyal politikalarından biri olarak gördüğü Doğum Destek Sistemi kapsamında, bu ayki hak ediş ödemelerinin Kurban Bayramı öncesinde, 31 Temmuz 2025 tarihinde annelerin hesaplarına aktarılacağı müjdesini verdi.

Bu duyuru, özellikle artan hayat pahalılığı ve çocuk yetiştirme maliyetleri karşısında zorlanan aileler için bir nefes alma imkanı sunarken, Bakan Göktaş'ın açıklamaları, konunun sadece bir sosyal yardımdan ibaret olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin demografik geleceğini şekillendirmeye yönelik stratejik bir hamle olduğunu da ortaya koydu.

Düşen doğurganlık hızına karşı mali kalkan

Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, konuşmasında, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli risklerden birinin düşen doğurganlık hızı olduğunun altını çizdi. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de doğurganlık oranlarının kritik seviyelerin altına inmeye devam ettiğini belirten Göktaş, bu durumun gelecek dönemde sosyal güvenlik sisteminden iş gücü piyasasına, ekonomik büyümeden toplumsal yapıya kadar pek çok alanda ciddi riskler barındırdığına dikkat çekti.

Hükümetin bu demografik dönüşümü bir "ulusal mesele" olarak gördüğünü ve "tüm imkanlarla" bu konuya odaklandığını savunan Göktaş, Doğum Destek Sistemi'nin bu stratejinin en somut ve en önemli ayağı olduğunu ifade etti. Amaç, aileleri çocuk sahibi olmaya teşvik etmek, artan çocuk sayısıyla birlikte ailelerin üzerindeki ekonomik yükü hafifletmek ve böylece ülkenin genç ve dinamik nüfus yapısını korumaktı. Bu mali kalkanla, ailelerin "üçüncü bir çocuk yapsam geçinebilir miyim?" endişesini ortadan kaldırmak ve çocuk yetiştirmeyi ekonomik bir kabus olmaktan çıkarıp, devlet destekli bir mutluluğa dönüştürmek hedefleniyor.

Destek paketinin şifreleri: Kim, ne kadar yardım alacak?

Peki, kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu yeni destek modeli tam olarak nasıl işliyor ve ailelere ne gibi imkanlar sunuyor? Bakan Göktaş'ın açıklamalarına göre, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren doğan çocuklar için geçerli olan yeni Doğum Destek Sistemi, çocuk sayısına göre artan, kademeli bir ödeme yapısına sahip. Bu yapı, özellikle çok çocuklu aileleri daha fazla desteklemeyi amaçlıyor.

Destek paketinin detayları ise şu şekilde:

  • İlk Çocuk İçin: Aileye, bebeğin ilk ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak tek seferlik 5.000 TL'lik bir ödeme yapılıyor. Bu destek, özellikle ilk kez anne-baba olan çiftlerin hastane masrafları, bebek bezi, mama ve giyim gibi ilk harcamalarına önemli bir katkı sunuyor.

  • İkinci Çocuk İçin: İkinci çocuk için destek, tek seferlik olmaktan çıkıp düzenli bir gelire dönüşüyor. Aileye, çocuk iki yaşına gelene kadar her ay 1.500 TL destek sağlanıyor.

  • Üçüncü ve Sonraki Çocuklar İçin: Hükümetin asıl teşvikinin odaklandığı bu grupta ise destek miktarı zirveye çıkıyor. Üçüncü ve sonraki her bir çocuk için ailelere, çocuk iki yaşına gelene kadar her ay tam 5.000 TL nakdi destek veriliyor. Bu rakam, özellikle asgari ücretle geçinen veya dar gelirli aileler için, neredeyse ek bir maaş anlamına geliyor ve ailenin geçim standardını doğrudan yükseltme potansiyeli taşıyor.

Bugüne kadar 220 bin anneye 1.75 milyar lira ödendi

Bakan Göktaş, sistemin başladığı günden bu yana ulaştığı rakamlarla, programın ne kadar geniş bir kitleyi kapsadığını da gözler önüne serdi. Doğum Yardımları kapsamında, bugüne kadar Türkiye genelinde tam 220 bin 268 annenin hesabına, toplamda 1 milyar 750 milyon lira tutarında bir ödeme yapıldığını açıkladı.

Bu devasa rakam, devletin bu sosyal politikaya ne kadar büyük bir bütçe ayırdığının ve nüfus artışını teşvik etme konusundaki kararlılığının bir göstergesi. 31 Temmuz'da yapılacak yeni ödemelerle birlikte, bu tutarın daha da artması ve desteklenen aile sayısının genişlemesi bekleniyor. Yapılan ödemeler, PTT aracılığıyla veya annelerin doğrudan banka hesaplarına yatırılarak, bürokratik engeller olmadan, hızlı ve kolay bir şekilde hak sahiplerine ulaştırılıyor.

Sadece doğum yardımı değil: Aile ve Gençlik Fonu da genişletiliyor

Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, aileyi ve gençliği güçlendirmeye yönelik çalışmalarının sadece Doğum Destek Sistemi ile sınırlı kalmadığını da belirtti. Hükümetin bir diğer önemli projesi olan Aile ve Gençlik Fonu'nun kapsamını genişletmek için de yeni bir değerlendirme ve çalışma yürüttüklerini bildirdi.

Bilindiği gibi, Aile ve Gençlik Fonu, ilk olarak yeni evlenecek gençlere yönelik faizsiz kredi imkanıyla gündeme gelmişti. Bakan Göktaş'ın bu açıklaması, fonun, gelecekte, ailenin farklı ihtiyaçlarına (örneğin kreş desteği, eğitim yardımları, kadınların istihdama katılımını teşvik edici projeler vb.) yönelik yeni destek mekanizmalarını da içerebileceğinin sinyalini verdi. Bu bütüncül yaklaşım, aileyi, sadece çocuk sahibi olma sürecinde değil, yaşamın her aşamasında destekleyen, kapsamlı bir sosyal politika anlayışının benimsendiğini gösteriyor.

Milyarlık destek, aile bütçesine can suyu olacak mı?

Hükümet tarafından sunulan bu milyarlarca liralık desteğin, aile bütçelerine nasıl yansıdığı ve doğurganlık hızı üzerinde ne kadar etkili olacağı ise ekonomi ve sosyoloji çevrelerinde yakından takip edilen bir konu. Özellikle gıda, giyim, eğitim ve sağlık gibi temel harcama kalemlerindeki yüksek enflasyonun, çocuk yetiştirme maliyetlerini rekor seviyelere çıkardığı bir dönemde, bu desteklerin aileler için bir "can suyu" olduğu kesin.

Yumurtada yeni dönem başladı: Etiket ve raf ömrü kuralları değişti
Yumurtada yeni dönem başladı: Etiket ve raf ömrü kuralları değişti
İçeriği Görüntüle

Örneğin, üçüncü bir çocuk için verilen aylık 5.000 TL'lik destek, bir ailenin aylık kira veya mutfak masrafının önemli bir kısmını karşılayabilir. Ancak uzmanlar, demografik trendleri tersine çevirmek için sadece mali teşviklerin yeterli olmayabileceğini de vurguluyor. Kadınların iş hayatındaki yerinin korunması, erişilebilir ve kaliteli çocuk bakım hizmetlerinin (kreş, gündüz bakımevi vb.) yaygınlaştırılması, esnek çalışma saatleri ve doğum sonrası işe dönüş süreçlerinin kolaylaştırılması gibi yapısal reformların da, ailelerin çocuk sahibi olma kararını etkileyen en önemli faktörler arasında yer aldığı belirtiliyor.

Hükümetin Doğum Destek Sistemi ve genişletilmesi planlanan Aile ve Gençlik Fonu ile attığı adımlar, Türkiye'nin önümüzdeki on yıllarını şekillendirecek olan demografik meydan okumaya karşı verilmiş ciddi bir yanıt niteliği taşıyor. Bu politikaların sonuçları, sadece bugünün ailelerini değil, yarının Türkiye'sini de doğrudan etkileyecek.

Kaynak: AA