Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı ve milyonlarca vatandaşın maaş zammından kira artışına kadar hayatının her alanını etkileyen haziran ayı enflasyon verilerinin hemen ardından, ekonomi yönetiminin yol haritasına ilişkin ilk sinyaller Ticaret Bakanı Ömer Bolat'tan geldi. Bakan Bolat, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı detaylı açıklamada, açıklanan rakamların, hükümetin uyguladığı ekonomi programının olumlu sonuçlarını yansıttığını ve dezenflasyon sürecinin kararlılıkla devam ettiğini vurguladı.
Yıllık enflasyonun yüzde 35,05’e gerilemesini "başarılı bir sonuç" olarak nitelendiren Bolat, bu düşüşün bir tesadüf olmadığını, aksine bilinçli bir politikanın sonucu olduğunu belirtti. Bolat, "2024 yılı sonunda yüzde 44,4 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon, 13 aydır kesintisiz gerilemesine devam ederek 2025 yılı Haziran ayı itibarıyla yüzde 35,05 olarak gerçekleşmiştir. Son 13 ayda yıllık enflasyonda 40,4 puanlık bir düşüş sağlanmıştır" ifadeleriyle, dezenflasyon sürecindeki istikrarlı seyrin altını çizdi.
Bakan Bolat’ın açıklamasında en çok dikkat çektiği noktalardan biri de, vatandaşın en çok şikayet ettiği alan olan gıda enflasyonundaki yavaşlama oldu. Bolat, "Gıda ve alkolsüz içeceklerdeki fiyatlar 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0,27 gerilemiş, böylece yıllık gıda enflasyonu yüzde 30,2 ile son 43 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir" diyerek, özellikle son iki aydır gıda fiyatlarında yaşanan aylık bazdaki gerilemenin, genel enflasyonu aşağı çeken en önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti.
Yıl sonu için iddialı hedef: yüzde 20'li rakamlar ve tek hane sözü
Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın açıklamasındaki en net ve iddialı mesaj, geleceğe yönelik hedefler konusunda oldu. Hükümetin enflasyonla mücadeledeki nihai amacını ve yol haritasını çizen Bolat, yıl sonu için 20'li rakamları, orta vadede ise tek haneli seviyeleri hedeflediklerini açıkça dile getirdi.
"Bu yıl sonu enflasyonunun, TCMB'nin tahmin aralığında gerçekleşeceğine inancımız tamdır" diyen Bolat, bu hedefe ulaşmanın, vatandaşlar için "kalıcı refah artışı" anlamına geleceğini vurguladı. Bu ifade, hükümetin, sadece maaş zamları gibi geçici iyileştirmelerle değil, fiyat istikrarını sağlayarak alım gücünü kalıcı olarak artırmayı hedeflediğini gösteriyor. Yılın ilk yarısını yüzde 35'lik bir yıllık enflasyonla kapatan bir ekonomi için, kalan altı ayda bu rakamın 20'li seviyelere indirilmesi hedefi, ekonomi yönetiminin dezenflasyon sürecinin yaz aylarından itibaren belirgin bir şekilde hızlanacağına olan inancını ortaya koyuyor. Bu hedefin başarısı, ekonomi programının güvenilirliği açısından da bir turnusol kağıdı işlevi görecek.
Fahiş fiyatla mücadele mesajı: ‘üzerlerine gitmeye devam edeceğiz’
Bakan Bolat, makroekonomik politikaların yanı sıra, vatandaşın günlük hayatında hissettiği fahiş fiyat artışlarıyla mücadelenin de kararlılıkla süreceğinin altını çizdi. Ticaret Bakanlığı olarak, piyasadaki adil rekabet koşullarını bozan ve haksız fiyat artışlarına yönelenlere karşı sert bir duruş sergilediklerini belirtti.
"Ekonomik temellerle açıklanmayacak şekilde fahiş fiyat artışlarına yönelenlerin ve adil rekabet koşullarını tüketicinin aleyhine koordineli şekilde hareket ederek bozmaya tevessül edenlerin üzerine gidilmeye devam edilecektir" diyen Bolat, bu konuda herhangi bir taviz verilmeyeceğinin sinyalini verdi. Bu mesaj, özellikle gıda, otomotiv ve konut gibi sektörlerde son dönemde yaşanan fahiş fiyat artışlarına yönelik kamuoyundaki tepkilere bir yanıt niteliği taşıyor. Hükümet, enflasyonla mücadelenin sadece Merkez Bankası'nın işi olmadığını, aynı zamanda piyasa denetim mekanizmalarının da aktif olarak devrede olduğunu göstermeyi amaçlıyor.
Ekonomik aktörlere çağrı: ‘planlarınızı bu patikaya göre yapın’
Ömer Bolat’ın açıklamasındaki bir diğer önemli başlık ise, iş dünyasına ve piyasadaki tüm aktörlere yönelik yaptığı çağrıydı. Bakan Bolat, enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmanın en önemli koşullarından birinin, "beklentilerin doğru yönetilmesi" olduğunu vurguladı. Bu çerçevede, tüm ekonomik aktörlerin, kendi fiyatlama davranışlarını ve gelecek planlamalarını, Merkez Bankası'nın ortaya koyduğu dezenflasyon patikasına göre yapmalarının kritik bir önem taşıdığını belirtti.
Bu çağrı, aslında ekonomideki "enflasyonist ataletin" kırılmasına yönelik bir adımdır. Fiyat belirleyicilerin, gelecekte de yüksek enflasyon olacağı beklentisiyle bugünden fiyatlarını artırması, enflasyonu kendi kendini besleyen bir sarmala dönüştürebiliyor. Bolat, bu sarmalı kırmak için, herkesin hükümetin ve Merkez Bankası'nın hedeflerine inanması ve planlarını bu hedeflere göre revize etmesi gerektiğini ifade etti. Bu, aynı zamanda, "istikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik yapı" inşa etme hedefinin de bir parçası olarak görülüyor.
Sadece para politikası değil: çok boyutlu mücadele vurgusu
Bakan Bolat, konuşmasında enflasyonla mücadelenin sadece faiz artırımı gibi tek bir para politikası aracına dayandırılmadığını, aksine "çok boyutlu bir politika seti" ile yürütüldüğünü özellikle vurguladı. Bu yaklaşımın, sürdürülebilir, dengeli ve ihracata dayalı bir büyüme modelini desteklediğini belirtti.
Bolat'a göre, Ticaret Bakanlığı da bu çok boyutlu mücadelenin önemli bir parçası. Bakanlık olarak uyguladıkları politikalar ve aldıkları tedbirlerle, dış ticaret açığını ve dolayısıyla cari işlemler açığını düşürdüklerini belirten Bolat, bu durumun makro-finansal istikrarı güçlendirerek, döviz kuru üzerindeki baskıyı azalttığını ve bu yolla da enflasyonun düşürülmesine dolaylı yoldan katkı sağladıklarını ifade etti. Bu vurgu, hükümetin, enflasyonu sadece bir para politikası sorunu olarak değil, aynı zamanda bir dış denge ve üretim sorunu olarak da gördüğünü ve çözümü bu geniş perspektifte aradığını gösteriyor.