Yeni bir haftaya başlarken, hafta sonu tatili bitmiş, sıcacık evlerimizden çıkmışız, ülkenin neredeyse tamamı kışa teslimken, yollara koyulduk mu? Sendrom yok!

Ne demiştik bu da haftanın yedi gününden sadece biri; bizim gibi insanların yaşadığı coğrafyalarda, bu ağar hayat şartlarında zaten herhangi bir güne sendrom deme lüksümüz dahi yok.

Eveeeet! Öncelikle ilk yazıma gösterdiğiniz ilgi için, paylaştığınız işyeri anektodları için çok teşekkür etmek istiyorum, elimden geldiğince bu köşeye taşıyıp ,hangimiz neler yaşıyoruz paylaşmaya çalışacağım.

2023 Kasım ayı verilerine göre TÜİK işsizlik oranını yüzde 21,8 olarak açıklamış, hissedilen yüz de kaç?! Bunu sokakta ki vatandaşa sormak gerek... İşi olmayanlar bir umut her kapıyı çalarken, bir de işi olup hali hazırda işine devam eden, ancak ilk fırsatta işini değiştirmek isteyen, her geçen gün yaşanması imkansızlaşan bir ekonomik düzen(sizlik) de biraz daha fazla kazanıp ,evinin bütçesine biraz daha yama yapmaya çalışan insanlarımız var. Peki soruyorum size, iş bulmanın adının artık resmi olarak imkansızlaştığı veya işi olanların bulunduğu statüyü korumaya ya da onun bir üstü statüye erişmeye çalıştığı bu hunger games (açlık oyunları) de dostluktan bahsedilebilir mi ?

Günün en az 8 saatini birlikte geçirdiğimiz, aile bireylerimizden daha çok gördüğümüz, her türlü ruh halimize tanıklık eden bu mesai yoldaşları ,gerçekte dost olabilir mi? Kimisi ile iş dışında da sosyalleşiriz, kimisi ; ölüm, doğum, hastalık gibi insani olarak en savunmasız olduğumuz anlarımızda yanımızda olabilirler hatta, Eee dost dediğimizde zaten böyle bir şey değil mi? Evet Türk insanı olarak en yumuşak karnımız bu amansız duygusallığımız olduğundan biz kurulan bu ilişkiyi dostluk zannederiz; Taa ki birisi oyundan çıkana kadar. O mecralarda ki statünüzü bir kaybedin de görün, bir süre dahi olsa işsiz kalın da görün ,ay şekerim bu yılbaşı neredesiniz sorusuna; Evdeee deyin de görün, sabahtan akşama kadar çalıştıkları ofislerde, senede 2 kez yurt dışı tatili yapıp düzleşen boyun ve fıtıkları ile gezmiş, gururlu arkadaşlarınıza anlatacak bir şeyiniz tırnak içinde ‘olmadığında’ görün! Sizden beklenti ve maksimum fayda kotasları bittiğinde görün!

Konak’tan yazmış sevgili B.S mailinde diyor ki; "20 yıldır çalıştığım işyerinden bazı sebeplerle 3 ay önce ayrılmak durumunda kaldım. 1 ay dinlendim her şey güzeldi arkadaşlarım aradı sordu, sonra arayanlar azaldı, sonra benim aramalarıma dönüşler azaldı, sonra bitti, sanki 20 yılımı geçirdiğim böyle bir dönem yokmuş, hiç olmamış gibi iyi ki SGK kayıtları var"

Sevgili B.S., bu hafta ki yazının başlığını sana atfediyorum, ‘Ayı’dan post (sıcak tutmaz çünkü) İş yerinden dost olmaz ‘ Eşyanın tabiatına aykırı inan, iş yerlerine işiniz dışında anlamlar yüklemeyin, duygusal bağlar kurmayın, biz burada bir aileyiz masallarının kül kedisi olmayın, işinizi en doğru şekilde yapmaya, bazen zor da olsa işinizi sevmeye gayret edin. Dostluk mu? O buralarda değil.

Maillerinizi bekliyorum, hadi güzel bir hafta olsun…

[email protected]