Türkiye'de milyonlarca dar ve sabit gelirli vatandaşın gözü kulağı, yaz aylarının getirdiği ek maliyetler karşısında bir nebze olsun nefes aldıracak olan temmuz ayı maaş zamlarına çevrildi. Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele programının kararlılıkla sürdüğü bir dönemde, hem emekli maaşları hem de asgari ücret için yapılacak olası düzenlemeler, ülke gündeminin en sıcak başlığı haline geldi. 3 Temmuz'da Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak olan haziran ayı enflasyon verisi, memur ve SSK/Bağ-Kur emeklilerinin zam oranını matematiksel olarak netleştirecek. Ancak asıl kritik süreç, bu rakamın açıklanmasının ardından başlayacak. Özellikle kök maaşı düşük olan yaklaşık 4 milyon emeklinin "sıfır zam" riskiyle karşı karşıya kalması, hükümeti Meclis'te yeni bir yasal düzenleme yapmaya iterken, asgari ücretli çalışanlar için ise belirsizlik devam ediyor.

Maaşlara temmuz ayarı: kritik tarih 3 temmuz

Milyonların maaş zammını belirleyecek olan süreç, adım adım ilerliyor. 2025 yılının ilk beş aylık (Ocak-Mayıs) döneminde gerçekleşen kümülatif enflasyon oranı, %15,09 olarak kayıtlara geçti. Bu rakam, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin şimdiden bu oranda bir zammı garantilediği anlamına geliyor. Memurlar ve memur emeklileri ise toplu sözleşmeden kaynaklanan zam oranına ek olarak, ilk altı aydaki enflasyonun belirli bir yüzdeyi aşan kısmı kadar enflasyon farkı alacaklar.

Piyasalardaki genel beklenti ve ekonomistlerin tahminleri, haziran ayı enflasyonunun da eklenmesiyle birlikte, ilk altı aylık toplam enflasyon oranının %17-18 bandında gerçekleşeceği yönünde. Bu durumda, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarına doğrudan bu oranda bir zam yansıtılacak. Ancak bu artış, emeklilerin tamamı için aynı anlama gelmeyecek. Zira, Türkiye'deki emeklilik sisteminin en tartışmalı konularından biri olan "kök maaş" gerçeği, milyonlarca emekli için büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor.

Milyonlarca emekli için 'sıfır zam' riski: kök maaş tuzağı

Türkiye'deki mevcut sistemde, en düşük emekli aylığı hükümet tarafından belirlenen bir taban seviyeye tamamlanıyor. Şu anki en düşük emekli aylığı 14.469 TL. Ancak, bir emeklinin kendi sigorta primleri üzerinden hesaplanan gerçek maaşı, yani kök maaşı, bu rakamın altında olabiliyor. Yasalara göre, enflasyon zammı, Hazine desteğiyle tamamlanan 14.469 TL'ye değil, emeklinin kendi kök maaşına uygulanıyor.

İşte "sıfır zam" riski de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Örneğin, kök maaşı 12.000 TL olan bir emekli, %18'lik bir zamla maaşını 14.160 TL'ye yükseltecek. Ancak bu yeni rakam, beklenen yeni en düşük emekli aylığı olan 17.000 TL'nin altında kalacağı için, bu emekli yine 17.000 TL almaya devam edecek. Yani, kağıt üzerinde zam almış gibi görünse de, eline geçen parada hiçbir değişiklik olmayacak. Şu anda kök maaşı 12.367 TL'nin altında olan yaklaşık 4 milyon emekli, bu "sıfır zam tuzağı" ile karşı karşıya. Bu durum, emekliler arasında büyük bir adaletsizlik algısı yaratırken, hükümeti de bu sorunu çözecek yeni bir formül arayışına itiyor.

Gözler Meclis'te: en düşük aylık için yasa tatile yetişecek mi?

Milyonlarca emeklinin yaşadığı bu mağduriyet, son yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında da masaya yatırıldı. Kurulda, en düşük emekli aylığının artırılması ve kök maaş sorununun giderilmesi için atılacak adımlar değerlendirildi. Ancak nihai kararın, 3 Temmuz'da enflasyon rakamları netleştikten sonra verilmesi ve hemen ardından yasal düzenleme için harekete geçilmesi kararlaştırıldı.

AK Parti kulislerinden sızan bilgilere göre, hükümet, 3 Temmuz'dan hemen sonra TBMM Başkanlığı'na en düşük emekli aylığını artıracak ve refah payı gibi ek düzenlemeleri içerebilecek bir yasa teklifi sunmaya hazırlanıyor. Burada kritik olan ise zamanlama. Meclis Genel Kurulu'nun çalışmalarına 17 Temmuz'dan sonra Kurban Bayramı ve yaz tatili için ara vermesi bekleniyor. Bu nedenle, emeklilerin zamlı maaşlarını temmuz ayında alabilmeleri için, ilgili yasanın bu kısa süre içinde komisyonlardan ve Genel Kurul'dan geçerek yasalaşması gerekiyor. Bu durum, Meclis'te önümüzdeki haftalarda yoğun bir "emekli mesaisi" yaşanacağının habercisi.

Bakan Göktaş açıkladı: Evde Bakım Yardımı hesaplara yattı mı?
Bakan Göktaş açıkladı: Evde Bakım Yardımı hesaplara yattı mı?
İçeriği Görüntüle

Asgari ücrette ara zam beklentisi ve hükümetin 'enflasyon' kalkanı

Emeklilerin durumu Meclis koridorlarında çözüme kavuşturulmayı beklerken, bir diğer büyük beklenti de asgari ücretli çalışanlar cephesinde yaşanıyor. Yılın ilk yarısında alım güçlerinin ciddi şekilde eridiğini gören asgari ücretliler, temmuz ayında bir ara zam yapılması umudunu koruyor. Ancak ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadele programı kapsamında, ücret artışlarının talep enflasyonunu tetiklemesini önlemek amacıyla, yılda tek zam politikasına sıkı sıkıya bağlı kalmayı hedefliyor.

Hükümet kanadından gelen resmi açıklamalar, ara zam ihtimalinin düşük olduğu yönünde. Ancak kapıyı tamamen kapatmayan bir açıklama, umutları bir nebze de olsa canlı tutuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce yaptığı bir değerlendirmede, "Şayet enflasyon oranında çok ciddi bir sapma olursa tabii ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız" ifadelerini kullanmıştı. Bu ifade, eğer ilk altı aylık enflasyon beklentilerin çok üzerinde, kontrol edilemez bir seviyeye ulaşırsa, hükümetin bu duruma kayıtsız kalmayabileceği şeklinde yorumlanıyor. Ancak şu anki mevcut görünümde, AK Parti ve ekonomi yönetiminin, dezenflasyon sürecini riske atmamak adına bir ara zamma sıcak bakmadığı ve bu konuyu gündemine almadığı belirtiliyor.

Ekonomi yönetiminin hassas dengesi: 'Acı reçete' ve sosyal adalet

Gelinen noktada, temmuz ayı maaş düzenlemeleri, hükümet için zorlu bir denge sınavı anlamına geliyor. Bir yanda, mali disiplinden taviz vermeden ve enflasyonla mücadele hedefini riske atmadan yoluna devam etme kararlılığı var. Diğer yanda ise, bu "acı reçete"nin faturasını ödeyen dar ve sabit gelirli milyonlarca insanın giderek artan geçim sıkıntısı ve sosyal adalet talebi bulunuyor.

En düşük emekli aylığına yapılacak artış, bu sosyal dengeyi koruma adına atılacak en önemli adımlardan biri olacak. Asgari ücrete ara zam yapılmaması durumunda ise, hükümetin dar gelirliyi rahatlatacak başka sosyal destek mekanizmalarını devreye sokup sokmayacağı merak konusu. Vergi dilimlerinde bir düzenleme, gıda veya enerji gibi temel ihtiyaçlarda KDV indirimi gibi alternatif çözümlerin masaya gelip gelmeyeceği, önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak kesin olan bir şey var ki, 3 Temmuz'da açıklanacak enflasyon verileri, sadece maaşları değil, Türkiye'nin ikinci yarıdaki sosyal ve ekonomik iklimini de şekillendirecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ