Buzların Altında Gizlenen Şekiller: Ellsworth Dağları’ndaki Esrarengiz Yapı
Dünyanın en soğuk, en ulaşılmaz ve en bakir kıtası olan Antarktika, doğası gereği bilinmezliklerle doludur. Ancak bu gizemli kıtanın içinde öyle bir oluşum var ki, yıllardır bilim insanlarının, komplo teorisyenlerinin ve doğa tutkunlarının ilgisini çekmeye devam ediyor: Ellsworth Dağları’ndaki piramit benzeri yapı. Google Earth kullanıcılarının 2016 yılında fark ettiği ve hızla internetin dört bir yanına yayılan bu dikkat çekici yapı, gerçekten eski bir uygarlığın kalıntısı olabilir mi, yoksa doğanın bizlere sunduğu olağanüstü bir yanılsama mı?
Koordinatlar Bize Ne Söylüyor?
79°58’39.25”G 81°57’32.21”B koordinatlarına gidildiğinde, Antarktika’nın iç bölgelerinde, Ellsworth Dağları’nın batısında yer alan dört yüzlü bir zirve görülüyor. Yaklaşık 4.150 feet (yaklaşık 1.265 metre) yüksekliğe ve 2 kilometrelik bir taban genişliğine sahip bu yapı, ilk kez Amerikalı kâşif Lincoln Ellsworth’un 1935 yılında gerçekleştirdiği efsanevi uçuş sırasında kayıtlara geçmişti. Ancak o dönemde bu şeklin “piramit” olarak adlandırılması söz konusu değildi.
Görüntülerin çevrimiçi platformlara düşmesiyle birlikte, bu sıradışı yapının geometrik simetrisi sosyal medyada ve alternatif bilim topluluklarında büyük yankı uyandırdı. Kimileri bu yapının binlerce yıl önce buzlarla kaplanmış kadim bir medeniyetin kalıntısı olduğunu savunurken, kimileri ise dünya dışı varlıklarla ilişkilendirdi. “Antarktika piramidi” başlığı altında binlerce video, makale ve teorik analiz yayımlandı.
Bilimsel Yaklaşım: Doğal Bir Jeolojik Oluşum mu?
Jeologlara göre bu yapı, aslında tamamen doğal bir oluşum olabilir. “Nunatak” adı verilen buzul dışına çıkan dağ zirveleri, zamanla rüzgar, buz erozyonu ve jeolojik hareketlerle şekillenebilir. Dörtgen bir piramit şeklinde olan bu zirve, nadir rastlanan ama imkânsız olmayan bir jeomorfolojik oluşumu temsil ediyor olabilir.
Ayrıca, kar ve buz örtüsünün farklı mevsimlerde değişmesiyle birlikte yapının görünüşünde değişimler olduğu da kaydedilmiş. Google Earth’te zaman içinde yapılan görüntü güncellemeleri, yapı üzerindeki çizgilerin daha az belirginleşmesine neden olmuş durumda. Bu da komplo teorisyenlerine yeni bir iddia daha sunmuş oldu: “Neden bu yapı artık daha belirsiz? Üzerinde oynama mı yapıldı?”
Alternatif tarih savunucuları, bu yapının Atlantis gibi efsanevi bir uygarlığın kalıntısı olabileceğini öne sürüyor. Hatta bazılarına göre Antarktika, çok daha önce keşfedilmiş ve üzerinde kadim toplumlar tarafından yapılar inşa edilmişti. Komplo teorilerinin başında ise şu düşünce geliyor: Antarktika’da buzların altında dünya tarihini değiştirecek sırlar yatıyor ve bu yapı, bunun yalnızca başlangıcı.
Google Earth ve Dijital Arkeoloji
Dijital çağın keşif aracı olan Google Earth, bizlere artık masa başından bile dünyayı araştırma imkânı sunuyor. 2016 yılında bir anda viral hale gelen bu piramit benzeri yapı, “dijital arkeoloji”nin en çarpıcı örneklerinden biri haline geldi. Herkesin kendi gözleriyle inceleyebileceği bu tür keşifler, halkın bilimsel merakını artırırken, aynı zamanda bilgi kirliliğine de yol açabiliyor.
Gerçek mi, Hayal mi?
Antarktika’nın donmuş sessizliğinde yükselen bu esrarengiz yapı, belki yalnızca buzulların ve rüzgarın yonttuğu bir doğa şaheseri, belki de insanlık tarihinin şimdiye kadar gizlenmiş en büyük sırrı. Ne olursa olsun, bu tür oluşumlar, bilinmeyene olan ilgimizi, keşfetme tutkumuzu ve hayal gücümüzü tetiklemeye devam ediyor.
Google Earth’ü açın, koordinatları girin, ve siz de bu doğa harikasına bir göz atın. Belki de tarihin bilinmeyen bir sayfasını siz çevireceksiniz.
Kaynak: Science