Güne artışla başlayan gram altın, 4 bin 146 lira seviyelerinden işlem görerek yatırımcısının yüzünü güldürdü. Ons altın ise 3 bin 318 dolar seviyesine tırmanarak önemli bir psikolojik eşiği aştı. Çeyrek altın 6 bin 883 liradan, cumhuriyet altını ise 27 bin 426 liradan alıcı buluyor. Analistler, ABD'nin mali görünümüne ilişkin endişeler ve FED yetkililerinin açıklamalarının yatırımcıları güvenli liman olarak görülen altına yönelttiğini belirtiyor.
Küresel ekonomideki belirsizlikler ve jeopolitik gerilimlerin gölgesinde, yatırımcıların güvenli liman arayışı altın fiyatlarını yeniden hareketlendirdi. Haftaya yükselişle başlayan altının gram fiyatı, Salı günü de bu pozitif seyrini sürdürerek önemli bir artış kaydetti. Dün, uluslararası piyasalarda ons altın fiyatındaki yükselişe paralel olarak değer kazanan gram altın, günü yüzde 1,9'luk bir artışla 4 bin 107 lira seviyesinden tamamlamıştı. Yeni güne de alıcılı bir başlangıç yapan gram altın, sabah saat 09.50 itibarıyla bir önceki kapanışa göre yüzde 0,9'luk bir yükselişle 4 bin 146 lira seviyesinde işlem görmeye başladı. Bu yükseliş, altın yatırımcıları arasında bir miktar hareketliliğe neden olurken, "acaba altın daha da yükselecek mi?" sorularını da beraberinde getirdi. Aynı dakikalarda, yatırımcıların en çok tercih ettiği altın türlerinden olan çeyrek altın 6 bin 883 liradan, cumhuriyet altını ise 27 bin 426 liradan alıcı buluyor.
Ons altın 3 bin 300 dolar barajını aştı: Küresel piyasalarda altın rüzgarı
Altın fiyatlarındaki bu yükselişin temel kaynağı, uluslararası piyasalarda ons altının güçlü bir performans sergilemesi oldu. Altının ons fiyatı, Salı günü erken saatlerde bir önceki kapanış seviyesine göre yüzde 0,9 oranında değer kazanarak 3 bin 318 dolar gibi önemli bir psikolojik seviyeyi aştı. Ons altının bu yükselişi, küresel yatırımcıların riskli varlıklardan çıkarak altın gibi daha güvenli olarak kabul edilen enstrümanlara yöneldiğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Peki, ons altındaki bu yükselişin ardındaki temel nedenler neler? Analistler, bu durumu birkaç önemli faktöre bağlıyor:
Dolar endeksindeki zayıflama altına yarıyor: Güvenli liman talebi artıyor
Altın fiyatlarının yükselişindeki en önemli etkenlerden biri, dolar endeksindeki (DXY) zayıflama oldu. Dolar endeksi, ABD dolarının diğer altı büyük para birimi (Euro, Japon Yeni, İngiliz Sterlini, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı) karşısındaki değerini ölçen bir göstergedir. Dolar endeksindeki düşüş, genellikle altın gibi dolar cinsinden fiyatlanan emtiaların diğer para birimleriyle daha ucuz hale gelmesine ve dolayısıyla talebin artmasına neden olur. Salı günü dolar endeksinin zayıf bir seyir izlemesi, altın fiyatlarının yukarı yönlü hareketini destekleyen önemli bir faktör oldu.
Bununla birlikte, bir süredir arka planda kalan bazı küresel risk unsurlarının yeniden ön plana çıkması da yatırımcıların güvenli liman varlıklara olan yönelimini artırdı. Özellikle ABD'nin mali görünümüne ilişkin artan endişeler ve ABD Merkez Bankası (FED) yetkililerinin, uygulanan veya uygulanması planlanan gümrük tarifelerinin ekonomik aktiviteyi yavaşlatarak enflasyonist baskıları artırabileceğine yönelik yaptıkları söylemler, yatırımcıların görece daha riskli olarak kabul edilen hisse senedi gibi varlıklardan uzaklaşmasına ve altın gibi daha güvenli limanlara sığınmasına neden oluyor.
ABD-Çin ticaret gerilimi ve küresel büyüme endişeleri
Geçtiğimiz dönemde ABD ile Çin arasında sağlanan geçici tarife anlaşması, küresel piyasalarda bir süredir yüksek seyreden risk algısının bir miktar azalmasına ve piyasalarda bir rahatlama yaşanmasına katkı sağlamıştı. Ancak, bu anlaşmaya rağmen bazı gümrük tarifelerinin, önceki seviyelere kıyasla daha düşük oranlarda da olsa uygulanmaya devam edecek olması, küresel ticaretin yeniden sekteye uğrayabileceği ve bunun da küresel büyüme ile enflasyon üzerinde olumsuz bir etki yaratabileceği endişelerini beraberinde getiriyor. Bu tür belirsizlikler, yatırımcıları daha temkinli davranmaya ve portföylerinde altın gibi güvenli liman varlıklarının ağırlığını artırmaya itiyor.
Teknik analiz ve beklentiler: Ons altında kritik destek ve direnç seviyeleri
Analistler, teknik açıdan bakıldığında altının ons fiyatında 3 bin 220 dolar seviyesinin önemli bir destek noktası olduğunu, bu seviyenin üzerinde kalındığı sürece yukarı yönlü hareketin devam edebileceğini belirtiyorlar. Yukarı yönlü hareketlerde ise 3 bin 450 dolar seviyesinin kritik bir direnç konumu oluşturduğu ifade ediliyor. Eğer ons altın bu direnç seviyesini de aşmayı başarırsa, yeni rekor seviyelerin gündeme gelebileceği tahmin ediliyor.
Bugün yurt içinde uluslararası yatırım pozisyonu verileri ile finansal hizmetler güven endeksi yakından takip edilecek önemli ekonomik göstergeler arasında yer alıyor. Yurt dışında ise veri gündeminin nispeten sakin olması bekleniyor. Ancak, FED yetkililerinden gelebilecek olası açıklamalar ve küresel jeopolitik gelişmeler, altın fiyatlarının seyrini etkileyebilecek önemli faktörler olarak öne çıkıyor.
Altın yatırımcısı ne yapmalı? Uzmanlardan tavsiyeler
Altın fiyatlarındaki bu hareketlilik, "acaba altına yatırım yapmak için doğru zaman mı?" veya "mevcut altın pozisyonları korunmalı mı, yoksa kar satışı mı yapılmalı?" gibi soruları da beraberinde getiriyor. Finans uzmanları, altın yatırımının genellikle uzun vadeli bir perspektifle değerlendirilmesi gerektiğini ve kısa vadeli dalgalanmalardan etkilenmeden, yatırımcının kendi risk profiline ve finansal hedeflerine uygun bir strateji belirlemesinin önemli olduğunu vurguluyorlar.
Küresel ekonomideki belirsizliklerin ve enflasyonist baskıların devam ettiği bir ortamda, altının portföylerde bir miktar bulundurulmasının riskleri dengelemek açısından faydalı olabileceği belirtiliyor. Ancak, her yatırım aracında olduğu gibi altın yatırımında da ani fiyat hareketleri yaşanabileceği ve bu nedenle yatırım kararlarının dikkatli bir analiz ve değerlendirme sonucunda verilmesi gerektiği unutulmamalı. Özellikle kaldıraçlı piyasalarda altın işlemi yapan yatırımcıların ise risk yönetimine ekstra özen göstermeleri büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, altın fiyatlarındaki yükseliş eğilimi, küresel piyasalardaki mevcut risk algısı ve doların seyrine bağlı olarak önümüzdeki dönemde de devam edebilir. Yatırımcıların, piyasaları yakından takip etmeleri ve uzmanların analizlerini dikkate alarak kendi yatırım stratejilerini oluşturmaları en doğru yaklaşım olacaktır.
