Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, arkeoloji meraklılarını Manisa’nın eşsiz antik kentlerinden Aigai üzerine düzenlediği kapsamlı panelde bir araya getirdi. Yunt Dağı’nın sert topografyasında, denizden uzak bir konumda yükselen bu antik kent, tarih boyunca kendine özgü yapısıyla dikkat çekmiş bir yerleşim olarak öne çıkıyor. Panelde, kentin tarihi, ekonomik düzeni ve toplumsal yaşamı çok yönlü bir bakışla ele alındı.

Keçilerin gölgesinde yükselen bir kent

Yaşar Müzesi’nin konferans salonunda gerçekleşen etkinlikte oturum başkanlığını Aigai Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin üstlendi. Sezgin, “Keçilerin Hükmünde Bir Kent Devleti: Aigai” başlıklı sunumunda antik kentin adının köklerine inerken, Yunanca “Aigai” sözcüğünün ‘keçiler’ anlamına geldiğini hatırlattı. Kentin kazılarda ele geçen sikke buluntularında keçi figürünün sıkça görülmesinin, bu hayvanın Aigai kültüründeki merkezi yerini doğruladığını vurguladı. Sezgin, ayrıca keçi derilerinin Bergama Parşömeni üretiminde kullanılmış olabileceğine ilişkin bulguların, bölgenin ekonomik yapısına bambaşka bir pencere açtığını ifade etti.

Aigai’nin dönemlere yayılan değişimi

Prof. Dr. Sezgin konuşmasında, antik kentin Antik Çağdan Roma ve Bizans dönemine kadar geçirdiği değişimi ayrıntılarıyla ele aldı. Yunt Dağı’nın hâkim konumu üzerine kurulan kentin stratejik önemine dikkat çeken Sezgin, Aigai’nin her dönemde farklı bir kimlik kazandığını, buna rağmen dağlık coğrafyanın belirleyici etkisinin hiç değişmediğini belirtti. Kentin farklı çağlarda gösterdiği dönüşüm, bölgedeki güç dengeleri, ulaşım yolları ve toplumsal yapı ile birlikte değerlendirildi.

Yusuf Sezgin Nezih Aytaçlar Ayşe Çelebi Burkay Kızılbuğa

Erken dönem çanak çömleklerinden kentin hafızası

Panelin dikkat çeken konuşmacılarından Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nezih Aytaçlar, “Aigai ve Aiolois Erken Demir Çağı ve Arkaik Seramiği” başlıklı sunumunda bölgedeki seramik buluntularının önemine değindi. Aytaçlar, yapılan çalışmaların Kyme, Larissa, Temnos, Pitane ve Smyrna gibi Aiol şehirlerinin tarihine güçlü katkılar sunduğunu söyledi. Geç Geometrik Dönemde Kyme’nin öncülüğünde diğer Aiol şehirlerinin kurulduğunu belirterek, bu süreci kentin kendi hinterlandını kolonize etme girişimi olarak yorumladı.

Hellenistik dönemde kent yaşamının izleri

Ege Üniversitesi’nden Uzman Arkeolog Burkay Kızılbuğa, Aigai’nin Hellenistik dönem yapıları üzerine gerçekleştirdiği sunumda kentin gelişmiş şehircilik anlayışını gözler önüne serdi. Kızılbuğa, meclis binası, agora, tiyatro, Athena kutsal alanı, Demeter tapınağı ve Gymnasion gibi yapıları tek tek anlatarak, bu dönemde planlı bir kent dokusunun ortaya çıktığını ifade etti. Kent merkezi ile çevresindeki günlük yaşam alanlarının birbirleriyle kurduğu ilişki, Aigai’nin bölgedeki kültürel gelişiminde belirleyici rol oynadı.

İzmir’de Ata’ya özlem notalarla yankılandı
İzmir’de Ata’ya özlem notalarla yankılandı
İçeriği Görüntüle

Heykellerin anlattığı hikâyeler

Panelin bir diğer önemli sunumu, araştırma görevlisi Dr. Ayşe Çelebi tarafından gerçekleştirildi. “Aigai’ın Hellenistik Dönem Heykelleri” başlıklı sunumunda Dr. Çelebi, özellikle kent meclisinde bulunan Antiphanes ailesi heykel grubu üzerine yoğunlaştı. Heykeller üzerindeki onurlandırma yazıtlarını inceleyen Çelebi, bu heykellerin hem meclis hem de halk tarafından adandığını ve heykellerde temsil edilen kişilerin kente hizmet eden vatandaşlar olduğunu vurguladı.

Kaynak: Haber Bülteni