Pasifik Okyanusu'nda Türk yüzücülere köpek balığı saldırdı! Pasifik Okyanusu'nda Türk yüzücülere köpek balığı saldırdı!

Küresel Gıda Krizleri Raporu (GRFC) 2024 verilerine dayanarak dünya çapında alarm zillerini çaldı. Rapora göre, çatışmaların yoğunlaştığı, ekonomik krizlerin derinleştiği ve iklim şoklarının sıklaştığı bir dönemde, yaklaşık 300 milyon insan akut gıda güvencesizliğiyle boğuşuyor. Bu artış, küresel açlık sorununun aralıksız altıncı yılında da tırmandığını ortaya koyuyor.

Gıda krizinden en çok etkilenen bölgeler

Raporun kapsadığı 53 ülkedeki veriler, bu ülkelerde yaşayan insanların yaklaşık yüzde 22,6’sının ciddi gıda sıkıntısı çektiğini gösteriyor. Yani yaklaşık 295 milyon kişi, gıda temininde en üst düzeyde zorluk yaşıyor. Bunlardan 13,7 milyon kişi ise bu yıl itibarıyla krize yeni dahil oldu.

IPC (Entegre Gıda Güvencesi Sınıflandırması) sistemine göre “felaket” seviyesine ulaşan bireylerin oranı geçen yıla göre iki kattan fazla arttı. Bu kişiler, açlık, ölüm riski, yetersiz beslenme ve kitlesel insani çöküşle karşı karşıya.

Gazze ve Sudan: Krizin merkez üssü

En kritik bölgelerin başında Gazze Şeridi ve Sudan geliyor. “Felaket” kategorisine giren açlık çekenlerin yüzde 95’i bu iki bölgede yaşıyor. Sudan’daki iç savaş, 24 milyondan fazla insanı akut gıda krizine sürüklemiş durumda. Ülkede resmen kıtlık ilan edildi.

Gazze’de ise durum daha da vahim. GRFC raporuna göre, nüfusun yarısı, yani yaklaşık 2,1 milyon kişi, kritik açlıkla yüzleşiyor. İsrail kuşatması altındaki bölgede, özellikle Mart ayında sınır geçişlerinin kapanması sonrası gıda erişimi neredeyse imkansız hale geldi.

Haiti, Mali, Güney Sudan: Gözden kaçan kriz noktaları

Raporda yalnızca Gazze ve Sudan değil, aynı zamanda Haiti, Mali ve Güney Sudan gibi ülkelerde de açlığın kritik bir seviyeye ulaştığı vurgulandı. Bu ülkelerdeki çatışmalar ve istikrarsızlık, halkın temel gıda kaynaklarına erişimini engelliyor.

İklim felaketleri de tabloyu ağırlaştırıyor

Kuraklık, sel ve aşırı hava olayları gibi iklim temelli krizler, özellikle Etiyopya, Kenya, Somali, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerde tarımsal üretimi baltalayarak açlığı körüklüyor. Gıda kaynakları kururken, halk çaresizce dış yardımlara bağımlı hale geliyor.

Yardımlar kesildi, milyonlar açlıkla baş başa kaldı

Raporun en dikkat çeken verilerinden biri de insani yardımlardaki keskin düşüş. ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) gibi büyük kuruluşların finansmanı çekmesiyle birlikte, 14 milyondan fazla çocuk için beslenme hizmetleri durduruldu. Bu durum, özellikle Sudan, Yemen ve Haiti’de çocuk ölümlerini artırma riski taşıyor.

Akut açlık, kronik bir krize dönüşüyor

GRFC'nin incelediği 53 ülkenin neredeyse yarısında, yardım kesintileri yaşanmadan önce dahi beslenme krizlerinin zaten var olduğu ifade ediliyor. Yani bu durum geçici değil; açlık artık süregelen bir küresel sorun halini almış durumda.

Gıda krizinde siyasi ve ekonomik istikrar belirleyici

Raporda vurgulanan bir diğer önemli unsur da, siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çöküşlerin açlık üzerindeki etkisi. Özellikle Myanmar, Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi bölgelerde silahlı çatışmalar, halkın temel yaşam kaynaklarını ortadan kaldırmış durumda. Ekonomik şoklarla birlikte artan fiyatlar, gıdaya erişimi daha da zorlaştırıyor.

2025’te yardım çağrısı: Önlenebilir ölümler kapıda

GRFC’nin uzmanları, acil önlem alınmazsa milyonlarca insanın, özellikle çocukların, yetersiz beslenme kaynaklı ölümlerle karşı karşıya kalacağını vurguluyor. Beslenme yetersizliği sadece fiziksel bir tehdit değil; aynı zamanda eğitimden sağlığa kadar birçok alanda kalıcı zararlara yol açıyor.

Gıda krizi artık yalnızca yoksul ülkelerin sorunu değil

Dünya genelinde artan ekonomik eşitsizlikler ve iklim etkileri nedeniyle, artık gıda krizi sadece az gelişmiş ülkeleri değil, orta gelirli toplumları da tehdit eder hale geldi. Küresel ekonomi bu krize cevap veremediği sürece, açlıkla mücadele daha da zorlaşacak.

682C28Ae36E15442 W1200Xh675

Kaynak: HABER MERKEZİ