Filiz GÜLEÇ KUTLU / ReSkills Training

Geçtiğimiz mayıs ayında gençlik bayramını tarihimizde hiç olmadığı kadar buruk, hareketsiz geçirmek durumunda kaldık. Fakat yine de bayramın tarihimizde hiç olmadığı kadar da gençlik üzerine düşünerek geçirebilme fırsatını bize sunduğunu düşünüyorum.

Bundan önceki yazılarımızda paradigmal değişimlerden, yetkinlik gelişimlerinden, değişen meslek ve sektörlerden bahsettik. Bu yazımızda, çok genç bir nüfusa sahip ülkemizde bu değişimlere liderlik edecek gençler hakkında biraz düşünmek, tartışmaya açmak ve işbirliği içinde çözüm sunmaya çalışmak ile ilgili fikirler sunmak istedik. Daha önce gençlerle gerçekleştirdiğimiz podcastler’de onların sesi olmaya ve çalışmalarını paylaşmalarına imkan sağlamaya çalışmıştık. Bu yazının 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesi ile gençlik çalışmalarına katkı sunmasını ümit ediyoruz.

Yetkinliklerden bahsederken deneyimin önemine vurgu yapıyoruz. Merdiven basamaklarının temel yapı taşı deneyim. Gençler bildiğimiz tabuları yıkarak, deneyimle kazanılan becerilere standartlar getirerek aslında geleceğin meslek sınırlarının biçimleyicisi olacaklar. Onlara ulusal ya da uluslararası deneyim aktarım ortamları sunduğumuzda dijital çağa çok büyük artılar getireceği kesin. Bir hikaye ile örneklendirelim. Bundan iki yüz yıl önce üniversiteden din adamı olmak üzere mezun olmuş Charles Darwin, savaş esnasında düşmana karşı avantajı elinde bulundurmak için keşif gezileri yapacak İngiliz savaş gemisine, jeolojik araştırmacı olarak katılma fırsatı buldu. O dönemdeki gemi kaptanı amatör bir bilim insanıydı ve Galapagos adalarının jeolojik yapısını inceleyerek haritalandırma yapmayı ve savaş esnasında avantajlı konumda kalabilmeyi hedeflemişti. Genç bir mezun olan Darwin, asıl ilgisi olan konuda çalışmak üzere bu teklife balıklama atladı. Beş yıl boyunca yoğun hastalıklar yaşasa da hayatta kalma mücadelesi vererek doğayı bir laboratuvar olarak kullanmış ve dünyayı yerinden oynatan, tüm bildiklerimizin yerine yepyeni bir deneyim koyan evrim teorisini geliştirmiştir. Kabul etsek de etmesek de bu teori neredeyse 200 yıldır yaşıyor ve modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli ve birleştirici ögesidir.

Türkiye’nin Z kuşağı

Gençlik alanında ve gençlik çalışmalarında pek çok fırsat, çalışma alanı olsa da iş dünyasının girişimcilik alanları dışında gençleri çok destekleyemediğini görüyoruz. Bugünkü iş dünyası yüksek potansiyele sahip genç kitlesinin pek farkında değil. Yapılan bir araştırmada, Türkiye’deki Z kuşağı, nüfusun %31’ini oluşturuyor ve biz böylesi bir potansiyeli sadece bayramlarda alkışlayarak kullanamayacağımızı artık farketmek zorundayız.

Dijitalleşen dünyada yol haritasını çizerken gençlik çalışmalarına zaman ayırmalı, yönetişim anlayışlarımıza, proje yönetim modellerimize, bilişsel esnekliğe en çok sahip olması gerektiğine inandığımız gençlere mutlak potansiyeli uygulayabilecekleri alanları yaratmalıyız. 21 yy. yetkinliklerinden bahsediyoruz, karmaşık problem çözme becerileri, öğrenmeyi öğrenme, analitik düşünme, bilişsel esneklik gibi. Ancak bunları kazanabilecekleri yer 18.yy’da sınırları belirlenmiş okul ortamları değil maalesef. Dijital ortamların da fırsat verdiği şekli ile dijital zirveler, eğitimler, oyunlaştırılmış ortamlar, hikaye anlatımları, girişimcilik çalışmaları, atölyeler düzenlemeliyiz.

Bir önceki yazımızda bahsetmiştik. Geleceğin belirsiz olma hissi ve robotların işlerimizi elimizden alacağı kaygı ve korkusu amigdalanın etkisiyle kan-ter içinde kalmamıza neden oluyor diye. Gençler de bu kitlenin büyük bir parçası. Gençler her şeyden öte yorgunlar, öfkeliler ve güvensiz hissediyorlar. O nedenle dijital dönüşümde sisteme insanı ve akıl terini eklerken, bir parantez daha açarak gençleri de sisteme dahil edecek bir strateji çizmek için kapsayıcılık ve çeşitlilik (inclusion&diversity) kavramlarını biraz daha konuşulabilir olmalıyız. Çünkü geleceğin insan kaynakları çalışmalarında, özellikle Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) belirttiği şekli ile, üzerinde çalışılması gereken altı zorunlu alandan biri kapsayıcılık ve çeşitlilik. Bu alanı gençler açısından ele alarak tartışmaya açmak geleceğin iş ortamları için katkılı olur düşüncesindeyim.

Kapsayıcılık

European Mentoring and Coaching Council (EMCC) Dünya Başkanı Dr. Rıza Kadılar ile gerçekleştirdiğimiz podcastte bu konu üzerinde uzun uzun konuştuk. Kapsayıcı liderin özelliklerini anlatırken artık herkesten güçlü, vizyoner, her şeyi bilen süper lider değil, bütün ekip arkadaşlarını kapsayan, herkesin en üstün yetkinlerini bulup kullanmasına imkan sağlayan, birlikte yola çıkılacak, hizmet eden ve herkesin kapsandığını hissetmesini sağlayan liderlere ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Ve buradaki kapsayıcılıktan anladığımız şeyi de bir “duygu” olarak tanımlıyor. Kişinin kendini iyi ve güvende hissettiği, tüm yetkinliklerini içtenlikle ortaya koyduğu, sabah yataktan kaldıran şeyin alarm değil, ait olma/dahil olma/parçası olma hissini sonuna kadar yaşadığı bir istek hissi. Daha önce de bahsettiğimiz gibi amigdalanın sürekli tetikleme yaşattığı bir ortam değil, sakin ve dingin ön kortekste tanımlanmış, bilinçli bir farkındalık ile güvende hissetme hali olmalı. Onlara yapabileceklerine dair güven ortamı yaratmak, şeffaf bilgi akışını ile sürdürülebilir çözümler sunacak motivasyonları sağlamak olmalıdır. Geçen yazımızda yine bahsettiğimiz Fairness – Adalet duygularını sarsmayacak geribildirimler vermek atılması gereken en önemli adımlardan.

İşte gençlere böylesi bir ortamda bu hissi hissettirebilen liderler ve markalar geleceğin kazananı olacak. Kısaca kapsayıcılığı tanımlayamaya çalıştık.

Çeşitlilik

Peki çeşitlilik (diversity) nedir? Bu kapsayıcılık anlayışına bizi götüren araçlardan biridir çeşitlilik. Eğer uygun ortam sağlanır ise, yani kapsayılık ile pozitif duygu ortamı yaratılır ise proje gruplarında gençlerin liderlik rolünü üstlenmelerine ve bunu doğal olarak hayata geçirmelerine imkan sağlanmış olacaktır. İş dünyası liderlerinden Şerif Kaynar bir konuşmasında diversityi şöyle açıklıyor; “Yönetim kurulunda sekiz tane yetmiş yaşında adam varsa oraya yirmibeş yaşında bir kadın öneriyorum”. Kadınların yönetimde söz sahibi olmaları da çeşitlilik kapsamında bir örnek. Kovid-19 pandemisinde kadın liderleri olan şehirlerin ve ülkelerin, bu süreci yönetmekte daha başarılı oldukları görülmektedir. Bazı araştırmacılar belirli kriz dönemlerinde kadın liderlerin güven sağlayan bir avantaja sahip olduklarını belirtmektedirler.

Pandemi döneminde yaşadığımız gibi dipten gelen sarsıcı bir kriz ortamında problem çözme becerileri gelişmiş gençleri sürece dahil edebilmek için şimdiden bu anlayışı geliştirmeye ihtiyacımız var. Şunu da kabul etmemiz gerekir; teknolojinin gerçekliğinde doğmuş genç kuşak uzaktan çalışma, esnek çalışma gibi alanlara yatkın olma durumunda daha uyumlanabilir özelliklere sahiplerdir. Tüm dünyada şu anda bir yetenek kıtlığı var ve bizim yapmamız gereken gençleri bu yetenek kıtlığı sorununu çözecek ortamlar yaratarak bu ortamlara onları dahil etmek. Çünkü Türkiye genç nüfusu ile teknolojiyi en çok kullanan ülke ancak bizim yapmamız gereken kullanıcıdan öte bu teknolojileri üreten gençleri ortaya çıkarmak ya da üretebilecekleri imkanları sağlamak.

İş dünyası çok uzun zamandır verimliliğin artmasında insan becerilerinin önemine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyordu ancak zihinsel olarak “biz” bilinci gibi, “birlikte başaracağız” gibi inanç ve duygu ortamları yaratmada kuşaklar arası çatışmalardan pek fazla alan bulunamıyordu. Ancak artık teknoloji gençlerin biz de buradayız demelerine olanak sağladı. Dijital açık rozetler ile tanımlanmaya başlanan yetkinliklerini hayata geçirerek değişim ve dönüşümün bir parçası olmak istiyorlar.

Şirketler için de bu krizden çıkma yollarından biri; bu çeşitlilik ve dahil etme anlayışına yatırım yapmalarında, daha uyumlu, etkili ekipler oluşturmak için çevik hareket etmelerinde yatıyor. Tüm yöneticilerini kapsayıcı liderlik yeteneklerini geliştirebilecek yönde motive etmeli ve tüm çalışanlarının olumlu duygular ile işe getirebileceklerini düşündükleri bir kültür inşa etmelidirler. Gençlerle bağlantı kurabilecekleri organizasyonları arttırmalı, gençlerin birbiri ile çözüm üretebilecekleri çalışmalara sponsor olmalıdırlar.