Haber/ Saadet ERCİYAS

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İzmir’de kitaplara erişimi kısıtlı olan köy ve mahallelerimizde çocuklar, gençler, kadınlar ve yaş almış büyüklerimizin, yani 7’den 70’e herkesin kitaba erişimini kolaylaştırmak ve kitap okuma alışkanlığını geliştirmeyi amaçladığını söyledi. Soyer, projeyle özellikle sosyal ve kültürel açıdan olanakların kısıtlı olduğu bölgelerde çocuk, genç ve ebeveynlerin kişisel gelişimine katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 500'er kitapla hizmete başlayan ve özel olarak tasarlanan iki gezici kütüphanesi İzmir'in köylerini 21 günde bir ziyaret edecek. Kütüphanenin ziyareti ilçe belediyelere ve muhtarlara önceden bildirilecek. Ayrıca kütüphanenin programları, Kültür ve Sanat Dairesi'nin sosyal medya hesaplarından düzenli olarak paylaşılacak. Gezici kütüphaneye üye olan herkes, 21 günlük dönemlerde ödünç kitap alabilecek.

Gidilen köy ve mahallelerde, yazar ve okur buluşmaları, drama atölyeleri, çocuklarda okuma alışkanlığı üzerine ebeveyn eğitimleri gibi okumayı özendiren etkinlikler düzenlenecek. Çağdaş Drama Derneği ile yaratıcı drama yöntemiyle okumayı özendirici atölyeler yapılacak.

Gezici kütüphanenin hizmet verdiği yerlerde okuyucular, kendi telefon veya bilgisayarlarından e - kütüphane hizmetinden yararlanabilecek. İlk hizmetine Ödemiş'ten başlayan gezici kütüphanenin sonraki durakları Tire, Beydağ, Bayındır, Selçuk, Menderes olacak. Ziyaret planı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal medya hesaplarından duyurulacak.

"ALLAH İLE DİYALOGLAR" MİSAFİR AMMO'NUN HÜZÜN DOLU AĞIDI

Şair, yazar, çevirmen Ümit Yaşar Işıkhan'ın "Allah ile Diyaloglar - Asirutho' am Aloho" adını taşıyan şiir kitabı kısa süre önce Yeni Alan Yayıncılık tarafından yayımlandı. Işıkhan'ın "Bu benim son şiir kitabım" dediği, doğup büyüdüğü Mardin'e ve kaybolmaya yüz tutmuş kadim dillerden biri olan Süryanice'ye zarif bir selam yolladığı kitap gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenilmiş bir ağıt aslında. Mardin'i ziyaret edenlerin "uğramadan dönme" listesindeki en önemli yerlerden biri olan Deyrulzafaran Manastırı'na çocukken annesi tarafından terk edilmiş ve 85 yaşında ölümüne kadar kapıda hep onu beklemiş "Misafir Ammo Bahee"nin ağıdı.

Yakın Kitabevi'nde bir araya geldiğimiz Ümit Yaşar Işıkhan ile son kitabını, kitabın kahramanı çocukluğundan tanıdığı Ammo Bahee'yi ve yeni çalışmalarını konuştuk. Yaşamı boyunca manastırda annesinin dönüşünü bekleyen ve kapıdan her giren kadını annesi zanneden ve manastırın simgelerinden birisi olan Bahee lakaplı İbrahim'in Mardin'de doğduğunu söylüyor Işıkhan. Kendisi de Mardin doğumlu olan Ümit Yaşar Işıkhan'dan çocukken tanıdığı Ammo'nun yürek burkan öyküsünü dinledik.

Ammo'nun hüznü, kadersizliği çocukluktan başlıyor. Beşikteyken bir horoz gagalıyor bir gözünü, sanırım beyninde de bir hasar oluşuyor. 1929 doğumlu Bahee, altı yaşında manastıra bırakılıyor. "Annen gelecek bir yere ayrılma" diyor papazlar Bahee'ye. Yıllar sonra annesi bir gün geliyor ama, belki de onun engelli halini görünce yanına almaktan vazgeçiyor. Giderken yine, "Ben gelip seni alacağım" diyor ona.

76 yıl bekliyor annesini sabırla. Manastır Mezopotamya Ovası'na hakim bir noktada. Sık sık ovaya bakıyor Bahee, "Gelen var mı?" diye. Manastırın çanını çalıyor, avluyu temizliyor. Zamanla oranın simgesi haline geliyor. Kendisi manastırla özdeşleşiyor. Manastırlarda külah, çorap, gömlek gibi her kıyafetin bir görev derecesi var. Mor çorapları ancak patrik giyiyor. O da mor çorap giymek istiyor. O kadar çok istiyor ki, ona da veriyorlar. Çoraplarını göstermek için ayakkabısız dolaşıyor gün boyunca...

"Ammo Bahee saf ve iyi niyetli bir adam, çocuk gibi. Kimseye karşı kin, nefret beslemeyen, hile nedir bilmeyen bir adam" diyor Işıkhan ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Biz çocukken manastırın bahçesinde oynardık, Bahee'yi de görürdük orada. Başkalarının verdiği giysilerle dolaşır, burnu akar, gelişememiş bir adam. Arapça, Süryanice ve az da olsa Kürtçe anlar, ama hiç konuşmazdı. Hep hüzünlüydü. Öyküsünü duyunca yazmak istedim. Kendini Deyrulzafaran Manastırı'nda hep misafir olarak gördü Bahee, yaşlılığında da herkesin bu dünyada misafir olduğunu mırıldandı. İçindeki fırtınaları kendine saklayarak Allah ile söyleşti. Bu yapıt Ammo Bahee'nin Allah ile diyaloğunu içeriyor."

Ümit Yaşar Işıkhan, eserini hazırlarken Bahee'nin yaşadığı manastıra gitmiş yıllar sonra. Şimdiki metropolit Saliba Özmen ile de söyleşmiş, onun yaşadığı odayı, küçük penceresini görmüş. Bugün Mardin Kırklar Kilisesi Ruhanisi araştırmacı yazar Horiepiskopos Gabriel Akyüz'den Bahee'yi dinlemiş.

Işıkhan'ın kadim dillerden biri olan Süryanice'den kelimelerle örülü kitabı, "Meleklerin Ağladığı Saatler" adlı eseri gibi bir ağıt. "Bu kitap yazılmış son ağıtlardan biri. Aynı zamanda tek kişilik bir oyun" diyor. Bundan sonra roman yazmayı sürdüreceğini belirten Ümit Yaşar Işıkhan, bu eserle birlikte artık şiire veda ettiğini söylüyor. Işıkhan, salgın koşulları el verirse, bu özel kitabını İzmir'deki imza gününün ardından Ekim ayında Mardin'de, Deyrülzafaran Kilisesi'nde okurları için imzalayacağını söylüyor.

Söyleşimizin sonunda elimde Ümit Yaşar Işıkhan'ın zarif sözlerle imzaladığı "Sen Yoktun - Aşk ve Devrim Şiirleri", "Meleklerin Ağladığı Saatler - Son Gitmeler Ağıdı", "Son Şarkılar Zamanı" kitapları, "Şiir var oldukça, hüzünler paylaşılacak, mutluluklar çoğalmaya devam edecek" diye düşünüyorum.

YENİ ÇIKTI

Amasanga - Bir Başka Adıyla Amazon / Turan Ali Çağlar / Literatür Yayınları

Turan Ali Çağlar'ın Çiğli Belediyesi'nin Fakir Baykurt Roman Ödülünü kazanan ve Literatür Yayınları'ndan çıkan kitabı "Amasanga - Bir başka Adıyla Amazon" kitabı okurlarıyla buluştu. Yaşamını Mersin'de sürdüren yazarın 1986 yılından bu yana ulusal ve yerel dergilerde yayımlanmış halkbilim konularında yazıları bulunuyor. Yaşar Kemal ve Osman Şahin'in yönlendirmeleriyle öykü ve roman yazmaya başlayan Çağlar'ın yayımlanmış eserleri ise çok sayıda ödülü kucaklamış. Turan Ali Çağlar'ın kaleme aldığı Amasanga romanı, adları yanlışlıkla "Amazon" olarak tarihe geçen eşitlikli Amasangalar'ın, Hititler'den başlayan, Frigyalılar, Selçuklular, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine kadar süren toplumsal gelişim sürecini anlatıyor. Farklı dönemlerde, farklı coğrafyalarda ve farklı toplumlarda yaşamış kadınların binlerce yıllık eşitlik mücadelesine yer veriyor. Yer yer alaysamalı bir dil, yer yer iç sızlatan bir gerçeklikle yazılmış romanda okurlar, akıllarını kullanarak zorlukları aşmasını bilen, yaratıcı, dirençli, boyun eğmeyen, savaşçı kadınlarımızın yaşam mücadelesine tanıklık ediyor.

SMYRNA EDEBİYAT YARIŞMASI'NIN ÖDÜLLERİ VERİLDİ

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı ve İZELMAN AŞ tarafından düzenlenen Smyrna Edebiyat Yarışması'nı kazananlar ödüllerini düzenlenen törenle aldı. Yarışma öykü ve şiir dallarında, lise ve serbest olmak üzere iki dalda gerçekleştirildi. Yarışmanın lise öykü kategorisinde Elif Ceyda Ebeş birinci, İnci Mina Varol ikinci, Azranur Erbilgin ile Zeynep Aksoy üçüncü oldu. Lise şiir kategorisinde ise birincilik ödülünü Erol Uğur Güngör, ikincilik ödülünü İlayda Albaş, üçüncülük ödülünü Hilal Çalışkan aldı. Serbest şiir kategorisinde Özlem Dertsiz birincilik, Ali Karan ikincilik, Deniz Dağdelen Düzgün üçüncülük ödülünü kazandı. Serbest öykü kategorisinde ise Başak Baysallı birinci, Atalay Mert Kuşkaya ikinci oldu. Üçüncülük ödülünü Funda Mengilli ile Cenker Ekemen paylaştı.

ÇOK SATANLAR

Delibo - Murat Uyurkulak - Can Yayınları

Bizi Sürükleyen Nehir - Zülfü Livaneli - Doğan Kitap

Kur’an Incil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni - Muazzez İlmiye Çığ - Kaynak Yayınları

Neandertaller Konuşur muydu? - Caner Kerimoğlu - Varyant

Bir Nefes Gibi - Ferzan Özpetek - Can Yayınları

Alaattin Çakıcı - Siyasette Bürokraside Cezaevinde - Saygı Öztürk - Doğan Kitap

Dans Dans Dans - Haruki Murakami - Doğan Kitap

Konuşmayı Kes Harekete Geç - Shaa Wasmund - Paloma Yayınevi

Asla Vazgeçme Asla - Ali Türksen - Kırmızı Kedi Yayınevi

Şeker Portakalı - Jose Mauro de Vasconcelos - Can Yayınları