Fas’ta bir madende yapılan kazılarda 66 milyon yıl önce okyanuslarda yaşamış dev bir deniz kertenkelesi türüne ait fosiller bulundu. Bilim insanları, bu fosilleri inceleyerek yeni bir tür keşfettiklerini açıkladı. Tür, Khinjaria acuta olarak adlandırıldı ve yaklaşık 8 metre uzunluğunda, hançer benzeri dişlere sahip bir hayvan olduğu belirlendi.
“İblis Yüzüne ve Bıçak Gibi Dişlere Sahipti”
Çalışmayı yürüten Bath Üniversitesi’nden Dr. Nick Longrich, yeni keşfedilen türün “acayip” bir görünüme sahip olduğunu söyledi. Dr. Longrich, “Bu tür, iblis yüzüne ve bıçak gibi dişlere sahipti. Dişleri, güçlü çenesiyle birleşince korkunç bir ısırma kuvveti oluşturuyordu. Bu tür, okyanuslarda yaşayan en büyük ve en tehlikeli yırtıcılardan biriydi” dedi.
Dr. Longrich, Khinjaria acuta türünün, günümüz Komodo ejderleri ve anakondaların uzak akrabaları olan mosasaurlar olarak bilinen dev deniz kertenkeleleri ailesinin bir üyesi olduğunu belirtti. Dr. Longrich, “Mosasaurlar, 66 milyon yıl önce nesli tükenen deniz sürüngenleriydi. Boyları 2 metreden 18 metreye kadar değişiyordu. Bazıları, dinozorlardan daha büyüktü” diye konuştu.
“Dinozorlarla Çağdaş Yaşamıştı”
Dr. Longrich, Khinjaria acuta türünün, Fas kıyısı açıklarındaki Atlantik Okyanusu’nda yaşayan bir dizi üst düzey yırtıcıdan yalnızca biri olduğuna inandıklarını da ekledi. Dr. Longrich, “Bu, tarihin herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda görülen en çeşitli deniz faunalarından biriydi. Bu tür, deniz sürüngenleri ile dinozorların nesli tükenmeden hemen önce yaşıyordu. Bu tür, dinozorlarla çağdaş yaşamış ve onlarla birlikte nesli tükenmişti” dedi.
Dr. Longrich, hem mosasaurların hem de dinozorların neslinin, yaklaşık 66 milyon yıl önce dünyaya çarpan dev bir göktaşı nedeniyle tükendiğini söyledi. Dr. Longrich, “Bu göktaşı, dünyanın ekosistemini altüst etti. Denizlerdeki yaşam da büyük ölçüde yok oldu. Bu da, denizleri balinalara, foklara, kılıçbalığı ve ton balığı gibi balıklara açtı. Geçtiğimiz 66 milyon yılda ekosistem yapısında büyük bir değişiklik olmuş gibi görünüyor” dedi.
Çalışma, Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayınlandı.
