Binlerce yıldır geleneksel Çin ve Japon tıbbının vazgeçilmez bir parçası olan yeşil çay, bugün modern bilimin de radarına girmiş durumda. Onu siyah çaydan ayıran en temel özellik, toplandıktan sonra fermantasyon işlemine tabi tutulmaması, bu sayede de içerdiği değerli bileşenleri, özellikle de polifenolleri yüksek oranda korumasıdır. Bu polifenollerin en önemlileri ise, yeşil çaya o "mucizevi" şöhretini kazandıran güçlü antioksidanlar olan kateşinlerdir.

Vücudumuz, çevresel faktörler, stres ve normal metabolik faaliyetler sonucunda "serbest radikaller" adı verilen kararsız moleküller üretir. Bu serbest radikaller, hücrelere saldırarak onlara zarar verir, yaşlanma sürecini hızlandırır ve kanserden kalp hastalıklarına kadar birçok kronik rahatsızlığın zeminini hazırlar. İşte antioksidanlar, bu serbest radikalleri etkisiz hale getiren birer "koruyucu kalkan" görevi görür. Yeşil çay, özellikle "Epigallocatechin gallate" (EGCG) adı verilen son derece güçlü bir kateşin türü açısından zengindir. Bilimsel çalışmalar, EGCG'nin hücreleri koruma, iltihaplanmayı azaltma ve kronik hastalık risklerini düşürme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Düzenli olarak yeşil çay tüketiminin, kalp ve damar sağlığını desteklediği, kötü kolesterol (LDL) seviyelerini düşürmeye yardımcı olduğu ve beyin fonksiyonlarını koruyarak Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu bir etki gösterebileceği yönünde güçlü kanıtlar bulunmaktadır.

Metabolizma hızlandırıcısından ödem atıcıya: zayıflama üzerindeki rolü

Yeşil çayın popülerliğinin ardındaki en büyük nedenlerden biri de hiç şüphesiz zayıflama sürecine olan desteğidir. Peki, bu iddia ne kadar doğru? Bilimsel veriler, yeşil çayın kilo kontrolü üzerinde birden fazla mekanizma ile etkili olabileceğini gösteriyor. İçerdiği kafein ve EGCG kombinasyonu, metabolizma hızını bir miktar artırarak vücudun dinlenme anında bile daha fazla kalori yakmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, bazı çalışmalar bu bileşenlerin, vücudun yağ yakımından sorumlu hormonları daha etkin hale getirerek yağ oksidasyonunu artırabildiğini öne sürmektedir.

Yeşil çayın bir diğer popüler özelliği ise "ödem atar mı?" sorusuna verdiği olumlu yanıttır. Doğal bir diüretik olan yeşil çay, vücuttan fazla suyun ve tuzun atılmasına yardımcı olur. Bu durum, özellikle sabahları hissedilen şişkinliğin azalmasına ve tartıda geçici bir düşüş görülmesine neden olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu durum yağ kaybı değil, su kaybıdır ve tek başına kalıcı bir zayıflama sağlamaz.

Peki, gece yatmadan önce yeşil çay içmek zayıflatır mı? Bu, sıkça sorulan ancak dikkatle yaklaşılması gereken bir sorudur. Teorik olarak, gece içilen yeşil çay da metabolizma üzerinde hafif bir etki yaratabilir. Ancak içerdiği kafein, özellikle hassas kişilerde uyku kalitesini ciddi şekilde bozabilir. Yetersiz ve kalitesiz uyku ise, kilo alımına neden olan stres hormonu kortizolün artmasına ve iştah kontrolünün bozulmasına yol açar. Bu nedenle, zayıflama amacıyla yeşil çay tüketmek için en ideal zaman dilimi, gündüz saatleri, özellikle de öğünlerden 1-2 saat sonrasıdır.

Her şeyin fazlası zarar: yeşil çayın karanlık yüzü ve potansiyel riskleri

Tüm faydalarına rağmen, yeşil çayın da bilinçsiz ve aşırı tüketildiğinde bazı zararları olabileceğini unutmamak gerekir. Her şeyde olduğu gibi, burada da anahtar kelime "ölçülü olmak"tır.

  • Kafein Hassasiyeti: Yeşil çay, siyah çay veya kahve kadar olmasa da, kayda değer miktarda kafein içerir. Aşırı tüketimi, özellikle kafeine hassas kişilerde çarpıntı, anksiyete, sinirlilik, uykusuzluk ve mide rahatsızlıkları gibi yan etkilere neden olabilir.

  • Demir Emilimini Azaltması: Yeşil çayın içeriğindeki tanen adı verilen bileşikler, özellikle bitkisel kaynaklı demirin (non-heme demir) vücut tarafından emilimini engelleyebilir. Bu nedenle, demir eksikliği anemisi olan veya risk altında bulunan kişilerin, yeşil çayı yemeklerle birlikte değil, öğün aralarında tüketmeleri önerilir.

  • İlaç Etkileşimleri: Yeşil çay, kan sulandırıcılar (warfarin gibi), bazı tansiyon ve kalp ilaçları ile etkileşime girebilir. Düzenli olarak ilaç kullanan kişilerin, yeşil çay tüketmeye başlamadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları hayati önem taşır.

  • Karaciğer Hassasiyeti: Normal miktarlarda çay olarak tüketildiğinde bir risk oluşturmasa da, yüksek konsantrasyonlu yeşil çay ekstrelerinin veya takviyelerinin aşırı kullanımı, nadir de olsa bazı kişilerde karaciğer hassasiyetine yol açabilir.

Kimler dikkatli olmalı?: dozaj ve tüketim önerileri

Peki, "1 günde kaç bardak yeşil çay içilmeli?" Genel olarak, sağlıklı bir yetişkin için günde 2-3 fincan yeşil çay tüketimi, hem güvenli kabul edilir hem de faydalarından yararlanmak için yeterlidir. Ancak bazı grupların daha dikkatli olması gerekir.

"Yeşil çayı kimler tüketmemeli?" sorusunun cevabı ise daha nettir:

Sındırgı'da korkutan bilanço: 10 günde 4 bine yakın artçı sarsıntı, uzmanlar 'fırtına' dedi!
Sındırgı'da korkutan bilanço: 10 günde 4 bine yakın artçı sarsıntı, uzmanlar 'fırtına' dedi!
İçeriği Görüntüle
  • Hamile ve emziren kadınların, kafein içeriği nedeniyle tüketimi sınırlandırması veya doktorlarına danışması gerekir.

  • Ciddi anksiyete bozukluğu, panik atak veya ritim bozukluğu gibi kalp rahatsızlıkları olanlar, kafeinin tetikleyici etkisinden dolayı dikkatli olmalıdır.

  • Demir eksikliği anemisi tedavisi görenler, demir emilimi üzerindeki etkisi nedeniyle doktor tavsiyesi almalıdır.

  • Kronik bir hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanan herkes, olası bir etkileşime karşı doktoruyla konuşmalıdır.

Poşet mi, demleme mi?: en iyi yeşil çay nasıl hazırlanır?

Yeşil çayın faydalarından maksimum düzeyde yararlanmak için, onu doğru şekilde hazırlamak da önemlidir. Piyasada sallama (poşet) ve dökme (yaprak) olmak üzere iki ana formda bulunur. Genel olarak, yaprak formundaki yeşil çaylar, daha kaliteli yapraklardan elde edildiği ve daha az işlem gördüğü için antioksidan içeriği daha yüksek kabul edilir. Bazı poşet çayların üretiminde kullanılan materyallerin mikroplastik içerebileceğine dair endişeler de bulunmaktadır.

En iyi demleme için şu adımlar izlenebilir:

  1. Suyu kaynattıktan sonra 1-2 dakika kadar (yaklaşık 80-85°C'ye) soğumasını bekleyin. Kaynar su, yeşil çayın hassas yapraklarını yakarak tadının acılaşmasına ve değerli bileşenlerinin bir kısmını kaybetmesine neden olabilir.

  2. Bir fincan için yaklaşık bir çay kaşığı yaprak yeşil çay kullanın.

  3. Suyu yaprakların üzerine dökün ve 2-3 dakikadan fazla demlemeyin. Daha uzun demleme, yine çayın acılaşmasına yol açar.

  4. Demlenen çayınızı süzerek içebilirsiniz.

Ayrıca, "limonlu yeşil çayın faydaları" da sıklıkla merak edilen bir konudur. Demlenmiş yeşil çayınıza birkaç damla taze limon suyu eklemek, sadece lezzetini artırmakla kalmaz, aynı zamanda limonun içerdiği C vitamini, çaydaki kateşinlerin vücut tarafından emilimini ve etkinliğini artırır. Bu basit dokunuşla, içeceğinizi daha da güçlü bir sağlık kalkanına dönüştürebilirsiniz.

Kaynak: HABER MERKEZİ