Deneyimli dağcı Adnan Öztaş, iki arkadaşıyla birlikte dünyanın en zorlu zirvelerinden Kırgızistan’daki Khan Tengri Dağı’nda Türk bayrağını dalgalandıran ilk İzmirli olarak tarihe geçti.

Röportaj / Engin YAVUZ

“Dağ ne kadar yüksekse dağcı o kadar alçak gönüllü olmalıdır derler. Bir tırmanıştan önce mutlaka dağdan izin isterim”

Adnan Öztaş 1960 doğumlu. Öztaş’ın İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü’nde bundan 27 yıl önce başlayan dağcılık serüveni hala aynı heyecanla sürüyor. Şimdiye kadar yurt içinde ve yurt dışında birçok ülkede zirvelere ulaşan Öztaş, son olarak Ağustos ayı içinde Kırgızistan’daki Khan Tengri Dağı’nın 7010 metrelik zirvesine iki arkadaşıyla birlikte ulaşmayı başardı. Kendisiyle dağcılıktan,zirvelerden konuştuk.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ankara’da 1960 yılında doğdum. 1982 yılında İzmir’e yerleştik. Mesleğim reklamcılık. Evliyim ve iki çocuğum var. Bundan 31 yıl önce kurulan İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü İDADİK’in 27 yıldan bu yana üyesiyim. İki yıl süreyle de kulübün başkanlığını yürüttüm. İlk kez 1990 yılında yalnızca kamp kurmak için Nif Dağı’na gittik. Zamanla tüm dağcılık eğitimlerimi aldım. Denizli’de Dilmen Köyü civarından 2570 metrelik Honaz Dağı’nın zirvesine tırmandık. Sonra yukarıya kadar parke kaplı bir yol yapıldığını öğrendik. Zirveye kadar yol gidince bir daha o dağa tırmanmanın bir anlamı kalmadı.
zirve-onemli2Deneyimli bir dağcısınız, şimdiye kadar hangi etkinlikleri gerçekleştirdiniz, hangi ülkelere gittiniz?
Tırmanış için 6 defa İran’a, 2 defa Rusya’ya, 2 defa Gürcistan’a, 3 defa Kırgızistan’a ve Çin’e gittim. Organ bağışı konusunda farkındalık yaratmak için arkadaşlarla birlikte İstanbul’dan bisikletle dola çıktık. Etkinliğimiz hem bisiklet hem de tırmanış içeriyordu. Bulgaristan, Hırvatistan, Slovenya, İtalya ve İsviçre üzerinden Fransa’ya gittik. Mt. Blanc’a tırmandık. Bu etkinliği İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü üyesi altı arkadaşımla birlikte Türkiye’de de gerçekleştirdik. Doğubeyazıt’tan bisikletlerle yola çıkarak bir kez daha organ bağışına dikkati çekmek istedik ve İzmir’e kadar birçok ilden geçerek etkinliğimizi Ödemiş Bozdağ tırmanışı ile noktaladık.
'Hayata dönüşüm yolunda pedalla zirvelere' adını verdiğimiz proje kapsamında Erzurum’a da uğradık. Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi'ne bisikletlerimizle gittik, bizi Merkez Müdürü Prof. Dr. Kamil Yalçın Polat karşıladı. Arkadaşlarımızdan emekli teknisyen Ahmet Kırcalı, Organ Nakil Merkezi'nde bütün organlarını bağışladı. Kırcalı'nın organ nakil şahitliğini ise servis hekimlerinden biri yaptı. Arkadaşımız organlarını bağışlarken heyecanlı ve neşeliydi. Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pola ise bu buluşmada organ naklinin çeşitli etkinliklerle gündeme getirilmesinden memnun olduklarını söyledi. Türkiye'de organ bağışı bekleyen binlerce hastanın olduğunu belirten Polat,"Türkiye'de 40 bin böbrek nakli bekleyen hasta var, önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu rakamın 55 bine ulaşacak”dedi.
Biz düzenlediğimiz iki etkinlikte de organ bağışı konusunda mesajlarımızı verdik diye düşünüyorum. Sağlık müdürlükleri de etkinliklerimize destek verdi. Yerel medya ilgi gösterdi. Kaç kişiyi organ bağışı konusunda etkiledik bilemiyorum ama bir kişiyi bile etkilemiş olsak bizim için kazançtır.
Kırgızistan’daki Khan Tenri Dağı tırmanışınızı anlatabilir misiniz bize?
Kırgızistan’daki Khan Tengri Dağı’nın 7010 metrelik zirvesine 8 Ağustos günü ulaştık. Bu benim üçüncü 7 binlik zirveye çıkışımdı. Daha önce Kırgızistan’da 7134 metrelik Piklenin, Çin’de ise 7546 metrelik Mustag Ata zirvesine tırmanmıştım. Tırmanış içinde Temmuz ayı içinde araçla yola çıktık. Binlerce kilometrelik yolları aştık. Faaliyete önceden hazırladığımız program gereği 7 kişi başladık. Kaçkarlar tırmanışının ardından ekipten 3 kişi geri döndü. Geriye 4 kişi kaldık ve birlikte Gürcistan’da Kazbek Dağı tırmanışını gerçekleştirdik. O tırmanışın ardından da bir arkadaşımız geri döndü. Yola 3 kişi devam ettik. Rusya’da Elbruz Dağı’nın 5642 metrelik zirvesine tırmandık. Oradan Kırgızistan’a, Bişkek’e geçtik. Oradan büyük kentlerden Karakol’a ulaştık. Tırmanışın başlangıcında İnelchek buzuluna girmek için araçla 160 kilometre ilerledik. 3825 metrelik boğazdan geçerek 2600 metredeki ilk kampa ulaştık.
Zorlu bir tırmanış gerçekleştirmişsiniz…
Buzul kampın bulunduğu yerden başlıyordu. 2600 metreden 4000 metreye beş günde ulaşabildik ve ana kampın bulunduğu bölgeye tırmandık. Buzul bulmaca gibiydi ve rotayı izlemek çok zordu. Çok tehlikeli bir güzergah bizi bekliyordu. Ana kampta tırmanma öncesinde iyice dinlendik. Sonra yeniden yola çıktık ve 4200 metredeki birinci kampa ulaştık. Sıcaklık -20 civarındaydı. Hava sürekli kapalıydı, sık sık kar yağıyordu. Birinci kamptaki iki günlük molanın ardından üç gün üç gece yürüyerek 5300 metredeki ikinci kampa ulaştık. Dördüncü gün de 5850 metredeki üçüncü kampa ulaştık. Aynı günün gecesi, yani 8 Ağustos gecesi 01.30’da zirveyi denedik. Zirve 1160 metre yukarıdaydı ve oraya tırmanıp geriye dönünceye kadar 25 saat geçti. İDADİK üyeleri olarak ben, Ayşe Nalbantsoy ve Kağan Kiriş İnelchek buzulunu geçerek zirve yapabilen ilk Türkiye Cumhuriyeti ekibi olduk…
Tırmanışlar sırasında dikkat edilmesi gereken bazı kurallar olmalı…
Bu tür tırmanışlar gerçekten zor. İnsan beyni bu tür yüksekliklere alışık değilse beynin mutlaka bu yüksekliğe alışması gerekiyor. Asıl tırmanış öncesinde tırmanışa geçip kampa yeniden geri dönmek beynin sonraki yüksekliğe alışması içindir. Kendine çok güvendiği için deneme yapmadan tırmanan bir arkadaşımız bu yüzden yaşamını yitirdi. Bu tür tırmanışlarda mümkün olan en yavaş tempoda yürümek gerekir. Örneğin bir kamptan çıkıp tırmanışa geçmeden önce ben yemek yemem. Eğer tırmanış sırasında kendimi iyi hissetmezsem en azından bunun sindirim sisteminden değil bir başka nedenden kaynakladığını bilirim. Khan Tengri zirvesi zorlu bir zirveydi bazı ayak parmaklarım bu yüzden don ısırığı denilen soğuktan etkilendi, morardı. Doktorlar altı ay içinde parmaklarımın normale döneceğini söylediler.
zirve3Zirveye çıkmak neler hissettiriyor?
Zirvede olmak iyidir. Ama ben bunu yalnızca kendim için yaparım. Yarışım yalnızca kendimledir. Dağ ne kadar yüksekse dağcı o kadar alçakgönüllü olmalıdır derler. Bir tırmanıştan önce mutlaka dağdan izin isterim. Zirveye tırmanmışsam eğer diz çöker toprağı üç kez öperim. Doğaya gerektiği gibi davranırsanız doğa da size iyi davranır. Ve şöyle bir söz vardır dağcılar arasında; iyi dağcı dönmesini bilendir…

Bundan sonraki hedeflerinizden de söz eder misiniz?

Hedeflerim tabii ki çok. Her dağcının gönlünde aslında Everest tırmanışı yatar. Benim de tırmanmayı düşündüğüm birçok zirve var. Çoğunun masraflarını kendi bütçemden karşılıyorum. Seyircisi olmayan bir spor olduğu için dağcılar fazla sponsor bulamaz. Sponsor bulabilirsem katkısı oluyor, bulamazsam kendi cebimden harcıyorum.


İDADİK 1986’DA KURULDU

İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü İDADİK 1986 yılında Adnan Kayatepe ve 16 arkadaşı tarafından kuruldu. İDADİK Türkiye'de dernek statüsünde kurulan ilk dağcılık kulübü olma unvanına sahip bir spor kulübü olmanın bilinci ile dağcılık ve doğa sporlarında ihtisaslaşmayı, Türk gençlerini en iyi şekilde dağ ve doğa sporları içerisinde fiziksel, zihinsel ve toplumsal yönden eğitip ülkesine, topluma yararlı ve sağlıklı birer birey olarak katılmalarını sağlamayı amaç edindi.

Günümüze kadar 3bin 200 den fazla kişinin yolunun geçtiği İDADİK, ülkemizde dağcılığın gelişmesi ve yaygınlaşması adına pek çok ilke imza attı. İDADİK, 31 yıllık tarihinde Türk dağcılığına yaz ve kış eğitimlerini tamamlamış 500'den fazla sporcu ile yüksek dağcılık rehberliğini yapabilecek nitelikte çok sayıda lider ve rehber kazandırdı.

zirve11500 UZMAN REHBER

İDADİK günümüz itibariyle 250'yi bulan resmi üyesi  ve 100'ye yakın aktif yüksek dağcılık yapan sporcusuyla Türk ve Dünya dağlarında Türk Bayrağı’nı gururla dalgalandırıyor.
Her yıl yurdumuzun önemli zirvelerine kış ve yaz tırmanışları ve trans etkinlikleri gerçekleştirmenin yanı sıra, yürüyüş sezonu olan kasım-mayıs ayları periyodunda, her pazar İzmir çevresinde kısa ve uzun parkurlarda konuk ve üyelerinin katıldığı yürüyüşler düzenliyor. Ayrıca, Ödemiş Bozdağ’da Şubat ayında düzenlediği Geleneksel Kış Dağcılık Şenliği ile yurdun dört bir yanından gelen dağcı ve doğaseverlerle, İzmir dağcılarının buluşmasına ev sahipliği yapıyor.

İDADİK 2011 yılından itibaren de Dağ Kültür Derneği desteği ile Konak Belediyesi ortaklığıyla Mart-Nisan aylarında İzmir Dağ Filmleri Festivali düzenliyor.İDADİK’in, bugüne kadar tırmanış gerçekleştirdiği yurtdışı zirveler arasında Sabalan ve Demavend-İran, Peak Lenin-Kırgızistan, Klimanjaro-Tanzanya, Mustag Ata-Çin, Mt. Blanc-Fransa, Musalla-Bulgaristan, Olimpos-Yunanistan, Fuji–Japonya, Kazbek-Gürcistan, Elbruz-Rusya, Matterhorn-İsviçre yer alıyor.