El Nido, Filipinler’in Palawan Adası’nın kuzeyinde yer alıyor. Milyonlarca yıl kireçtaşı kayalıklarının yağmur, dalgalar ve rüzgârla aşınması neticesinde bölgede çok sayıda mağara, lagün, gizli koylar oluşmuş.
Hazırlayan / İsmail Ragıp GEÇMEN
Artık Coron’a veda zamanı geldi. Öğlen saatlerinde kalkacak olan feribot için çok da zaman yok. Kahvaltı sonrası Danimarkalı yaşlı çiftle biraz laflıyoruz çardakta. Nihayet hareket zamanı gelip çatıyor. Çantalarımızla pansiyonumuza yakın olan Coron Limanına doğru yürüyor ve El Nido hızlı feribotuna biniyoruz. Yol 5 saat sürecek. Ama diğer yandan yakın zamana kadar 10-11 saat süren bir yolculuktan kurtulmak da sevindirici.
Feribot hareket ediyor ve gerçekten çok hızlı. Önce Coron civarındaki adaları sonra da sağlı solu feribotun iki yanından geçip giden adaları izliyorum. Feribotun klimasının serinliği dışarının sıcağına inat insanları rahatlatıyor. Bir süre sonra Ercan abi dâhil hemen herkes uyuklamaya başlıyor. İzmir’den gelirken getirdiğim bilumum dergilerden son kalan sayfaları da okuyup bitiriyorum.
Dışarı çıkıp feribotun kıçındaki açık alanda sigara içenlerle birlikte, yanından gelip geçtiğimiz irili ufaklı yüzlerce bakir adaya bakıyoruz. Adaların çoğu küçük ve ıssız ama küçük bir kısmında balıkçı köyleri ya da turistik tesisler var. Hemen hepsinde bembeyaz kumsallara eğilmiş yemyeşil bitki örtüsü içinde Hindistan cevizi ağaçları. İnanılmaz güzeller, hani Hollywood filmlerinde ıssız adaya düşenler vardır ya, işte o adalar bunlar olmalı. Masmavi denize uzanan bembeyaz ıpıssız kumsallar… Geride kalan ormanlar, ağaçlar… Boş bir plastik sandalyeye oturup sıcak esen rüzgârda yanlarından geçip gittiğimiz binlerce adayı, hiçbirini unutmamak istercesine, beynime kazırcasına izliyorum. Hayatın anlamı ne hacı? Birbirimizi yiyip durmanın ne anlamı var ki şu kısacık hayatta? Milyonlarca insanın sıkışıp kaldığı kirli, gürültülü, pahalı ve insani ilişkilerden uzak büyük şehirlerde ömürleri tüketip duruyoruz.
Nihayet uzaktan yıllardır fotoğraflarıyla hayallerimi süsleyen bir başka yer, El Nido’nun ünlü silueti belirmeye başlıyor. İç sıkıntım anında dağılıveriyor.
45 MUHTEŞEM ADA
El Nido, Filipinler’in Palawan Adası’nın kuzeyinde yer alıyor. Milyonlarca yıl kireçtaşı kayalıklarının yağmur, dalgalar ve rüzgârla aşınması neticesinde bölgede çok sayıda mağara, lagün, gizli koylar oluşmuş. Kireç taşı kayalarından oluşan bu şahane ve ilginç görünümlü adalar, yeryüzünün en özel yerlerinden. El Nido’daki adaların görünümünü farklılaştıran kireç kayalarının oluşumu 250 milyon öncesine kadar dayanıyor. Bizim Peribacaları gibi yağmur ve rüzgârın etkisiyle aşınarak ilginç görünümler sergiliyorlar.
Filipinler’in El Nido bölgesi, yakınlarda National Geographic Traveler’s Magazine dergisi tarafından dünyanın en iyi seyahat noktalarından biri olarak seçilmiş. O seçsin seçmesin bana ne, gerçekten olağanüstü güzel bir yer, kanıtı da bak bu dergi anlamına geliyor, ondan söylüyorum.
El Nido çevresinde 45 muhteşem ada var ve bunların birçoğunda yerleşim bulunmuyor. Çevrede bulunan adaların bazıları ise özel mülk, yani amcalar bastırmış parayı ada satın almış. Bu adaların bir kısmında yerleşim bile yokken bazılarında son derece lüks resortlar var. ‘Bacuit Bay’ olarak adlandırılan bölge aynı zamanda ‘Marine Park’ yani Türkçesi ‘Deniz Parkı’ olarak koruma altında.
Limanda inip tuktukcuları atlatıp yürümeye başlıyoruz. Yine yatacak yerimiz yok bizim. Hava kararmadan bir yer bulmamız gerek. Birkaç yere soruyoruz, ooo fiyatlar uçuyor. Coron’dayken fırsat bulup bir ara baktığımda aklımda kalan uygun fiyatlı bir pansiyona tahmini kerteriz alıp yürüyoruz. Saatler akşamüstüne döner iken pansiyona giriyoruz. Hep olduğundan daha yaşlı bir teyze karşılıyor bizi resepsiyonda. Yan yana odalardan oluşan ve küçük bir avluya bakan kalan klimasız boş tek odayı gösteriyor. Bu bölgede klimalı odalar genellikle diğerlerinden 5-15 dolar arasında daha pahalı. Seyahatin sonuna doğru paralar iyice suyunu çekmişken klimalı odaya o paralar verilmez ama odanın kapısını açıp da odayı görünce gerisin geri kaçmak geliyor içimizden. Hava sıcak ve nemli zaten ama odaya girince ter boşalıyor üstümüzden. Üstteki çatı malzemesinden midir nedir içerisi cehennem sıcağı. Duvarlar nemden yosun tutmuş. Banyo, nedense bir kat aşağıya, merdivenlerle inilen bir yere yapılmış. Klozetin kapağı yok, doğrudan taş. Klima da yok ama bari vantilatör doğru dürüst çalışsa, son hızda ancak ‘benden bir şey beklemeyin abiler, ben çoktan bitmişim’ havasında çalışıyor. Felaket. Sorun şu ki saat ilerlemiş durumda ve yol üstünde sorduğumuz bütün yerler ya dolu ya da çok pahalı. Odalara gece başına 50 dolar ya da üstü isteniyor, delirmiş bunlar diye düşünüyorsun. Ben kalırım diyorum Ercan’a. O da bezmiş, başka yer aramaya gücü kalmamış olmalı ki tamam diyor. (Geceliği 1200 Peso=24 $).
Planımız, El Nido’da 2 gece kalmak. Öncelikli amacımız tabi ki çok sayıdaki ünlü deniz turlarından birine katılmak. Ertesi günün boşa geçmemesini için de hemen bu gece bir tur acentesi bulmamız gerekiyor.
DENİZ TURLARI
El Nido’da tekne turu olayı şöyle; 4 ayrı tur yapılıyor A, B, C, D. Hangi tur firmasına giderseniz hepsinin rotaları ve fiyatları hemen hemen aynı (1200-1500 Pezo= 25-30 $). Bu fiyata şnorkel, içme suyu, öğle yemeği ve rehberlik dâhil. Yani tura giderken mayonuzu ve terliklerinizi giyip yanınıza da güneş kreminizi ve fotoğraf makinenizi almanız yeter. Birkaç yıl öncesine kadar 700-800 Peso olan tur fiyatları lanet olası belediyenin yaptığı son düzenleme ile artmış. El Nido, Coron’la karşılaştırıldığında hem konaklama hem de tur fiyatları anlamında gerçekten pahalı. Artık konaklayanlar daha az kalıyorlar ve turları da seçerek alıyorlarmış, biz de öyle yapacağız anlaşılan. Zamanı olmayanlar için öncelikle C ve A tavsiye ediliyor. ‘Manyak gibi param var benim be’ diyorsanız özel olarak da tekne kiralayabilirsiniz elbet (250-350 $).
Dışarıya çıkıp El Nido’nun dışındaki pansiyonumuzun olduğu yolu kat ederek merkeze geliyoruz. Her yer acente zaten. 1 metrekarelik yol kenarı, bir kıçlık oturacak yer bulan herkes acente burada. Fiyatlar birbirine yakın olsa da tekneler ve saatleri değişken. Hangi turu, nereden, kaça alacağız? Epey bir dolaştıktan sonra seyahat bloglarındaki bilgileri de göz önüne alarak bir bakkalla (evet bakkalla) en çok önerilen C turu için anlaşıyoruz, sabah 07.30’da bulunduğumuz yerden alınacağız. Yüksek sezonda olduğumuz için fiyatlar da en yüksek dilimde. (Tur Kişi başı 1400 Peso=28 $).
Bölge koruma altında olduğundan gelen turistlerden küçük bir ‘Deli Dumrul vergisi’ alınıyor. Bilet alırken acente, çevre koruma ücretini (200 Peso= 4 $) peşin olarak tahsil edip makbuzunu veriyor, bu makbuz 10 gün boyunca geçerli.
El Nido’da ayrıca saati 150 Peso =3 $ ya da günlüğü 700 Peso= 14$’ dan kano kiralayıp yakınlardaki plajları ve adaları kendiniz de keşfedebilirsiniz. Ama tabi bu şekilde birbirinden uzak yüzlerce adayı, gizli plajları, büyük küçük lagünleri görebilmeniz mümkün değil, bunun için turlara katılmaktan başka yol yok.
Bisiklet kiralayıp, Kuzey Palawan çevresindeki 60 km’lik yolu 1-2 günde turlayabilirsiniz (Günlük 500 Peso=10 $). ‘Makinit Hot Spring’ ve ‘Nagkalit-kalit Şelalesi' gibi yerlere düzenlenen dağ yürüyüşü (950 Peso=19$) yapılabilecek diğer aktivitelerden.
El Nido plajı paralelinde uzayıp giden çok sayıda kafe, restoran ve bar var. Yine içeride sahile paralel uzanan caddede de çok sayıda mekân bulunuyor. Pizza’dan hamburgere, basit, ucuz ama garip Filipin yemeklerinden deniz ürünü barbekülerine kadar çok sayıda seçenek var.
Kasaba genel olarak pek de estetik değil, sokaklar karışık ve mimarisi kötü. Giderek de apartman tarzı binaların sayısı artıyor. Artan sadece yeni çirkin binalar değil, aynı zamanda fiyatlar da. Turizm blogları, 2011 yılına göre 2017 yılında fiyatların maalesef iki katından fazla artığını yazıyor ve fiyatlar da duracak gibi değil. Yüksek sezonda talep fazla olduğundan kalacak yer bulmak sıkıntılı ve oldukça pahalı. Önceden rezervasyon yapmakta fayda var. Konaklama açısından da beklentilerinizi biraz düşük tutun. Minik pansiyon tarzı yerler artmış, çoğunun kliması var ama çakma üretimler olduğundan serinletmesi yetersiz.
Diğer yandan bazı adalarda şahane resortlar var, fiyatları bütçenize uyuyorsa (yani eşek yüküyle paranız varsa) onlar da bir tercih, ama benim önerim her zaman El Nido’da kalmanız. Geceleri bolca sivrisinek olduğunu da söyleyeyim, yanınıza mutlaka sprey alın. Yakın zamanlara kadar gece elektrikler kesiliyormuş, şu anda arada bir kesilse de elektrik bulunuyor. İnternet bağlantısı da berbat ötesi, çok fazla bir şey beklemeyin.
Eğer deniz, kum, güneş ve doğal güzellik arıyorsanız, gani gani para da varsa El Nido tam size göre. Bembeyaz kumsallar, zümrüt yeşili deniz, zengin su altı yaşamı, şahane şnorkelle dalış noktaları, balıklar, deniz kaplumbağaları, kartpostallarda görülecek şahane adalar, olağanüstü manzaralar ve dahası. Dolu dolu ve keyifli zaman geçirilebilecek bir yer. El Nido lagünleri de gelecekte Vietnam’ın ünlü Halong Körfezini gölgede bırakacağına inanılan, Filipinler hükümetinin en çok önem verdiği alanlardan biri.
Öncelikle belirtmek gerek, kireçtaşı doğal oluşumlar denizin içinde de pek çok taş barındırıyor, onun için kıyılarda yüzmek epeyce dikkat istiyor. Deniz ayakkabısı şart. Sonra “bak şöyle güzel dedin böyle övdün durdun, hıyar gibi atladık denize, ayağımızı kırk yerden kestik” demeyin, dikkat edin.
Denizaltı hayatı da su üstü gibi büyüleyici. Şnorkel ile dalışlarda suyun altına baktığınız anda başka bir evrene geldiğinizi sanıyorsunuz. Ben sandım yeminle. Denizin altı, zengin mercanlarla binlerce farklı renk ve türde balık cinslerini barındırıyor. ‘Bacuit Bay’ ve çevresinde otuza yakın dalış bölgesi bulunuyor. Ama zaten sahile yakın her yerde denizaltı büyüleyici zenginlikte. Öyle böyle değil.
TURİZM KASABASI
El Nido kasabası, sırtını yüksek dağlara dayamış, birkaç sokaktan oluşan küçücük bir yer. Hemen önünde ise nefis bir adalar manzarası var. Uzayıp giden kasabanın önündeki yarım ay şeklindeki koyda ahşap tekneler bağlı. Tüm kasaba turistlere hizmet eden hostel, otel, turizm acenteleri, restoran ve barlardan oluşuyor. El Nido’da süpermarket yok, bakkal var ve çeşit az. Hastane yok. Kredi kartı uygulaması hemen hemen hiç yok, olan yerlerde de yüzde 10 komisyon isteniyor. ATM var ama aslında yok, çünkü ayda bir defa yapılan para yüklemesi, o saat içinde tükeniyor.
Uzakdoğu (1) Malezya
Uzakdoğu (2) Penang ,Malezya
Uzakdoğu (3) Phnom Penh, Kamboçya
Uzakdoğu (4) Sihanoukville, Kamboçya
Uzakdoğu (5) Kamboçya
Uzakdoğu (6) Samloem, Kamboçya
Uzakdoğu (7) Vietnam
Uzakdoğu (8) Vietnam
Uzakdoğu (9) Vietnamın Cennet Köşeleri
Uzakdoğu (10) Can Thao, Vietnam
Uzakdoğu (11) Ho Chi Minh City , Vietnam
Uzakdoğu (12) Hoşçakal Vietnam
Uzakdoğu (13) Manila, Filipinler
Uzakdoğu (14) Coron Adası ,Filipinler
Uzakdoğu (15) Corun’u keşfe çıkıyoruz