Özel Haber/ Didar Demirci 

İzmir’deki muhtarların dertlerini dinlemek ve onların sorunlarını kamuoyuna yansıtmak amacıyla çıktığımız yolda, ilk durağımız ağırlıklı Roman vatandaşların yaşadığı Konak ilçesine bağlı Emirsultan Mahallesi oldu. Çeşitli sebeplerden basında sık sık yer bulan Emirsultan Mahallesi Muhtarı Hüseyin Heptepe, mahallede kime dokunsa bin ah işitiyor. Uyuşturucu kullanımının, hırsızlığın ve şiddetin yoğun olduğu Emirsultan Mahallesi’nin dar ve çöplük içindeki sokaklarında işsizliğin getirdiği gelecek kaygısı, Romanların neşesini süpürüp alıyor.

DÖNÜŞÜM BEKLİYOR

Daracık sokakların çevrelediği metruk yapıların arasında hayata tutunmaya çalışan mahallenin, bu durumdan kurtulmasının tek yolunun kentsel dönüşüm olduğunu aktaran Heptepe, imar sorununa dikkat çekti. Heptepe, 3 yıllık görev süresinde altyapı konusunda yaklaşık 78 milyon liralık yatırım aldıklarını dile getirdi. İzmir’in Barcelona’sı olarak adlandırdığı mahallesi için Heptepe, “Ben bu mahallenin muhtarı olarak tüm dinamikleri zorladım ve bu yatırımları aldım. O nedenle artık diyoruz, ‘Gelin hazır, damadı bekliyoruz’ Mahallelide bu belirsizlikten çok mustarip. Zaten buradaki imarların ‘Alyanak Tapusu’ olduğu için yüzde 80’i Konak Belediyesi’ne ait. Bir önceki Konak Belediye Başkanı Sema Hanım 18 uygulamasıyla evlerin hepsini birbirine şuullamış. Yani burada bir belirsizlik var” sözleriyle kentsel dönüşüm çağrısında bulundu. Heptepe, “Emirsultan Mahallesi 8 bin 500 yıllık tarihi olduğu için yerin altı Kültür Turizm Bakanlığı’nı ilgilendiriyor, yerin üstü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ilgilendiriyor. İmar sorunu da yerel yönetimleri ilgilendiriyor. Buradaki rant ve çıkar maalesef Emirsultan Mahallesi’ni görünmez hale getiriyor. Şehrin tam göbeğindeyiz, 8 bin 500 yıllık tarihi olan bir mahalle. Ama görüyoruz ki imar planı uygulanmamış” sözlerini kaydetti.

HAYATI ZORLAŞTIRIYOR

Heptepe, sözlerine şöyle devam etti: “Birinin evi yanar, dar sokaklardan dolayı itfaiye gelemez. Birinin bir hastası olur, battaniye ile ambulansa taşınmak zorunda kalır. Savcı olay yerine intikal etmek için bir saat boyunca yürür. Yani şehir merkezinde bu kadar trajikomik bir hikaye… Ondan sonra diyorlar ki, 'Muhtar neden gergin'. Muhtar bunlardan gergin. Devletin kamu görevine alınmış tüm bürokratlarını çalışmaya davet ediyorum.”

Dezavantajlı grupların yaşadığı bölgeye İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal desteklerine de değinen Heptepe, “Burada Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in mahallemize pandemi döneminde ‘Arka Sıradakiler’ kampanyasıyla iki kez 1100 ve 700 adet tam donanımlı erzak gönderildi. İçerisinde 3 çeşit peyniri olan, zeytini olan, zeytinyağı olan yani bir ailenin 1 ay boyunca ihtiyacını giderebilecek malzemelerdi. Pandemi sürecinde toplamda 2 kez geldi” dedi. 



Çözümler yazıda kaldı

Roman vatandaşların sorunlarının çözümü için hükümetin ve yerel yönetimin hazırladığı stratejik planları hatırlatan Heptepe, “Mevcut hükümetin ‘Roman Stratejik Eylem Planı’ kitapçıklarda kaldı. Yerel yönetim de buna muhalefet olup, ‘Siz beceremediniz biz yapacağız’ dedi. Onlar da hayallerde kaldı. Gençlerimize pozitif ayrımcılık istiyoruz. Çocuklar madde bağımlığı nedeniyle yok oldular. Burada işlerin iyi gitmesi için devletin elinin buralarda olması lazım” dedi.

'Can güvenliğimiz yok'

Emirsultan Mahallesi sakinlerinden Elif Kuzey, çevredeki çöp sorunundan ve sokakların acil durumlarda ulaşıma engel olmasından dolayı şikayetlerini dile getirdi. Kuzey, “Hasta olduğumuz zaman ambulans, yollardan dolayı evimizin önüne kadar gelemiyor. Sağlık personeli bizi battaniyelerle taşımak zorunda kalıyor. Yangın olduğunda itfaiye en aşağıda duruyor, hortumlarla eve ulaşmaya çalışıyorlar. Bizim burada can güvenliğimiz yok” sözlerini kaydetti.