İranlı elektrik mühendisi Arash Farakhrouzi, Aborjin çalgısı Didgeridoo eşliğinde yaptığı müzik sayesinde karnını doyuruyor.

HABER: Gökçe ADAR

Yirmi dokuz yaşındaki Arash Farakhrouzi, ailesini İran'da bırakarak hayallerinin peşinden gitti. Otostopla 4 ülke dolaştı. Son durağı ise Türkiye, İzmir oldu. Ne bir evi ne de bir arkadaşı var. İzmir sokaklarında sokak müzisyenliği yaparak hayatını devam ettirmeye çalışan İranlı gencin, hayat hikayesi de, çaldığı üflemeli çalgı gibi hayret veriyor İzmirlilere. Avusturalya'nın yerli üflemeli çalgısı olan Didgeridoo, okaliptus ağacının termitleri tarafından oyularak yapılıyor. Yaklaşık bir buçuk metre uzunluğunda olan Aborjinlerin geleneksel üflemeli çalgısı, dinleyenlere huzur verdiği söyleniyor. İzmir'de bu müzik aletini ise bilen yok denecek kadar az. Fakat dört aydır İzmir Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde Didgeridoo çalgısı ile birlikte yaşayan genç gezgin, çaldığı enstüman ile İzmirlilerin ilgisini çekiyor.


27 LİRAM VAR, YETER


İranlı Farakhrouzi, İzmir yolculuğunu şöyle anlatıyor: “İranlıyım. Annem, babam, bir kız, bir erkek kardeşim var. Üniversite okudum ve İran'da elektrik mühendisliği yaptım. Bir süre çalıştım ve bana göre olmadığına karar verdim. Hayallerimin peşinden gittim ve otostopla Avustralya, Gürcistan, Hindistan ve Nepal'i gezdim. Apartlarda kaldım, apartları temizleyerek ve bulaşıkları yıkayarak geçimimi sağlamaya çalıştım. Oradan kız arkadaşım ile birlikte Türkiye'ye geldim. Türkiye'ye geldikten bir süre sonra ayrıldık. Yalnız kaldım. İzmir'e geldim ve müziğe sarıldım. Müzik en yakın arkadaşım oldu.” Sokaklarda kaldığını ve erken saatte kalkarak çalacak yer aradığını kaydeden genç sözlerini şöyle noktalıyor: “Öğlene kadar çalarım, ardından bir şeyler yerim ve tekrar çalmaya başlarım. Çok paraya ihtiyacım yok. Mesela şu an tüm param 27 lira. Bana yeter.”