1999'da SİT alanı ilan edilen Kiraz Kaleköy'ün sakinleri 19 yıldır evlerine çivi bile çakamıyor. Arkeologların uğramadığı, tek bir kalıntı bulunan köy harap haliyle antik kentleri aratmıyor.

İzmir'in Kiraz ilçesine 9 kilometre uzaklıkta bulunan ve bölgede bazı antik kalıntıların görülmesi nedeniyle 1999 yılında II. Derece SİT alanı olarak tescil edilen 500 nüfuslu Kaleköy’ün sakinleri, SİT’in kaldırılmasını istiyor. Köyün ilk kuruluşunun bir asır öncesine dayandığını ancak toplu yerleşim olarak devlet eliyle 1960 yılında kurulduğunu belirten Kaleköy Muhtarı Durmuş Seçkin şunları söyledi: “1990’lı yılların başında köyün çevresinde bir antik kente ait bazı kalıntılar bulunduğu tespit edilmiş. Bizim bildiğimiz sadece bir parçası ayakta olan bir sur kalıntısı var. Ama 1999 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından burası II. Derece Sit Alanı olarak tescil edildi. O tarihten itibaren köyümüzde hayat bitti. Bir tek çivi bile çakmamız yasak olduğu için köyümüzün evleri yıkılma aşamasına geldi. Kaleköy antik kente döndü.”

[caption id="attachment_96073" align="aligncenter" width="680"]sit-son SİT harabeye çevirdi[/caption]

BİR TEK KALINTI VAR


Köy çevresinde bir antik kente ait sur duvarı dışında tek bir kalıntı bile görmediklerini hatırlatan köy muhtarı Durmuş Seçkin, “Köyü antik kentin üzerine devlet kurmuş. Şimdi bu köyde yaşayan 500 nüfusun suçu ne? Evlerimizi onaramıyoruz, bir kiremit koyup çatısını onaramıyoruz. Konutların çoğu yıkılacak durumda. Ne biz dokunabiliyoruz ne de devletten bir ekip gelip yıkım yapmıyor. Çocuklarımız bu yıkıntıların arasında oynuyor. Birinin üzerine duvar yıkılsa kim sorumlu olacak? Evlenecek gençlerimiz var, burada ev yapılamadığı için ya Kiraz’a, ya da Ödemiş’e göçüyorlar. Mecburen harabeye dönüşmüş bir köyde yaşamak zorunda kalıyoruz. 1999 yılından bu yana köyümüzün çevresinde bir tek arkeolog görmedik. Hiçbir araştırma ya da kazı çalışması da yok. Sanki işkence ediyorlar. Ya bu köyü daha rahat yaşayabileceğimiz bir yere taşısınlar ya da bu SİT’i kaldırsınlar. Şu karşıda gördüğünüz duvar kalıntısı yüzünden burada, elimiz kolumuz bağlı, perişan bir hayat sürüyoruz” diye konuştu.

[caption id="attachment_96072" align="aligncenter" width="700"] Muhtarı Durmuş Seçkin: Köy çevresinde bir antik kente ait sur duvarı dışında tek bir kalıntı bile görmedik.[/caption]

BU KÖYÜN DERDİ ÇOK


Kaleköy Muhtarı Seçkin, SİT konusu dışında susuzluğun da en büyük problemleri olduğunu belirterek şöyle dedi: “Daha önce suyumuzu köy yakınındaki bir kaynaktan sağlıyorduk. İZSU geldi köyümüze su şebekesi döşedi. Ama köye su sağlayacak kaynağı bulmak için ilgili firmayla 220 metreye kadar sondaj yapması için anlaşmışlar. Firma 220 metreye kadar sondaj yapıp gitmiş. Oysa bölgede suya ancak 260-270 metreye sondaj yapılırsa ulaşılabiliyor. Özetle su şebekemiz var ama çeşmelerimizden su akmıyor. Yine eski kaynaktan yararlanıyoruz ve köyümüzde su günün yalnızca belirli saatlerinde var. İZSU mutlaka daha derine yeni bir sondaj yaptırmalı.”

Zamanla yok olmuş


Kiraz çevresinde Kaleköy Antik Kenti olarak tanımlanan bölge ile ilgili kayıtlarda yer alan bilgiler şöyle: “Kaleköy antik kentinde halk tarafından 'Kale' olarak bilinen gymnasiumun Geç Roma/Erken Bizans döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Antik kent kalıntılarının büyük bölümü üzerinde, bugünkü modern Kaleköy bulunmaktadır. Kente ait gymnasium, büyük oranda günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiş tek yapıdır. Bu alanda gymnasiumun yanı sıra tonozlu yapılar ile temel kalıntılarına rastlanmaktadır. Kente ait nekropol alanının, köy mezarlığının güney yönünde, Kaleköy-Haliller Köyü yolu istikametinde, yolun iki tarafında geniş bir alana yayıldığı ve bu alanda tahrip edilmiş mezar odalarının bulunduğu görülmektedir. Bölgede rastlanan tonoz yapı tekniği Doğu’dan ve Türklerden batıya geçmiştir. Burada eskiden yüzlerce tonozlu yapı bulunuyor iken, günümüzde, bunlardan yalnızca 20 tanesi tespit edilebilmiştir. Birçoğu toprak kayması, yağışlar ve insan tahribatı nedeniyle yok olan tonozlu yapılardan ayakta kalanlar ise köylüler tarafından, samanlık ve hayvan barınağı olarak kullanılmaktadır.”