Bir zamanlar İzmir'de önemli isimleri ağırlayan, şimdileri ise garibanların konağı sayılan Şükran Oteli'nin on yıllık misafiri 75 yaşındaki Ayten Erkut'un hayat hikayesi tıpkı bir roman gibi.


Haber: GÖKÇE ADAR

Yalnız yaşayan ve hasta bakıcılığı yapan 75 yaşındaki Ayten Erkut, baktığı son hastası da
vefat edince 10 yıl önce Kemeraltı'ndaki tarihi Yeni Şükran Oteli'ni kendisine mesken edindi.

Şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ın meşhur şiiridir Milyon Kere Ayten. “Saatim her zaman Ayten'e beş var/Ya da Ayten'i beş geçiyor/ Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz/ Günlerden Aytenertesidir/ Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem/ İki kere iki dört elde var Ayten/ Bundan böyle dünyada aşkın adı Ayten olsun” der. İşte o Ayten'in bir benzeri İzmir'de on yıldır Yeni Şükran Oteli'nde kalıyor. Bir zamanlar İzmir'de önemli isimleri ağırlayan, şimdileri ise garibanların konağı sayılan Şükran Oteli'nin on yıllık misafiri 75 yaşındaki Ayten Erkut'un hayat hikayesi tıpkı bir roman gibi...


YALNIZ YAŞIYOR


Kemeraltı'nda 1900'lü yılların başından bu yana hizmet veren Yeni Şükran Oteli'nin en eski misafirlerinden 75 yaşındaki Ayten Erkut, otelin küçük bir odasında 10 yıldan bu yana yalnızbaşına yaşıyor. Şükran Oteli'ni evi gibi benimsediğini ve çok alıştığını söyleyen Ayten Erkut, İzmir'de doğup büyüdüğünü ve 40 yıl boyunca Ankara'da yaşadığını belirtti. Erkut, "Hayatım hasta bakmak ve bakıcılık yapmakla geçti. Çalıştığım dönemde de yalnız olduğum için hep bu otele gelir kalırdım. Baktığım son hasta da vefat edince Yeni Şükran Oteli'ne kalıcı olarak yerleştim, burayı evim gibi benimsedim. Çünkü kalacak başka yerim yoktu. Dört evlilik geçirdim, boşandım her seferinde. Çocuğum da olmadı. Bir kardeşim var ama onca yıldır beni bir kez bile aramadı. Yalnız başıma burada kendime bir hayat kurdum, yaşıyorum" dedi.

ABLA KARDEŞ GİBİYİZ


Kedilerinin kendisine arkadaş olduğunu ve hayata onlarla bağlandığını söyleyen Ayten Erkut otelde geçen bir gününü şöyle anlattı: "Her sabah 06.00'da uyanıyorum. Kahvaltı eder üç dört bardak çay içerim. Ardından küçük tüpümde kahvemi pişiririm., Falıma bakarım. Günlük bakımımı yapar sonra gün boyunca televizyon izlerim. Üç aydan üç aya maaş alıyorum. Gelen giden de üç-beş kuruş bırakıyor. Her sabah 10 lira verir kedilerime kuru mama alırım. Kedilerim beni hayata bağlıyor. Odamda yatağım, televizyonum, buzdolabım, küçük bir tüpüm var.Yaşayıp gidiyorum işte." Yeni Şükran Oteli'ni 35 yıldan bu yana işleten İlyas Camtaş ise Ayten Erkut'u şöyle anlattı:
“On yıldan beri bizimle kalıyor. Uzun yıllardır oda ücreti almıyorum. Zihni biraz gidip geliyor. Unutkanlığı var ama her işini kendisi yapıyor. Sabahları çay içer, ekmek yer. Bana kahvemi odasındaki tüpü ile pişirir. Yıllardır abla kardeş gibi olduk".