Çoğumuz bir bilgisayar aldığımızda içinde Windows veya macOS yüklü olarak gelir ve bu iki seçenekten başka bir dünya olmadığını düşünürüz. Oysa dijital evrenin temelinde, çok daha özgür ve güçlü bir alternatif yatıyor: Linux. Aslında Linux, tek başına bir işletim sistemi değil, bir arabanın motoru gibi düşünebileceğimiz bir “çekirdektir” (kernel). 1991 yılında Finlandiyalı bir bilgisayar bilimi öğrencisi olan Linus Torvalds tarafından, herkesin geliştirmesine ve değiştirmesine açık bir proje olarak başlatıldı.

Bu çekirdek motorunun üzerine, dünya genelindeki binlerce gönüllü geliştiricinin eklediği kaporta, koltuklar, direksiyon gibi parçalarla (yani arayüz, programlar, sürücüler) tam teşekküllü işletim sistemleri oluşturulur. İşte bu sistemlere “dağıtım” (distro) adı verilir. Ubuntu, Linux Mint, Fedora ve Debian gibi yüzlerce farklı Linux dağıtımı, her biri farklı bir amaca ve kullanıcı kitlesine hizmet etmek üzere tasarlanmıştır. Bu çeşitlilik, kullanıcılara kendi ihtiyaçlarına en uygun “arabayı” seçme özgürlüğü tanır.

Virüslere kafa tutan, eski bilgisayarları canlandıran güç

Peki, milyonlarca insan neden alışkanlıklarını bırakıp Linux dünyasına adım atıyor? Cevap, bu sistemin sunduğu eşsiz avantajlarda saklı. İlk ve en önemli faydası, tamamen ücretsiz olmasıdır. İşletim sistemi için binlerce liralık lisans ücretleri ödemek zorunda kalmazsınız. Bu, özellikle öğrenciler, küçük işletmeler ve geliştiriciler için muazzam bir maliyet avantajı sağlar.

İkinci büyük güç, güvenliktir. Linux, mimarisi gereği virüslere ve kötü amaçlı yazılımlara karşı Windows’a kıyasla çok daha dayanıklıdır. Sistem dosyalarına erişim için yönetici izni (root/sudo) gerektiren yapısı, zararlı yazılımların sisteme sızmasını neredeyse imkansız hale getirir. İnternetin omurgasını oluşturan sunucuların %90’ından fazlasının Linux üzerinde çalışmasının en temel nedeni, bu sarsılmaz kararlılığı ve güvenliğidir.

Performans ise bir diğer can alıcı noktadır. Yıllar içinde yavaşlayan, güncellemelerle hantallaşan eski bilgisayarınızı çöpe atmak yerine ona hafif bir Linux dağıtımı (örneğin XFCE arayüzlü bir sürüm) kurarak yeniden hayata döndürebilirsiniz. Sistem kaynaklarını verimli kullanması, onu eski donanımlar için bir gençlik iksirine dönüştürür.

Kod yazanlardan sanatçılara: Linux sizin için mi?

Geçmişte Linux’un sadece karmaşık komutlarla uğraşan “bilgisayar kurtları” için olduğu yönünde bir algı vardı. Ancak günümüzde bu algı tamamen yıkılmış durumda. Linux Mint gibi dağıtımlar, kullanıcı dostu arayüzleri ve kutudan çıktığı gibi çalışan yapısıyla, teknolojiyle arası iyi olmayan bir kişinin bile dakikalar içinde adapte olabileceği bir deneyim sunar.

  • Geliştiriciler ve Bilim İnsanları: Yazılım geliştirme araçlarının büyük çoğunluğunun anavatanı Linux’tur. Güçlü komut satırı (terminal) arayüzü, programlama dilleri ve sunucu yönetimi için rakipsiz bir ortam sağlar.

    Linux ekosisteminde haftanın panoraması: Kali’den büyük sürpriz, COSMIC sahnede
    Linux ekosisteminde haftanın panoraması: Kali’den büyük sürpriz, COSMIC sahnede
    İçeriği Görüntüle
  • Öğrenciler: Hiçbir lisans ücreti ödemeden en güçlü yazılımlara erişebilir, bilgisayar bilimlerinin temellerini özgür bir platformda öğrenebilirler.

  • Gizlilik Savunucuları: Büyük teknoloji şirketlerinin veri toplama politikalarından rahatsız olanlar için Linux, kullanıcı verilerini izlemeyen, şeffaf ve güvenilir bir sığınaktır.

  • İçerik Üreticileri ve Sanatçılar: GIMP (Photoshop alternatifi), Krita (dijital çizim programı), DaVinci Resolve (video kurgu) gibi profesyonel ve ücretsiz yazılımlar sayesinde, yaratıcılığınızı hiçbir maliyet olmadan ortaya koyabilirsiniz.

Korkmayın, denemesi bedava: Linux dünyasına ilk adım

Linux’u denemek için mevcut işletim sisteminizi silmenize veya risk almanıza gerek yok. “Live USB” (Canlı USB) adı verilen özellik sayesinde, bir USB belleğe yükleyeceğiniz Linux dağıtımını, bilgisayarınıza hiçbir kurulum yapmadan doğrudan çalıştırabilirsiniz. Böylece sistemi test edebilir, arayüzünü deneyebilir ve donanımınızla uyumlu olup olmadığını görebilirsiniz.

Bu dünyaya adım atmak için yapmanız gerekenler oldukça basit:

  1. Ubuntu, Linux Mint veya Pop!_OS gibi başlangıç seviyesi için önerilen bir dağıtımın web sitesinden ISO dosyasını indirin.

  2. BalenaEtcher veya Rufus gibi bir program aracılığıyla indirdiğiniz ISO dosyasını bir USB belleğe yazdırın.

  3. Bilgisayarınızı bu USB bellekten başlatın ve karşınıza çıkan ekranda "Try..." (Dene) seçeneğini seçin.

Eğer deneme sürüşünden memnun kalırsanız, masaüstündeki “Install” (Kur) simgesine tıklayarak Windows kurulumu kadar basit bir süreçle sistemi kalıcı olarak bilgisayarınıza kurabilirsiniz. Yüksek maliyetlere, virüs endişesine ve yavaşlamalara veda etmek için bu özgür dünyaya bir şans vermeye değer.

Kaynak: HABER MERKEZİ