Dokuz Eylül Gazetesi'nden Mert Yasin Alpdündar'ın haberine göre; Vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borç bakiyesinde rekor artışlar devam ediyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in kamuoyuna aktardığı bilgilere göre;  1 - 8 Aralık haftasında bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan alacakları 442 milyon lira daha artarak 2 trilyon 613 milyar liraya yükseldi. Yıl başından bu yana ise tüketici kredileri yüzde 36,2 oranında artarak 1 trilyon 526 milyar liraya, kredi kartı borcu ise yüzde 139,6 oranında artarak 1 trilyon 93 milyar liraya yükseldi. Bankaların vatandaşlardan, zamanında tahsil edemediği ve icra takibi başlattığı alacakları söz konusu haftada 655 milyon lira artarak 44,4 milyar liraya yükseldi, Ocaktan bu yana ise 14,1 milyar liralık artış yaşandı. Vatandaşların faizleri ve icra masrafları hariç 84 milyar liraya yakın icralık kredi borcu bulduğu öğrenildi. Vatandaşın artan borç yükünün yaratacağı sorunları Dokuz Eylül Gazetesi'ne aktaran Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, artan borcun suça yol açacağı uyarısında bulunurken, Tüketici Koruma Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Av. Fatih Kurdoğlu, "Borçlu sayısının artması, toplumsal bir çatışma ortamını, toplumsal uzlaşmazlık ortamını derinleştirecektir diye düşünüyorum" dedi.

KENT SUÇLARI ARTAR

Vatandaşın borç yükünün artasının sebeplerinin uygulanması gereken ekonomik politikaların tam tersinin yapılarak orta sınıfın yok edilmesi olduğunu söyleyen Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, ekonomik darboğazın getirebileceği sorunlardan bahsetti. Erkan, borcun artması ve ödeme sorunlarının baş göstermesiyle birlikte kent suçlarının artabileceğine dikkat çekti.

husnu-erkan

Evde Bakım, SED ve Aile Destek ödemeleri Mayıs ayında ne zaman yapılacak? Evde Bakım, SED ve Aile Destek ödemeleri Mayıs ayında ne zaman yapılacak?

TOPLUMDAKİ UYUM BOZULACAK

İnsanların içerisinde bulunduğu ekonomik koşulları suçlayacağı bir psikolojiye doğru gidebileceğini söyleyen Erkan, "Mesela eskiden servet düşmanlığı kavram kullanılırdı. Biraz yok olmuştu ama şimdi bu tekrar gündeme gelecek. Yani dolayısıyla toplumdaki gerilim, toplumdaki uyum bozulacak. Bunların hepsini en başından düşünmek gerekiyordu. Bunun yerine yeni bir zengin sınıf yaratılmak istendi. Bu yaratılan yeni sınıfa sonsuz imkanlar sağlandı. Yeni bir zengin sınıf doğdu. Yeni zengin sınıfa alt tabaka ve orta sınıftan gelir transferi yapıldı. Süreç içerisinde de kitleler yoksullaştı" ifadelerini kullandı.

'TOPLUM ÜMİDİNİ KAYBEDİYOR'

Ekonomideki belirsizlikler nedeniyle toplumun ümidini kaybettiğini söyleyen Erkan, "O yüzden de gençler niye yurtdışına gidiyor? Bir toplumda en kötü şey gelecek beklentisinin kaybolmasıdır. Bu da ekonominin gidişiyle çok yakından ilgilidir" dedi.

ENFLASYONU DURDURMAK İÇİN KULLANILAN METOTLAR TÜKETİCİYİ YAKTI

Enflasyonu durdurmak için uygulanan metotların tüketicinin cebini yaktığını söyleyen Tüketici Koruma Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Av. Fatih Kurdoğlu ise, " İnsanlar kredi kartlarının asgari ödeyerek veya asgari bir üstünü ödeyerek bir şekilde geçimlerini sürdürüyorlardı. Ama gerek faizlerin artırılması gerek bu limitlerin yükseltilmesi ile artık bunu da ödeyemez hale geldi. Maalesef bu da insanların  kredi puanlarını etkiliyor ve bu da ileride kişilerin bir konut, ev alma ihtimallerini veya bir taşıt kredisi kullanma ihtimallerini, ev kredisi kullanma ihtimallerini ortadan kaldırıyor, sicilini olumsuz yönde etkiliyor. Yani bu bağlamda faiz artış artışının doğrudan yükünü yine tüketici çekti." diye belirtti.

fatih-kurdoglu

'SÜREÇ SOSYAL KRİZE DOĞRU GİDEBİLİR'

"Borçlu sayısının artması, toplumsal bir çatışma ortamını, toplumsal uzlaşmazlık ortamını derinleştirecektir diye düşünüyorum" diyerek sözlerine devam eden Kurdoğlu, "Yani bu sosyal bir krize doğru gidebilecek bir sürece neden olabilir. Çünkü şöyle ciddi zaten insanlar borçlu olan borcunu ödemiyor. Yani ödeyebilecek hali varken de ödeyemiyor. Bu yüzden alacaklılar zarara uğruyor. İşte kafam kapanmak zorunda kalan firmalar oluyor. Bu bir. Yani bir toplumsal çöküşün başlangıcı. Bu ister istemez insanlar arasındaki güveni tamamen ortadan kaldırdı, kaldırıyor. Yani güven ilişkisini zedeliyor. Bu da tabii insanların arasında toplumsal bir sosyolojik bir soruna sebep olmak üzere ki bu başladığını da düşünüyoruz, bu da ister istemez insanları suça yöneltiyor. Artık bankalardan borç bulamayanlar tefecilere yönelecek. Mali suçlarda artış olacak. Şu anda da ciddi anlamda mali suçlarda artışlar var" dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ