Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, yaklaşık beş aydır demir parmaklıklar ardında geçirdiği günlerin ardından bugün ikinci kez hakim karşısına çıkıyor. İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan duruşma, siyasi çevrelerde merakla beklenirken, Özdağ'ın taraftarları da Silivri'ye akın ediyor. Ocak ayından bu yana tutuklu bulunan siyasetçinin, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamasıyla yargılandığı davanın seyrini değiştirebilecek savunmasını yapması bekleniyor.
Duruşma, Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kampüsündeki salonda gerçekleştirilecek. Güvenlik önlemlerinin üst düzeyde tutulduğu cezaevi çevresinde, sabahın erken saatlerinden itibaren Özdağ'ın destekçileri toplanmaya başladı. Parti yöneticileri ve milletvekilleri de duruşmayı takip etmek üzere Silivri'ye geldi.
Antalya konuşması ve gözaltı süreci
Olayların fitilini ateşleyen süreç, 19 Ocak 2025 tarihinde Antalya'da gerçekleşen Zafer Partisi İl Başkanları İstişare Toplantısı'nda yaşandı. Özdağ'ın bu toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sarf ettiği "Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan'ın ve AKP'nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir" sözleri, bardağı taşıran son damla oldu.
Bu açıklamanın ardından hızla gelişen olaylar zincirinde, Özdağ bir gün sonra Ankara'da gözaltına alındı. Başkent'te başlayan adli süreç, İstanbul'a taşındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen ve ardından adliyeye sevk edilen Zafer Partisi lideri, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi.
İddianamede neler var?
Savcılık makamının hazırladığı iddianame, Özdağ'ın siyasi kariyerinde derin izler bırakabilecek detaylar içeriyor. Belgede, Zafer Partisi liderinin 2020-2024 yılları arasında yaptığı 28 farklı sosyal medya paylaşımı mercek altına alınıyor. Bu paylaşımların "Zincirleme Biçimde Basın ve Yayın Yoluyla Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme" suçunu oluşturduğu iddia ediliyor.
İddianamede dikkat çeken bir diğer nokta ise, Özdağ'ın "Ambargotv" isimli sosyal medya hesabının kullanıcısı Ramin Saeidi ile olan yazışmaları. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen başka bir soruşturma kapsamında tutuklanan Saeidi ile olan bu diyaloglar, savcılık tarafından suç unsuru olarak değerlendiriliyor.
Savcılık, Türk Ceza Kanunu'nun 216/1, 218/1 ve 43. maddeleri gereğince Özdağ'ın cezalandırılmasını talep ediyor. Ayrıca, mahkumiyet durumunda TCK'nın 53. maddesindeki haklardan yoksun bırakılması ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahsubu da isteniyor.
İlk duruşmada neler yaşandı?
11 Haziran'da gerçekleşen ilk duruşma, hem hukuki hem de siyasi açıdan önemli anlara sahne oldu. Duruşmada savunmasını yapan Ümit Özdağ, tüm suçlamaları reddederek, sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Özdağ'ın avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Ancak savcılık makamı, Özdağ için 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası talep ederek, tutukluluk halinin devamını istedi. Mahkeme heyeti de bu talebi uygun bularak, Zafer Partisi liderinin tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın bugüne ertelenmesine karar verdi.
Çifte dava süreci
Özdağ'ın hukuki mücadelesi sadece bu davayla sınırlı değil. 17 Şubat'ta dosyası tefrik edilen siyasetçi, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla da yargılanıyor. Bu suçlamadan dolayı 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması, 29 Nisan'da Çağlayan'daki İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Bu çifte dava süreci, Özdağ'ın siyasi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Mahkumiyet durumunda, siyasi haklarını kaybetme riski ile karşı karşıya olan Zafer Partisi lideri, bugünkü duruşmada yapacağı savunmayla bu riski bertaraf etmeye çalışacak.
Siyasi çevrelerden gelen tepkiler
Özdağ'ın tutuklanması ve yargılanması, Türkiye'deki siyasi atmosferde geniş yankı uyandırdı. Muhalefet partileri, bu durumu ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olarak değerlendirirken, iktidar kanadı ise hukukun işleyişine saygı gösterilmesi gerektiğini savunuyor.
Zafer Partisi yöneticileri, genel başkanlarının tutukluluğuna rağmen parti çalışmalarını sürdürdüklerini, ancak bu durumun demokratik siyaset açısından kabul edilemez olduğunu vurguluyorlar. Parti sözcüleri, Özdağ'ın en kısa sürede özgürlüğüne kavuşması için tüm yasal yolları deneyeceklerini belirtiyorlar.