Türkiye’de ilk rüzgar enerjisi santrali 1998 yılında İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Germiyan bölgesinde kuruldu. O tarihten bu yana yapılan yatırımlarla ülkenin 7 bölgesinde rüzgar santralleri kurulmaya devam etti.
2016 Haziran’ında 4 bin 822 megavat olan rüzgar enerjisi kurulu gücü, 2025’in aynı döneminde 13 bin 376 megavata çıktı. Bu artışta, yenilenebilir enerjiye olan talebin yükselmesi ve teknolojik gelişmeler etkili oldu.
Dünyada 1973 petrol krizinin ardından yenilenebilir enerji kaynaklarına ilgi artsa da, 1980’lerde petrol fiyatlarının düşmesiyle bu ilgi azalmıştı. Ancak 1990’lı yıllarda çevre bilincinin gelişmesiyle yenilenebilir enerji kaynakları yeniden gündeme geldi ve bu alandaki teknolojik gelişmeler hız kazandı.
Rüzgar türbini teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde, rüzgardan üretilen elektriğin maliyeti geleneksel enerji santralleriyle rekabet edebilir hale geldi. Aynı zamanda çevreye olan etkisinin düşük olması, rüzgar enerjisini küresel ölçekte yaygınlaştırdı.
"Son 10 yılda sektördeki zorluklar aşıldı"
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 2016’dan bu yana 10 bin megavatı aşan rüzgar enerjisi kurulumunun gerçekleştiğini belirtti. Kalaycı, "Son 10 yılda yıllık ortalama 1000 megavat kapasite artışı sağladık. Bu rakam, önceki 10 yıla kıyasla yaklaşık 3 katlık bir artış anlamına geliyor. Bu da sektörün önündeki önemli zorlukların büyük ölçüde aşıldığını gösteriyor" dedi.
Kalaycı, karasal rüzgar enerjisinde 2035 yılı hedefi olan 38,1 gigavat kapasiteye ulaşmak için, önümüzdeki 10 yılda yıllık ortalama kurulumun 2,3 kat artırılması gerektiğine dikkat çekti. Yıllık 2 bin 300 megavat kurulum hedefine ulaşmak için “süper izin” süreçlerinin hızlandırılmasının önemine değinen Kalaycı, “İzin süreçlerinin kısaltılmasının yanı sıra mevcut şebeke altyapısının da güçlendirilmesi, daha fazla rüzgar enerjisinin sisteme entegre edilmesini sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.