Derleyen/ Hülya SOYŞEKERCİ
Özellikle 1981 yılından sonra yazılan romanlarda gerçek olaylar ve kahramanlar ön plana çıkmış, Mustafa Kemal Atatürk’e bir roman kahramanı gibi yer verilmiş, gerçek olaylar onun çevresinde bir roman akıcılığıyla dile getirilmiştir. Bu romanların bir kısmı o nedenle belgesel tadındadır. Gerçek olaylar ve gerçek kişiler boyutu daha güçlü olan bu romanlarda kurmaca olay ve kişiler de olmakla birlikte bu kişiler gerçek kahramanların çevresinde ikinci planda yer alırlar. Popüler bir yaklaşımla yazılmış olan romanlar da vardır. Romanlardan bir kısmı farklı cephelerdeki direnişi işler; önemli bir kısmı da Kurtuluş Savaşı sonrası yaşanan göçleri ve Mübadele’yi, insan hikâyeleri üzerinden dile getirirler. Aile hikâyeleri yazınsal bir yaklaşımla kurgulanarak romana dönüştürülür.
Allah’ın Süngüleri, Reis Paşa, (2002) Attila İlhan bu romanında Türk Kurtuluş Savaşı'nı; Atatürk ve çevresinin o dönemde yaşadıklarını anlatmaktadır. Kurtuluş Savaşı'nın en hareketli günlerini Mustafa Kemal'in yaşamı içinde anlatan roman, Kuvayı Milliye'nin İzmir'e girişi ve Trakya'nın geri alınması ile biter. Allah'ın Süngüleri, Reis Paşa direnişin öyküsünü ve onun kahramanlarının anlatır. Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Hâlide Edip, Yunus Nâdi, Makbûle Hanım, Zübeyde Hanım, Fikriye Hanım, Fevzi Çakmak (Hoca Paşa), Mustafa Suphi, Çerkez Ethem, Kâzım Karabekir gibi tarihi kişiler romanda karakter olarak hayat bulmaktadır. Romanın görsel dili Türk Kurtuluş Savaşı'nın en hummalı günlerinin ürpertici atmosferini ve Reis Paşayla birlikte Ankara'yı dile getirir.
Gazi ve Fikriye (2001), Çamlıca’nın Üç Gülü (2002), Hıfzı Topuz’un kaleme aldığı, yarı belgesel nitelikte, popüler romanlardır. Arka planda bir dönemi anlatmakla birlikte, daha çok tarihi kişilerin özel yaşamına odaklanmıştır.
Şu Çılgın Türkler, (2005) Belgesel nitelikte bir romandır. Turgut Özakman’ın kitabın sonsözünde yazdığını özetlersek, 1948 yılında on arkadaşıyla on gün boyunca, Polatlı’dan Dumlupınar’a kadar yayan yürüyen Özakman, Milli Mücadele’nin romanını yazmaya o gün karar vermiş. Şu Çılgın Türkler 57 yıllık bir araştırmanın ürünü ve dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan birinin, emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşının, ulusallaşmanın romanıdır.
Veda, Ayşe Kulin'in 2007 yılında yayımlanan tarihi romanıdır. "Esir Şehirde Bir Konak" alt başlığını taşır. Kulin'in aile hikâyesini üç nesil öncesinden başlatarak yarı kurgusal olarak aktarmaya başladığı üçlemesinin ilk romanıdır. Yazarın annesine Sitare Hanım ve dedesi Ahmet Reşat Bey’e ithaf ettiği roman, kısmen gerçeklere kısmen kurguya dayanır ve biyografik özellikler taşır. İstanbul’un işgali ve mütareke dönemi ile başlar, Kurtuluş Savaşı ve sonrası ile devam eder.
“Kanımca bu romandaki en ilginç yönlerden biri, Reşat Nuri Güntekin’in bir roman kahramanı olarak tanıdığımız Çalıkuşu Feride’nin de yurt savunmasına katılan, çevresindeki kadınları yüreklendiren ve örgütleyen idealist bir öğretmen olarak Kalpağı Gül Oyalılar romanı içinde yer alması… Bu durum, Kalpağı Gül Oyalılar’ı düz bir anlatı olmaktan çıkararak, yapıtı metinlerarası ilişkilere açan ve farklı okumalara yönlendiren yaratıcı bir metne dönüştürmesiyle göz dolduruyor. (s. 380) Reşat Nuri Güntekin’in Mahmut Esat Bozkurt’un yakın arkadaşı olduğunu öğreniyor ve Çalıkuşu harekatıyla kadınları bir araya getiren Feride Öğretmen’i görüyoruz. Burada, roman kurgusu ile tarihsel gerçeğin sınırlarının ortadan kalkarak birbirine geçişmesi hayli ilginç ve dikkate değer bir durum. Zeliha Akçagüner, cesur Anadolu kadınlara vefa borcunu bu romanda dile getirirken, Kurtuluş Savaşı’na kadın sesi ve kadın duyarlıyla bakması dolayısıyla tüm zamanlar için insanların ve halkların kardeşliğini; düşmanlık yerine dostluğu vurgulamasıyla farklı bir duruş sergiliyor.” Hülya Soyşekerci/ Radikal Kitap Eki, 2007
Karaço, (2017) Hüseyin Yurttaş’ın Gediz ovasındaki köylerde, Soma ve çevresindeki direnişi işleyen romanıdır. “Eniştesinden miras kalan karaçoya meyve sebze yükleyip satan genç Fakı, 1919’un Mayıs’ında İzmir’in işgaline de tanık olur. İşgal yüzünden özgürlükler azalmış, yöre yabancı askerlerle dolmuştur. Yaşamını sürdürme olanağı kalmayınca Fakı’nın direniş güçlerine iki atı ve arabasıyla katılmasını, işgal kuvvetlerine on dört ay direnen Soma/Cinge cephesine karaçosuyla mühimmat taşımasını; ölüm yağdıran emperyalist uçakları, patlayan tüfekleri, mayınları, her iki taraftan ölenleri dehşet ve ibretle okuyor; o günlerden bugünlere nasıl geldiğimize dair bir kez daha derinden düşünüyoruz.
Yazar, tarihsel olayları, cephedeki mücadeleleri, halkın acılarını canlı ve akıcı tablolar halinde resmediyor. Art arda süren savaşlar nedeniyle sadece kadınların kaldığı ıssız dağ köylerinin acılarına kahramanın gözlemleri yoluyla tanık ediyor bizleri. Bir filmin içindeymişiz gibi izliyoruz her şeyi. Kurtuluş mücadelesi ve direnişin anlatıldığı sayfalarda destansı anlatımın gür sesi yükseliyor. Hüseyin Yurttaş, Karaço’da yerel tarih içindeki halk direnişine yazınsal bir yaklaşımla odaklanırken; kahramanlarının ruhsal derinliklerinin anlatımlarıyla evrensel insan gerçeklerine ulaşıyor.”
SONUÇ
Türk romanında Kurtuluş Savaşı konusu, sonsuz bir yazma ve yaratma serüveninin adıdır. Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça yepyeni yazınsal tekniklerle, modernist veya postmodernist bakış açısıyla gelecekte daha pek çok Kurtuluş Savaşı romanı yazılacak ve edebiyattaki seçkin yerini alacaktır.
Kaynaklar
Atilla Özkırımlı, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi
Behçet Necatigil, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü
Mürşit Balabanlılar, Türk Romanında Kurtuluş Savaşı
Türk Dili dergisi, Türk Romanında Kurtuluş Savaşı özel sayısı
Fethi Naci, Roman ve Türkiye’de Toplumsal Değişme
Fethi Naci, Yüz Türk Romanı
Tarih ve Tarihî Roman Arasındaki İlişki,Tarihî Romanda Kişiler
Yard. Doç. Dr. Yakup ÇELİK Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Bilig dergisi
Hülya Soyşekerci, Radikal Kitap ve Cumhuriyet Kitap yazıları
Vikipedi, güncel ansiklopedi
BİTTİ...