ÖZEL/ Didar DEMİRCİ

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), “REPLACE” eylem planıyla trans yağları küresel gıda arzından kaldırmayı hedefliyor. Ancak 2019-2023 yıllarını kapsayan 5 yıllık eylem planı sürecinin sonuna gelindiğini duyuran DSÖ, dünyada hala 5 milyar insanın trans yağ kullanımından kaynaklı başta kalp hastalığı olmak üzere korumasız kaldığını duyurdu. Öte yandan DSÖ’den yapılan açıklamada, trans yağları ortadan kaldırma politikalarının, yüksek gelirli ülkelerde uygulandığına dikkat çekilerek; Arjantin, Bangladeş, Hindistan, Paraguay, Filipinler ve Ukrayna gibi ülkelerde de uygulamaların başladığı belirtildi. Buna karşılık insan sağlığını tehdit eden trans yağlara karşı Türkiye’nin durumunu değerlendiren İzmir Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Uğur Toprak, Türkiye’nin dünyada trans yağsız margarin üretimine geçen ilk ülke olduğunun altını çizdi.

DOĞALI DA ZARARLI

Trans yağların bilerek üretilmediğini ya da ürünün içine bilerek eklenmediğini dile getiren Toprak, “Temelde trans yağlar; biri endüstriyel, diğeri de doğal olmak üzere iki çeşittir. Endüstriyel trans yağlar, yağların kısmen sertleştirilmesi için kullanılan, Türkiye’de ise yıllar önce terk edilmiş “kısmi hidrojenasyon” işlemi sırasında istenmeden oluşan bir yağ asididir. Endüstriyel trans yağlar ülkemizde bundan neredeyse 15 sene önce üretilen margarinlerde bulunuyordu. Hatta Türkiye dünyada trans yağsız margarin üretimine geçen ilk ülkelerden biridir. Doğal trans yağlar ise, geviş getiren hayvanların midelerindeki bağırsak bakterileri tarafından üretilmektedir. Dolayısıyla bu hayvanlardan elde edilen ürünlerde (sığır, koyun, keçi vb’den elde edilen et, süt ve süt ürünleri gibi) doğal kaynaklı trans yağ bulunmaktadır” açıklamasını yaptı. DSÖ’ye göre doğal ve endüstriyel tras yağların sağlık açısından benzer olumsuz özellikleri olduğunu vurgulayan Toprak, “Hayvansal gıdalardaki trans yağ oranı yaklaşık yüzde 6 düzeylerine çıkabilmekte; hatta yapılan bilimsel araştırmalarda, endüstriyel trans yağın azaltılması için adım atılan gelişmiş ülkelerde, trans yağ tüketiminin daha çok hayvansal ürünlerden geldiğine dikkat çekiliyor” diye konuştu.

BİTKİSEL BESLENMEYE ÖNEM VERİN

Endüstriyel anlamda çeşitli yöntemlerle trans yağın oluşumunun önüne geçilebildiğini belirten Toprak, doğadan gelen trans yağdan korunmak içinse yapılacak tek şeyin bitkisel beslenmeye yönelmek olduğunu söyledi. Toprak, “Trans yağ asitleri, önceleri herhangi bir yağ asidi olarak tanınmaktaydı. Ancak 1990’ların ortasında Harvard’da yapılan bir çalışmayla trans yağların kardiyovasküler riski artırabileceğini ortaya koyuldu. Bunun üzerine trans yağ oluşumuna neden olmayan yöntemler için Ar-Ge faaliyetleri başlatılmış ve yapılan yatırımlar sonucunda bazı ülkelerde dönüşüm başarıldı. Trans yağ konusunda adım atan ülkeler sıralamasında Türkiye, Danimarka ve Avustralya’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. Ülkemizde üreticilerin yaptığı Ar-Ge faaliyetleri ve teknolojik yatırımlar sonucunda, margarinlerde trans yağsız döneme geçiş 2007 yılında tamamlandı” sözlerini kaydetti. Öte yandan Toprak, Türkiye’deki tüm gıda ürünleri için yüzde 2 trans yağ sınırının 31 Aralık 2020’de getirildiğini hatırlattı.

Ölümlerin yaklaşık yüzde 40 kalp hastalığı

DSÖ, beş yıllık eylem planının süre olarak sona gelinmesine karşılık dünyada hala 5 milyar insanın kalp hastalığı ve ölüm riski ile karşı karşıya olduğunun altını çiziyor. Buna karşılık Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018-2019 verilerine göre; dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklı ölümler alt ölüm nedenlerine göre incelendiğinde, ölenlerin yüzde 39,1'inin iskemik kalp hastalığından, yüzde 22,2'sinin serebro-vasküler hastalıklardan, yüzde 25,7'sinin diğer kalp hastalıklarından öldüğü belirtiliyor.

Trans yağlar hangileri?

Trans yağ, bazı hayvansal kaynaklı besinlerde doğal olarak bulunan ve endüstriyel olarak oluşturulan bir tür doymamış yağ asididir. Yapay trans yağlar, sıvı yağların katı yağlara dönüştürülmesiyle oluşur ve hidrojenize yağ olarak da bilinir.

TRANS YAĞ NEDEN ZARARLIDIR?

Aşırı trans yağ tüketimi, kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırır. Yüksek trans yağ oranına sahip besinlerle beslenme, vücuttaki LDL (kötü kolesterol) ve HDL (iyi kolesterol) dengelerini bozar. LDL'nin HDL'ye oranı artar, bu da vücuttaki kötü kolesterol oranının artmasına neden olur.