BİG data, metaverse, yapay zekâ, nesnelerin interneti, bulut bilişim, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik… Blog, vlog, like, viral, tweet atmak, selfie çekmek, stream yapmak, mesajlaşmak… Dijitalleşme ile birlikte sadece yeni teknolojiler, yeni iş modelleri, yeni beceriler değil yeni kelimeler ve kavramlar da ortaya çıktı.

Türkçe karşılıkları yok

Yaşam tarzlarımızı ve iletişim biçimlerimizi dönüştüren bu kelime ve kavramlar dijitalleşmenin getirdiği değişimi anlamamızı ve sürece uyum sağlamamızı kolaylaştırıyor. Dijital İletişim Uzmanı Özgür Kurtuluş, son 30 yılda internet ile birlikte teknolojik gelişimin çok hızlandığını ve neredeyse her gün dilimize yeni kavramlar eklendiğini söyleyerek, söz konusu kavramların çoğunun İngilizce olduğunu ve Türkçe karşılık bulunmasının zor olduğuna dikkati çekiyor. ‘Online’, ‘tweet’, ‘selfie’, ‘stream’, ‘app’ gibi terimlerin gündelik dilimizin bir parçası haline geldiğini belirten Kurtuluş, bu kavramların sadece teknolojiyi değil, aynı zamanda yaşam, çalışma ve düşünme biçimlerimizi de yansıttığını ifade ediyor. Teknoloji ve dil arasındaki entegre ve dinamik bir ilişki olduğuna işaret eden Kurtuluş, “Teknoloji yeni kelimeler ve ifadeler oluştururken, dil de dijital platformlar üzerinden iletişim kurma biçimlerimizi belirliyor. Birçok durumda, teknolojinin dilimiz üzerindeki etkisi, kelimelerin ve ifadelerin anlamının genişlemesinde veya değişmesinde görülür. Örneğin, 'yazılım' kelimesi, 'yazılım'ın ne olduğu, ne yapabildiği ve nasıl geliştirildiği konusundaki anlayışımızın evrimi ile birlikte zaman içinde anlamını genişletmiştir. Aynı şekilde, 'bulut' artık sadece gökyüzündeki su buharı kümelerini değil, aynı zamanda internet üzerindeki veri depolama ve erişimi ifade eder. Teknoloji aynı zamanda, özellikle dijital ve sosyal medya platformları aracılığıyla, iletişim ve dil kullanımı biçimlerini de yeniden şekillendirdi. Twitter gibi platformlar, belirli bir karakter sınırlaması getirerek dilin daha yoğun ve özlü kullanılmasını teşvik etti. Emoji ve GIF'ler, duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmenin yeni yollarını sağladı” diyor. Kurtuluş’a göre, dijitalleşme ile birlikte iletişim paradigması da değişti. Artık herkes bir yayıncı olabiliyor ve sosyal medya platformları üzerinden milyonlarca kişiye ulaşabiliyor. Gazete, TV, radyo gibi kitle iletişim mecralarının etkisini giderek yitirdiği bununla birlikte Whatsapp, Messenger gibi anlık mesajlaşma uygulamalarının ve Instagram, Facebook, Twitter gibi sosyal medya mecralarının çok daha sık kullanıldığı bir dönemde olduğumuzu belirten Kurtuluş, KONDA’nın yaptığı bir araştırmaya atıfta bulunuyor.

İLETİŞİMİN PARADİGMASI DEĞİŞTİ


Araştırma Türkiye’de evli insanların eşlerin yaklaşık yüzde 25’inin internetten tanıştığını gösteriyor. Bu da bize romantik ilişkilerin giderek daha fazla metin tabanlı iletişim ile başladığını gösteriyor. Sosyal medya platformlarında kullanılan terimlerin iletişimi daha hızlı ve interaktif bir hale getirirken anlam ve derinliği ortadan kaldırdığına yönelik eleştirileri de değerlendiren Kurtuluş, “Ben bu görüşe katılmıyorum. Tam aksine insanlar internet sayesinde eskiye göre daha çok okuyorlar. Öncelikle, bu yeni kelimeler ve ifadeler, dilin sözcük dağarcığını genişletir ve dilin zenginliğini artırır. Dijitalleşme ve teknolojiyle ilgili kelimeler ve ifadeler, örneğin, ‘internet’, ‘online’, ‘eposta’, ‘hashtag’, ‘tweet’, ‘AI’ gibi, dilimizin bir parçası olmuş ve günlük konuşmalarda kullanılır hale gelmiştir. Ayrıca, bu yeni kelimeler ve ifadeler, toplumun ve kültürün değişen değerlerini, normlarını ve önceliklerini yansıtır.

DİNAMİK BİR YAPI

Örneğin, ‘siber zorbalık’ veya ‘kimlik avı’ gibi kelimeler, dijital çağda karşılaştığımız yeni tür sorunları ve meydan okumaları temsil eder. Kısaltmalar, emoji kullanımı ve internet argosu, dilimizi daha hızlı, daha verimli ve bazen daha ifade gücü olan bir araç haline getirme eğilimindedir. Yani, sosyal medya ve metin tabanlı iletişim, dilin dinamik ve sürekli evrimleşen bir yapı olduğunu gösteriyor” diyerek, dilin evrimleşen yapısına açıklık getiriyor. Kurtuluş, ortaya çıkan yeni kelime ve kavramları anlamak için eğitim programlarından faydalanabileceğimizi söylüyor. Bu becerileri geliştirmenin tek başına yeterli olmadığını söyleyen Kurtuluş, “Bu süreçte önemli olan bir diğer nokta da eleştirel düşünme becerisi geliştirmek” diyor. Dijital Dönüşüm Uzmanı, ReSkills Training Yaşam Boyu Öğrenme Merkezi Kurucusu ve Sosyolog Filiz Güleç Kutlu, 50 yıldan uzun süredir hayatımızda olan dijital dönüşümün iş dünyası için veri analizi, uzaktan çalışma, hibrit çalışma, design thinking gibi yetkinlik kavramlarını; blockchain, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi teknoloji kavramlarını hayatımıza getirdiğini belirtiyor. Gelecekte, işlerin robotlar ve yapay zeka tarafından yapılacağını belirten Kutlu, “Geleneksel riskli meslekler yerine insansı yapılar daha yaygın hale gelecek. Metaverse dünyası ve ChatGPT gibi kavramlar, profesyoneller arasında sıkça konuşulan terimler haline geldi. Örneğin, Facebook Meta Horizon yazılımıyla sanal evren platformlarına yatırım yapıyor. Sanal evrenlere alışmak zaman alabilir. Apple, Vision Pro adlı sanal gözlüklerle kullanıcıların daha rahat bir deneyim yaşamasını sağladı. Tamamen evrimleşme sürecine tanıklık ettiğimiz bir dönem ve tüm bunlar beynin algılayış biçimlerinde, düşünce ve davranışlarımızda henüz keşfedilmemiş gizli noktaların ortaya çıkmasına sebep oluyor. İşte dijitalleşme kelimesi dönüşüm kelimesi ile burada buluşuyor.” diyor. Kutlu’ya göre, dijital dönüşüm sürecinde yetkinlik büyük bir öneme sahip ve bireysel olarak geliştirilebilir. İletişimin, robotlarla etkili bir şekilde iletişim kurmayı gerektirdiğini ifade eden Kutlu, bu noktada etkili sorular sorma, cevaplara kafa yorma ve görsel hafızayı kullanma gibi becerilerin önemine de değiniyor. Dönüşüm sürecinde, insanların zihinsel evrimini desteklemek ve geliştirmek için koçluk aktivasyonlarına ihtiyaç olduğunu belirten Kutlu, değişen dünyada başarılı olabilmek için hem kişisel hem de kurumsal düzeyde yaşam boyu öğrenmeyi benimsememiz ve geliştirmemiz gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: ONUR ŞAN