Türkiye'de tarım sektörü, en köklü dönüşümlerinden birini yaşıyor. Bu dönüşümün motoru ise ne yeni bir traktör markası ne de bir tohum çeşidi; bu kez lokomotif, çiftçinin cebindeki akıllı telefon. Tarlasındaki emeğini, ahırındaki hayvanının bakımını, hasadının bereketini sosyal medya platformları üzerinden milyonlara ulaştıran çiftçiler, bir anda "tarım fenomeni" haline gelerek sektörün geleceğine yön veriyor. Geleneksel ve zahmetli olarak görülen tarım, bu paylaşımlar sayesinde kentli gençler için bile modern, teknolojiyle barışık ve çekici bir iş fırsatı olarak yeniden keşfediliyor.

Geleceğin tarım elçileri onlar olacak

Bu dijital devrimi en yakından takip eden kurumlardan biri olan İzmir Ticaret Borsası (İTB), bu yeni akımın potansiyelinin farkında. İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, sosyal medyayı bir traktör kadar güçlü bir araç olarak kullanan bu yeni nesil üreticilerin, sektör için paha biçilmez bir rol üstlendiğini belirtiyor. Kestelli'ye göre bu çiftçiler, sadece kendi ürünlerini aracısız satarak kar marjlarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin tarım elçileri olarak tüm sektöre ilham veriyor. Kestelli, "Tarımın geleceği; toprağı bilen, bilimi ve teknolojiyi kullanan, aynı zamanda iletişimin gücünü doğru değerlendiren üreticilerle şekillenecek. Yapılan öngörüler, 2030'a kadar çiftçilerin neredeyse yüzde 90'ının bir sosyal medya platformunu kullanarak tüketiciler ve meslektaşlarıyla etkileşime gireceğini gösteriyor" diyerek dönüşümün hızına dikkat çekiyor.

Yaşlanan sektöre dijital gençlik aşısı

Türkiye'de çiftçilerin yaş ortalamasının 55'i aştığı gerçeği, sektörün geleceği için en büyük tehditlerden biri olarak görülüyor. Gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği, kırsal kalkınmanın sağlanması ve yenilikçi çözümlerin benimsenmesi, ancak gençlerin sektöre kazandırılmasıyla mümkün. İşte bu noktada sosyal medyanın gücü devreye giriyor. Işınsu Kestelli, bu dijital akımın, köyden kente göçü yavaşlatma ve hatta tersine göç başlatma potansiyeli taşıdığını vurguluyor. Kestelli, "Bugün içerik üreten, toprağını, emeğini paylaşan genç çiftçiler, tarıma dair algıyı kökten dönüştürüyor. Bu paylaşımlar, gençlerin tarımı sadece zor bir iş olarak değil; doğayla iç içe, üretim odaklı, sürdürülebilirlik ve girişimcilikle birlikte değerlendirilen modern bir yaşam biçimi olarak görmesini sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

3000 kilometrelik ticaret köprüsü: İzmirli iş insanlarından Kazablanka çıkarması
3000 kilometrelik ticaret köprüsü: İzmirli iş insanlarından Kazablanka çıkarması
İçeriği Görüntüle

Akademiden uyarı: İnternetteki her bilgiye itibar etmeyin

Tarımda dijitalleşmenin getirdiği bu olumlu rüzgara karşın, akademiden temkinli olunması yönünde bir uyarı da geliyor. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Murat Boyacı, dijital kanalların artmasıyla birlikte "güvenilir bilgi" sorununun da büyüdüğünü belirtiyor. Boyacı, "Tarım, yerel reçetelere sahip bir alandır. İzmir'de buğday için yazdığınız bir reçete, iklim koşulları nedeniyle Konya'da geçerli olmayabilir. İnternette paylaşılan bilgiler şüpheli olabiliyor. Bu konuda kurumsal firmaların veya üniversitelerin sayfaları daha güvenilir" diyerek çiftçileri uyarıyor. Prof. Dr. Boyacı'nın Ege Bölgesi'nde yürüttüğü araştırma ise dijitalleşmenin boyutunu gözler önüne seriyor: Yaş ortalaması 51 olan çiftçilerin yüzde 97'si akıllı telefon, yüzde 78'i ise aktif olarak sosyal medya kullanıyor.

"Çiftçilikten utanan çocuklar, şimdi hevesle paylaşım yapıyor"

Bu yeni akımın en somut örneklerinden biri de İzmir'in Seferihisar ilçesinde yaşayan 24 yaşındaki ziraat mühendisi Hatice Andaç. İkiz kardeşiyle birlikte aile mesleği olan organik tarımı devam ettirirken, bir yandan da başarılı bir içerik üreticisi olarak binlerce kişiye ulaşıyor. Andaç, sosyal medyanın yarattığı değişimi şu sözlerle özetliyor: "Sosyal medyayı ilk kullanmaya başladığımda, ailesinin çiftçi olmasından, ziraat okumaktan utanan gençler tanıyordum. Şimdi o gençler, tarımdan bir şeyler öğrenmek ve bildiklerini aktarmak için hevesle paylaşım yapıyor." Kendisini en çok orta yaşlı kadın çiftçilerin fuarlarda tanıyıp, "Yaşantımızı çok iyi anlatıyorsun" demelerinin mutlu ettiğini söyleyen Andaç, bu paylaşımların hem meslektaşlarına ilham verdiğini hem de üretici ile tüketici arasındaki en güçlü bağı kurduğunu ifade ediyor.

Kaynak: DHA