Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre, tahıllarda yüzde 5,3, sebzelerde yüzde 1,7, meyve ve içecek bitkilerinde ise yüzde 24,4 gibi rekor bir azalma öngörülüyor. Bu karamsar tablo, sofralara yansıyacak zamların ve gıda enflasyonundaki tırmanışın habercisi mi? Hangi ürünler en çok etkilenecek, çiftçiyi ve tüketiciyi neler bekliyor? İşte endişe verici rakamlar ve uzmanların değerlendirmeleri.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından titizlikle hazırlanan 2025 yılı bitkisel üretim ilk tahminleri, ülke tarımının zorlu bir döneme girdiğini ve gıda enflasyonu endişelerini daha da derinleştirecek bir tabloyu gözler önüne seriyor. Uzun süredir dile getirilen plansızlık, yetersiz destekleme politikaları ve girdi maliyetlerindeki artış gibi kronik sorunlara bir de son dönemde yaşanan zirai don felaketleri eklenince, 2025 yılında bitkisel üretimde ciddi bir daralma yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Bakanlık verileri, tarla ürünlerinden meyveye, sebzeden endüstri bitkilerine kadar geniş bir yelpazede üretim kayıplarının yaşanacağına işaret ediyor.

Üretim miktarlarında genel düşüş: Tahıl, sebze ve meyvede beklentiler ne yönde?

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 2025 yılı ilk tahminlerine göre bitkisel üretim miktarlarının bir önceki yıla kıyasla önemli ölçüde azalacağı öngörülüyor. Bu düşüşün kategorilere göre dağılımı ise şu şekilde:

  • Tarla ürünleri olarak sınıflandırılan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) beklenen azalma oranı yüzde 5,3.

  • Sofraların vazgeçilmezi olan sebzelerde öngörülen düşüş yüzde 1,7.

  • En sert daralmanın yaşanması beklenen kategori ise yüzde 24,4'lük bir azalma tahminiyle meyveler, içecek ve baharat bitkileri oldu.

Bu oranlar doğrultusunda, 2025 yılında yaklaşık üretim miktarlarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 71,4 milyon ton, sebzelerde 33 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise 21,4 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu rakamlar, hem iç tüketimde sıkıntılar yaşanabileceğine hem de ihracat potansiyelinin olumsuz etkilenebileceğine işaret ediyor.

Tahıl ambarında kaygı: Buğday, arpa ve yulafta sert düşüşler kapıda

Türkiye'nin temel besin kaynağı olan tahıl ürünleri üretim miktarlarının 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,1 oranında azalarak yaklaşık 37,4 milyon tona gerileyeceği tahmin ediliyor. Bu genel düşüşün alt kalemlerine bakıldığında ise durum daha da netleşiyor:

  • Ekmeklik ve makarnalık buğday üretiminin yüzde 5,8 oranında azalarak 19,6 milyon tona düşmesi bekleniyor.

  • Hayvancılık için kritik öneme sahip olan arpa üretiminde yüzde 8,0'lık bir azalmayla yaklaşık 7,5 milyon tonluk bir üretim öngörülüyor.

  • Çavdar üretiminin yüzde 5,5 oranında azalarak 243 bin tona, yulaf üretiminin ise yüzde 23,1 gibi oldukça yüksek bir oranda azalarak 300 bin tona gerileyeceği tahmin ediliyor.

  • Bu karamsar tabloda tek olumlu gelişme ise mısır üretiminde bekleniyor. Mısır üretiminin yüzde 4,9 artarak 8,5 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor.

Kuru baklagiller grubunda ise nohut üretiminin 605 bin ton, kuru fasulye üretiminin 283 bin ton ve kırmızı mercimek üretiminin 340 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Yumru bitkilerden patatesin ise bir önceki yıla göre yüzde 13,0 oranında azalarak 6 milyon ton üretileceği öngörülüyor. Bu düşüş, patates fiyatlarında artış yaşanabileceği endişesini beraberinde getiriyor.

Şimşek: Ülkemize duyulan yatırımcı güveni güçlü Şimşek: Ülkemize duyulan yatırımcı güveni güçlü

Yağlı tohumlar cephesinde, soya üretiminin yüzde 11,1 oranında azalarak 160 bin tona düşeceği tahmin edilirken, ayçiçeği üretiminde ise yüzde 4,8 oranında bir artışla 2,3 milyon tonluk bir üretim bekleniyor. Şeker pancarı üretiminin ise yüzde 6,5 oranında azalarak 21,5 milyon ton olarak gerçekleşeceği öngörülüyor.

Sebze reyonunda neler olacak? Domates ve biberde düşüş, karpuzda artış beklentisi

Sebze ürünleri üretim miktarının 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,7 azalarak yaklaşık 33 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Bu genel düşüş içerisinde bazı ürünlerde artış, bazılarında ise azalış beklentisi hakim:

  • Yaz aylarının sevilen meyvesi karpuzda yüzde 3,5, yemeklerin vazgeçilmezi kuru soğanda yüzde 2,6 ve patlıcanda yüzde 3,3 oranında üretim artışı bekleniyor.

  • Ancak, mutfakların temel malzemelerinden olan domateste yüzde 5,7, salçalık kapya biberde yüzde 3,7 ve taze fasulyede yüzde 4,5 oranında üretim azalışı öngörülüyor. Bu ürünlerdeki üretim düşüşleri, konserve ve salça gibi işlenmiş gıda fiyatlarını da olumsuz etkileyebilir.

Meyve bahçelerinde hazan mevsimi: Elma, kiraz, şeftali ve fındıkta tarihi düşüşler

2025 yılı bitkisel üretim tahminlerinde en çarpıcı ve endişe verici tablo meyveler, içecek ve baharat bitkileri kategorisinde ortaya çıkıyor. Bu grupta genel üretim miktarının bir önceki yıla göre yüzde 24,4 gibi rekor bir oranda azalarak yaklaşık 21,4 milyon tona düşeceği tahmin ediliyor. Bu sert düşüşün alt kalemleri ise adeta bir "yok yılı" beklentisini beraberinde getiriyor:

  • Elma üretiminde yüzde 38,7 gibi çok yüksek bir oranda azalış bekleniyor.

  • Baharın müjdecisi çilekte yüzde 4,0'lık bir düşüş öngörülüyor.

  • Yaz meyvelerinden şeftalide yüzde 32,1, nektarinde ise yüzde 35,5 oranında üretim kaybı bekleniyor.

  • İhracatın önemli kalemlerinden olan kirazda ise yüzde 55,7 gibi tarihi bir üretim azalışı tahmin ediliyor. Bu durum, hem iç piyasada kiraz fiyatlarının fahiş seviyelere ulaşmasına hem de ihracat gelirlerinde önemli bir kayba yol açabilir.

  • Sofralık ve şaraplık üzümde ise yüzde 18,6'lık bir üretim azalışı öngörülüyor.

Turunçgil meyvelerinde ise mandalinada yüzde 0,6 gibi cüzi bir üretim artışı beklenirken, portakalda yüzde 12,4, limonda ise yüzde 20,9 oranında üretim azalışı tahmin ediliyor.

Sert kabuklu meyveler de bu olumsuz tablodan nasibini alıyor. Fındıkta yüzde 27,5, cevizde yüzde 27,7 ve Antep fıstığında ise yüzde 54,6 gibi çok yüksek oranlarda üretim azalışı bekleniyor. Bu durum, özellikle fındık ve Antep fıstığı gibi ihraç ürünlerinde ciddi sıkıntılar yaşanabileceğine işaret ediyor.

Muz üretiminin geçen yıla göre önemli bir değişiklik göstermemesi beklenirken, Akdeniz'in sembol ürünlerinden zeytin üretiminde ise yüzde 40,0 gibi çok büyük bir azalma öngörülüyor. Bu durum, zeytinyağı fiyatlarında da yeni zamların habercisi olabilir.

Gıda enflasyonu ve tüketiciye yansımaları: Zor günler kapıda

Bitkisel üretimde beklenen bu geniş çaplı ve sert düşüşler, kaçınılmaz olarak gıda enflasyonu üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacaktır. Üretimdeki azalma, arzın daralmasına ve dolayısıyla fiyatların artmasına neden olacaktır. Özellikle temel gıda maddeleri olan tahıllarsebzeler ve birçok meyve türündeki üretim kayıpları, dar gelirli vatandaşların gıda sepetini daha da pahalı hale getirecektir. Tarladan sofraya uzanan zincirde, üretim maliyetlerindeki artışın yanı sıra üretim miktarındaki düşüş de fiyat etiketlerine yansıyacaktır. Bu durum, genel enflasyonla mücadeleyi daha da zorlaştırırken, tüketicinin alım gücünü daha da düşürecektir. Hükümetin ve ilgili kurumların, bu olası gıda krizine karşı acil önlem paketleri hazırlaması, çiftçiye yönelik destekleri artırması ve tüketiciyi koruyacak politikalar geliştirmesi büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, 2025 yılı gıda fiyatları açısından oldukça zorlu geçebilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ