Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor ve bu nedenle sık sık sismik hareketlilikle karşılaşıyor. 4 Haziran 2025 Çarşamba günü de, sabah saatlerinden itibaren yurdun farklı noktalarında ve çevre denizlerde çeşitli büyüklüklerde depremler kaydedildi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme Ve Değerlendirme Merkezi (KRDAE-BDTİM) ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığı, bu sarsıntıları anlık olarak takip ederek kamuoyuyla paylaşıyor. (Not: Verilen metin KRDAE formatında olduğu için ağırlıklı olarak bu kurumun verileri referans alınmıştır.)

Kandilli Rasathanesi'nden güncel deprem verileri: Yurt genelinde hissedilen sarsıntılar

Kandilli Rasathanesi'nin son 500 depremi listeleyen ve yapay sarsıntı analizi yapılmamış hızlı çözümlerine göre, 4 Haziran 2025 tarihinde sabah saatlerinden itibaren Türkiye'nin farklı bölgelerinde ve yakın çevresindeki denizlerde çok sayıda hafif şiddette deprem meydana geldi. Bu sarsıntılar, genellikle can ve mal kaybına yol açmayacak düzeyde olsa da, özellikle daha önce büyük depremler yaşamış bölgelerde yaşayan vatandaşlar arasında tedirginliğe neden olabiliyor.

Sabah saatlerinde kaydedilen depremlerden bazıları şunlardır:

  • Saat 08:05:17'de Kütahya'nın Emet ilçesine bağlı Katrandağı mevkiinde, 5.3 kilometre derinlikte 1.6 ML büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

  • Saat 07:39:57'de Malatya'nın Pütürge ilçesine bağlı Hisartepe'de, 24.2 kilometre derinlikte 1.6 ML büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.

  • Saat 07:25:50'de Malatya'nın Kale ilçesine bağlı Bentköy'de, 16.3 kilometre derinlikte 1.6 ML büyüklüğünde bir sarsıntı yaşandı.

  • Saat 07:04:30'da Ege Denizi'nde, 5.0 kilometre derinlikte 2.4 ML büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

  • Saat 06:46:35'te Bingöl'ün Kiğı ilçesine bağlı Dallıca'da, 5.8 kilometre derinlikte 2.6 ML büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.

  • Saat 06:44:38'de Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Gövdeli'de, 8.0 kilometre derinlikte 1.6 ML büyüklüğünde bir sarsıntı oldu.

  • Saat 05:49:45'te Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Eğerlidereköy'de, 5.0 kilometre derinlikte 1.4 ML büyüklüğünde bir deprem yaşandı. Aynı bölgede saat 05:40:22'de ise 7.1 kilometre derinlikte 2.4 ML büyüklüğünde bir sarsıntı daha kaydedildi. Bu durum, bölgedeki sismik aktivitenin devam ettiğini gösteriyor.

  • Saat 05:40:47'de Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Kuşdoğan'da, 5.0 kilometre derinlikte 1.8 ML büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

  • Saat 05:22:56'da Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesine bağlı Tatlar'da, 6.9 kilometre derinlikte 1.6 ML büyüklüğünde bir sarsıntı kaydedildi.

  • Saat 05:06:03'te Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Gövdeli'de, 5.0 kilometre derinlikte 2.6 ML büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı.

  • Saat 04:06:11'de Marmara Denizi, Gemlik Körfezi'nde, 11.3 kilometre derinlikte 2.2 ML büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu sarsıntı, özellikle Marmara Bölgesi'nde yaşayan vatandaşlar arasında kısa süreli bir endişeye neden oldu.

  • Saat 04:04:03'te Van'ın merkezine bağlı Ağartı'da, 5.0 kilometre derinlikte 2.1 ML büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.

  • Saat 03:56:02'de Adana'nın Kozan ilçesine bağlı Kuyubeli'de, 5.0 kilometre derinlikte 1.8 ML büyüklüğünde bir sarsıntı yaşandı. Kozan ve çevresinde gün içinde farklı saatlerde hafif şiddette depremler kaydedilmeye devam etti.

  • Saat 02:39:49'da Kütahya'nın Simav ilçesine bağlı Yeşildere'de, 7.5 kilometre derinlikte 3.2 ML ve 3.2 Mw büyüklüğünde, görece daha kuvvetli bir deprem meydana geldi. Bu deprem, bölgede hissedilmiş olabilir. Simav ve Emet çevresinde de gün içinde çok sayıda küçük sarsıntı kaydedildi.

  • Saat 02:28:56'da Akdeniz'de, 11.6 kilometre derinlikte 3.0 ML büyüklüğünde bir deprem yaşandı.

  • Saat 01:29:51'de Akdeniz'de, Girit Adası açıklarında, 18.4 kilometre derinlikte 2.9 ML büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.

Bu listede yer alan depremler, genellikle Richter ölçeğine göre 3.0'ün altında kalan ve çoğu zaman sadece hassas sismograflar tarafından tespit edilebilen küçük sarsıntılardır. Ancak, özellikle 3.0 ve üzeri büyüklükteki depremler, meydana geldikleri bölgeye ve derinliğe bağlı olarak insanlar tarafından hissedilebilir ve kısa süreli paniğe yol açabilir.

AFAD verileri ve deprem sonrası alınacak önlemler

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) da kendi ağı üzerinden deprem verilerini anlık olarak takip etmekte ve kamuoyunu bilgilendirmektedir. AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin verileri arasında zaman zaman küçük farklılıklar (büyüklük, derinlik, merkez üssü gibi) görülebilmektedir. Bu durum, kullanılan farklı sismolojik ağlar ve hesaplama yöntemlerinden kaynaklanmaktadır. Ancak her iki kurum da, Türkiye'deki deprem aktivitesini izleme ve değerlendirme konusunda uluslararası standartlarda hizmet vermektedir.

Vatandaşların, özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yaşayanların, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bilinçli olmaları hayati önem taşımaktadır. Deprem çantası hazırlamak, ev ve iş yerlerinde güvenli alanlar belirlemek, devrilebilecek eşyaları sabitlemek gibi önlemler, olası bir depremde can ve mal kaybını azaltmaya yardımcı olacaktır. Deprem anında panik yapmamak, sakin kalmak ve güvenli bir şekilde davranmak da büyük önem taşır. Sarsıntı durduktan sonra ise artçı depremlere karşı dikkatli olmak, hasarlı binalardan uzak durmak ve yetkililerin uyarılarına uymak gerekmektedir.

Üç harfli market zincirinde satılan zeytinyağı markası hileli çıktı
Üç harfli market zincirinde satılan zeytinyağı markası hileli çıktı
İçeriği Görüntüle

Uzmanlardan uyarılar: Artçı sarsıntılar ve deprem bilinci

Jeoloji ve deprem uzmanları, Türkiye'nin aktif bir fay hattı üzerinde bulunduğunu ve bu nedenle depremlerin hayatımızın bir gerçeği olduğunu sık sık hatırlatmaktadır. Özellikle büyük depremlerden sonra aylarca, hatta yıllarca sürebilen artçı sarsıntılar yaşanabilir. Bu artçı depremler, genellikle ana şoktan daha küçük olmakla birlikte, hasarlı binalarda ek yıkımlara ve paniğe neden olabilir.

Uzmanlar, vatandaşların deprem bilincini artırmaya yönelik eğitimlere katılmalarını, binalarının depreme dayanıklılığını kontrol ettirmelerini ve kentsel dönüşüm projelerine destek vermelerini önermektedir. Depreme hazırlıklı olmak, sadece bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir gerekliliktir. Devlet kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve her bir birey, deprem riskini azaltma ve deprem sonrası müdahale kapasitesini artırma konusunda üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, hazırlıksızlık ve dayanıksız yapılar can alır. Bu nedenle, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek ve gerekli tüm önlemleri almak, hepimizin ortak sorumluluğundadır.

Kaynak: HABER MERKEZİ