Son yıllarda giderek artarak kadınlar üzerinde ağır baskı oluşturan ve laik kazanımları hedef alarak yaşamın tüm alanlarını dinsel referansla düzenlemek isteyen AKP-MHP iktidarının son Anayasa değişikliği girişimlerine, kadın cinayetlerine, erkek şiddetine, kapitalizmin emek sömürüsüne, yoksulluğa karşı seslerini yükseltmek için Sol Feministe Hareket’e mensup farklı illerden kadınlar 21-22 Ocak 2023 tarihlerinde Kuşadası’nda bir araya geldi.  Feminist hareketin tarihsel gelişimi, kadınların geçmişten günümüze eşitlik, özgürlük ve hakları için verdiği ve devam eden mücadelesi üzerine konuşma ve tartışmaların yer aldığı buluşma akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirildi.  

Sol Feminist Hareket’ten Ezgi Eylem Şahin ve Zeynep Karataş’ın açılış sunumlarıyla başlayan eğitim çalışması Muğla Karya Kadın Derneği’nden Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Dilek Bulut’un “Feminizmin Gelişimi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mücadelesi ve Karşı Saldırı” başlıklı sunumuyla devam etti. Daha sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Şahin Güngör ve Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi emekli öğretim üyesi Doç. Dr. Fevziye Sayılan “Farklı Feminizmler, Marksizm ve Feminizm” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. “Emek, Çalışma, Kadın Grevi, Meclis Kavramları ve Feminist Enternasyonal” başlıklı son sunumu ise KESK Eş eski Genel Başkanlarından akademisyen Aysun Gezen yaptı.

Sol Feminist Hareket tarafından gerçekleştirilen buluşmanın ikinci gününde “14 Şubat, 8 Mart ve Seçime Giderken Sözümüz ve Pratiğimiz’ başlıklı tartışmada,   demokratik, laik, eşitliğin olduğu, özgür bir gelecek için seçime giderken feministlerin görev ve tavırları ne olmalı, seçime katılacak partilerden neler talep edilmeli konularında öneriler dile getirildi. İki gün süren tartışma ve eğitim çalışmasının sonunda, Meclis’te grubu bulunan muhalefet partilerini 24 Ocak 2023 tarihinde müzakere edilecek Anayasa görüşmelerine katılmamaya çağıran ‘Anayasa Gündemi’ başlıklı bir basın açıklaması yapıldı.

 ‘Anayasayı Tanımayanlarla, Defalarca Çiğneyenlerle Anayasa Yapılamaz.

Meclisi Boşaltın, Görüşmelere Katılmayın.’ başlığıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi: Seçime giderken anayasaya aykırı bir şekilde seçim kararı alıp adaylık açıklayan cumhurbaşkanıyla, anayasaya aykırı şekilde İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden, anayasayı tanımadığını defalarca beyan eden, çalışma hakkından, düşünce ve ifade özgürlüğüne, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkından eşitlik ve laiklik ilkesine kadar en temel hakları ihlal eden AKP-MHP iktidarıyla anayasa yapılamaz.

700 kadar kadın örgütü, feministler, LGBTİ+lar, demokratik kitle örgütleri günlerdir bu gerçeğe dikkat çekerek muhalefeti sorumlu davranmaya, komisyona katılmamaya, görüşmelere girmemeye çağırdı. Çünkü biliyoruz ki yasaları uygulamayan ve anayasayı defalarca kendi dinci gerici ideolojisini yerleştirmek ve ayrıcalıklarını korumak için çiğneyen bir iktidarda hiçbirimizin hayatları ve hakları güvende değil.’

Anayasa müzakerelerinde meselenin başörtüsü olmadığını, amacın siyasal İslamcı faşist rejimi kurumsallaştırıp, kadın bedeni, emeği ve yaşamı üzerinde tahakküm kurarak eşitlik, özgürlük umudunun değiştirme iradesinin son kırıntılarını da yok etmek olduğunun vurgulandığı açıklama ‘Kadınların mücadeleyle elde ettiği tüm kazanımları bir bir yok edip ülkeyi Talibanlaştırmak istiyorlar. Diyanet TV’de kadınların 90 km uzağa yanlarında mahremleri olan erkekler olmadan gidemeyeceğini söylüyor sahibinin sesi, Taliban ise 72 km sınır koymuş. Taliban rejimiyle aramızdaki fark işte bu kadar.’ ifadeleriyle devam etti.

Yaşamın tüm alanlarını dinsel referansla düzenlemek isteyen AKP’nin laik kazanımları 20 yıldır hedef aldığının, Anayasa’nın 24. ve 41. maddelerinde değişiklik öngören önergesinin laiklik ilkesini temelden yok etmeye yönelik bir saldırı olduğunun, nefret söylemi içerdiğinin altı çizilen açıklamaya şöyle devam edildi:   ‘Dini inancı” gereği seçilen kıyafet dışındaki bütün kıyafetleri güvencesiz bırakarak, kadınları kendi dinci ideolojilerine uygun şekilde giyinmeye zorlayacak, bu konudaki her tür eleştiri ve tartışmayı engelleyecek. Erkek çok eşliliğinin önünü açacak, çocuk istismarını anayasal kılıfa sokacak, “aile eşler arasında eşitlik ilkesine dayanır” ibaresi buharlaştırılarak evlilik içinde kadının tabi ve ikincil konumunu derinleştirecek ve dini nikahı anayasal güvence altına alacak! İşte böyle tuzaklarla dolu, ayrımcı ve LGBTİ+lara yönelik nefret söylemi içeren 8 cümlelik bir teklifi “özgürlük” sosuna bulayıp önümüze koyuyorlar.

Anayasa tasarısı; toplumsal yaşamın tüm alanlarını, tüm kadınları kapsayan devlet denetimini hayata geçireceğini söylüyor. Biz bu “devlet tedbirlerinin” ne anlama geldiğini İran’da, Afganistan’da kız çocuklarından, “ahlak polislerinin” katlettiği hayatlardan biliyoruz.

Sol feminist hareket olarak mecliste grubu bulunan tüm muhalefet partilerine taşıdıkları tarihsel sorumluluğu hatırlatıyoruz: bu tuzaktan yama yapılarak, değişiklik önererek kaçılamaz; anayasa görüşmelerine katılmak bu keyfilik iktidarına ve hukuksuzluğa ortak olmaktır. Anayasayı tanımayan, kendini hukukun üstünde gören bir iktidarla anayasa müzakere dahi edilemez. Tarihi sorumluluğunuzu yerine getirin. Salı günü meclisi boşaltın. AKP’yi oyunlarıyla baş başa bırakın.’

Sol Feminist Hareket, açıklamanın sonunda bu konuda tepkisini dile getiren kadınların tarihi sorumluluklarını yerine getirdiklerini ve en karanlık zamanlarda dahi mücadeleden bir adım dahi geri atmadan eşit ve özgür bir gelecek, laik, demokratik ve emekten yana bir ülke için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek açıklamayı şu sözlerle sonlandırdılar: ‘Uyarıyoruz; haklarımızın gaspına ortak olan kim olursa olsun unutmayacağız, affetmeyeceğiz.

Editör: Yusuf Tomruk