10 Nisan 1973 doğumlu Selahattin Demirtaş, 52 yaşında. Diyarbakır doğumlu siyasetçi, avukat ve yazardır.
Siyasi yaşamına Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve ardından Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile adım atan Demirtaş, 2010-2014 yılları arasında BDP’nin, 2014-2018 arasında da Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin eş genel başkanlığını yürüttü.
Demirtaş, 4 Kasım 2016’da gözaltına alındı ve o tarihten bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu. 2025 itibarıyla 9 yıldır cezaevinde bulunuyor.
2014 ve 2018 yıllarında cumhurbaşkanlığına aday olan Demirtaş, cezaevinden yürüttüğü kampanyalarla geniş bir seçmen desteği elde etmişti.
Neden tutuklandı?
Demirtaş, 6-8 Ekim 2014’teki Kobani olayları nedeniyle açılan soruşturmada, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandı.
2018’de bu suçlamalardan 4 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
Ardından 2024’te sonuçlanan Kobani Davası’nda, 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Böylece toplam cezası 42 yıla yükseldi.
Bu süreçte hakkında açılan farklı davalar, ulusal ve uluslararası hukuk çevrelerinde yoğun tartışma yarattı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2020 yılında Demirtaş’ın “ifade özgürlüğü” ve “seçme-seçilme hakkı”nın ihlal edildiğine hükmetmişti.
AİHM kararı ve Türkiye’nin itirazı
Türkiye’nin karara yaptığı itiraz 3 Kasım 2025’te AİHM tarafından reddedildi.
AİHM Paneli, Adalet Bakanlığı’nın başvurusunu değerlendirerek “Demirtaş’ın tutukluluğunda siyasi saikler vardır” hükmünü kesinleştirdi.
Bu kararla birlikte Demirtaş’ın tahliyesi hukuken yeniden gündeme geldi.
Demirtaş’ın avukatları, kararın ardından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne tahliye başvurusu yaptı.
Bahçeli’den dikkat çeken çıkış
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 4 Kasım 2025’teki grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Vekiller İmralı’ya gitmeli, MHP bu heyete katılmaya hazır” ifadelerini kullanmış, toplantı sonrası gazetecilerin sorusu üzerine de “Tahliyesi hayırlı olur” demişti.
Bu açıklama, hem siyaset kulislerinde hem de kamuoyunda “yeni bir yumuşama dönemi mi başlıyor?” sorularını gündeme getirdi.
Bazı yorumcular bu ifadeyi hukuki sürecin önünü açacak bir siyasi sinyal olarak değerlendirirken, bazıları da “stratejik bir mesaj” olarak yorumladı.
Tahliye ihtimali güçlendi mi?
AİHM’in kararının kesinleşmesiyle birlikte Türkiye açısından bağlayıcı bir yükümlülük doğmuş durumda.
Ancak Demirtaş’ın tahliyesi, yerel mahkemelerin vereceği karara bağlı.
Siyasi cephedeki açıklamalar, yargısal süreci doğrudan etkilemese de, Ankara’da yeni bir denge arayışının işareti olarak görülüyor.





