Jose Mourinho kimdir? Hangi takımları çalıştırdı, kaç kupası var? Jose Mourinho kimdir? Hangi takımları çalıştırdı, kaç kupası var?

Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Atakum ilçesi Cağaloğlu Bulvarı’ndaki ek binasında görevli Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mustafa Erdem, 13 Eylül Çarşamba günü hastanenin otoparkında aracına bindiğinde Gökhan Ermiş tarafından silah zoruyla kaçırıldı. Olayın ardındoan polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanan Gökhan Ermiş, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Yapılan araştırmada, Sinop’ta, Gökhan Ermiş'in eşi Çiğdem Ermiş'in (29) 2017 yılında safra kesesi ameliyatı sırasında aort damarının kesilmesi sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. Olayda kusuru bulunduğu suçlamasıyla açılan davada Dr. Mustafa Erdem'in 2 yıl 1 ay hapse mahkum olduğu, bu cezanın ise 15 bin TL para cezasına çevrildiği tespit edildi.

Bu olayının ardından Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Ömer Faysal Çadır, yaşananların doktorlar arasında mutsuzluk ve huzursuzluk yarattığını söyledi. Başkan Çadır, “Arkadaşımız çok şükür ki fiziki bir yara almadan kurtuldu ancak sağlıkta şiddet, tüm Türkiye'de ölümle, fiziki yaralanmayla, sözel saldırılarla devam ediyor. Bu durum meslektaşlarımızı, onurla yaptığı işinden soğutuyor, uzaklaştırıyor” diye konuştu.

‘BU OLAY BASİT BİR KRİMİNAL OLAY DEĞİLDİR’

Sağlıkta şiddetin çok yönlü bir boyut aldığını söyleyen Tabip Odası Başkanı Çadır, "Geçtiğimiz hafta hepimizi üzen bir olayı yaşadık. Bir arkadaşımızın mesai saatleri içerisinde, 7 yıl önce yaşanmış ve bütün yasal prosedürleri tamamlanmış bir durum nedeniyle, yolu kesiliyor, silahla ve tehditle alıkonuluyor. Bu olayı basit bir kriminal olay olarak değerlendirmek mümkün  değildir. Sağlıkta şiddet, çok yönlü bir boyut almıştır. Ülkemizde şiddet ne yazık ki artık bir kültür halini almaya başladı. İnsanların şiddeti, sağlığı için çalışan kişilere karşı içselleştirilmesi ve çözüm yolu olarak kullanılması kabul edilemez. Sağlık çalışanları halkı için en iyisini vermeye çalışsa da sağlık sektörü doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız hakkında ne yazık ki bazı yöneticilerimiz tarafından değersizleştirici ifadeler kullanılır oldu. Bu da kendini bilmez bazı saldırganlar tarafından, 'hoşumuza gitmeyen şey yaparlarsa bağırabilir, hakaret edebilir, dövebilir hatta öldürebiliriz' yönünde algılanmaya başlandı. Şiddet hayatımıza o kadar girdi ki, insanlar alamadığı ekmeğin sıkıntısını bile çevresine ve sağlık çalışanına şiddet uygulayarak yansıtmaya başladı” ifadelerini kullandı.

‘DOKTORLAR İŞİNİ SEVEREK YAPAMIYOR’

Sağlık çalışanlarının değersizleştirilmeye ve ötekileştirilmeye terk edilmemelsi gerektiğini belirten Çadır, şöyle devam etti:

"Elbette her insan gibi bizim de yaptığımız işle ilgili eksiklerimiz, bazen yanlışlarımız olabilir. Bilin ve inanın ki buna en çok biz üzülürüz ve eğer mümkünse çözümü için de en çok biz çalışırız. Olayın bir diğer önemli tarafı da şudur. Bu saldırıyı yapan kişi, aynı zamanda halkın sağlık hakkını da gasbediyor. Yaşadığımız örnekte görüldüğü gibi, şu an meslektaşımız işini yapamıyor ve belki de ameliyat olmayı bekleyen hastaları var. Her sıkıntının bir çözümü vardır ancak bu çözüm hukukla yasal yollarla halledilmelidir. Hukuku kendi kendimize kullanamayız. Doktorlarımız artık işini severek yapamıyor. Yılda 4 bin doktor, yurt dışına çıkıyor. Bu da her yıl yetişmiş doktorlarımızın 4'te 1'i demektir. Bu durumun ana nedeni de sağlıkta şiddettir. Çözümü ise devlettir. Bu konuyla ilgili en güçlü adımı devlet atmalıdır. Devlet, 'Doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız bizim güvencemiz altındadır. Halkımızın sağlık hakkını engelleyen ve bu hizmeti verenlere şiddet uygulayan, devlet bekasına saldırı yapmış gibi değerlendirilecektir' demelidir. Hassasiyetle de bu sözünün arkasında durmalı ve hukukun hassasiyetle ve tavizsiz şekilde uygulanmasını sağlamalıdır.Bilinmelidir ki bu olaylarla biz doktorlar tek tek tükeniyoruz. Biliniz ki sağlık sistemi ve halkın sağlık hakkı da tükeniyor.”

Kaynak: DHA