Haber/ Ceren Batmaz Sarı (Uzman Diyetisyen)

Pek çok kanser cerrahi yöntemlerle, radyoterapi, kemoterapi, hormon tedavisi ve/veya immünoterapi ile tedavi edilir. Bütün bu yöntemlerle kanserli hücreler yok edilir fakat vücuttaki sağlıklı hücreler de olumsuz etkilenir. Kanserli hastalarda tedavinin yan etkileri genelde normal hücrelerin etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Tedavi süresinde sıklıkla görülen yan etkiler görülür. 

  • İştahsızlık, 
  • Kilo alma veya kilo verme 
  • Ağızda hassasiyet
  • Boğaz ağrısı 
  • Burun, ağız veya boğaz kuruması 
  • Ağız tadının değişmesi 
  • Diş veya dişeti sorunları 
  • Koku algısında değişimler
  • Bulantı, kusma, ishal, kabızlık
  • Saç dökülmesi
  • Laktoz intoleransı 
  • Yorgunluk, keyifsizlik, halsizlik 

Kanser tedavisinde yan etkilerin çoğu, ağız, yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsak ve rektumda ortaya çıkar. Dolayısıyla kanser tedavisi sırasında hatta tedaviden sonra yemek yeme ve iyi bir beslenme düzeni sürdürme oldukça zordur. Tedavi sürecinde ortaya çıkan yan etkilerle birlikte kişinin beslenmesinde büyük değişiklikler meydana gelir. Tedavinin yan etkilerinin şiddetini beslenmede bazı değişiklikler yaparak azaltmak mümkündür. 

Kanser tedavisi sürecinde sıklıkla görülen yan etkileri azaltmak için beslenme önerileri 

İştahsızlık: Tercih edilen besinlerle yeterli protein ve kalori alımı sağlanmaya çalışılmalıdır.  Pek çok kişi sabahları daha iştahlıdır. Ana öğünü sabah tüketilip gün içinde yemek yemek istenmezse kalori ve besleyici içeriği yüksek açık veya koyu sıvı besinler/içecekler tüketilebilir. Yeterince sıvı almak vücudun gerektiği gibi işlevini yürütmesi için önemlidir. Yetişkinler için 6-8 bardak su yeterlidir. 

Zayıflama: Belirli öğünde fazla yemek yerine az ve sık beslenme daha fazla besin alımını kolaylaştırır. Kişinin yemek istediği zaman kolaylıkla ulaşabileceği pratik besleyici atıştırmalıkları (fındık, fıstık, leblebi, kuru veya taze meyveler, yoğurt, sandviç, kepekli, meyveli, kuru yemişli ev yapımı kek ve kurabiyeler, peynirli sebzeli tost vb) yanında bulundurması önemlidir. Yatmadan önce bir ara öğün yapmak kilo alımına yardımcı olacaktır. Yemek sırasında içecekleri sınırlı miktarda tutmak mide kapasitesini hemen dolmasını engelleyecektir. Dondurma, yoğurt, sütlü tatlı gibi soğuk yiyecekler tercih edilebilir. Besinlerin hazırlanma şeklini değiştirmek onları daha iştah açıcı hale getirebilir ve besin alımını arttırabilir. Örneğin, taze meyve bütün olarak tüketilemiyorsa, komposto, hoşaf, püre olarak tercih edilebilir. Sütlü tatlılara dövülmüş fındık, ceviz eklenebilir. 

Kilo alma: Fazla kilo alımını durdurmak veya sağlıklı kiloya inmek için kişinin sebze meyve tüketimi arttırılmalıdır. Tahıllardan tam tahıllar, bulgur gibi kepeği ve özü ayrılmamış olanlar tercih edilmelidir. Doymuş yağ alımını kontrol etmek için yağsız et ve az yağlı süt ürünleri tercih edilmelidir. Yağlı ve kızartma, kavurma yapılmış besinler tüketilmemelidir. Şeker ve tatlı mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. Ara öğünler yapılarak iştah kontrolü sağlanmalıdır ve hekim uygun görürse egzersiz yapılmalıdır. Günde 8 bardak su tüketimi ihmal edilmemelidir. 

Ağız ve boğaz ağrıları: Tuzlu, asitli, sert ve kuru besinleri yutmak zor olacaktır. O nedenle yumuşak ve besleyici besinler tercih edilmelidir. Yoğurt, muz, patates püresi, kaymak, ezme çorbalar, sebze püreleri, boza, salep, süt, olgun taze meyveler, pişmiş yumurta, iyi pişmiş et, meyve püreleri, yumuşak peynirler, makarna, az şekerli muhallebi, sütlaç bu süreçte kişinin kolaylıkla tüketebileceği besinlerdir. Yiyecekler yumuşak, oda sıcaklığında ya da ılık, küçük parçalar halinde ve sıvı/püre kıvamında hazırlanmalıdır. 

Koku ya da tat değişikliği: Kanser tedavisi sırasında özellikle et ve yüksek proteinli besinler acı veya metalik bir tat vermeye başlayabilir. Pek çok yiyecek lezzetsizleşir. Eğer bir tür etin (örn.dana eti) tüketiminde zorluk yaşanıyorsa, tavuk, balık, kuzu eti gibi diğer tür etler veya yumurta tercih edilebilir. Etler, meyve, meyve suyu ve soslar ile lezzetlendirilebilir. Fesleğen, biberiye, mercanköşk gibi aromalı otlar ve baharatlar kullanılabilir. Turunçgiller, meyve suları gibi ekşi yiyecek ve içecekler denenebilir ve yemeklerin tat ve kokusunu değiştirmek için soğan ve sarımsak kullanılabilir. 

Bulantı: Kızarmış ekmek, kraker, simit, beyaz peynir, makarna türleri, kaymaksız sütle hazırlanmış tahıllı yemek ve tatlılar, fırında pişmiş veya haşlanmış, derisiz tavuk, kuru meyveler, bulantı olduğunda tercih edilebilecek besinlerdir. Bulantı olduğu zamanlarda yağlı besinlerden, kızartma ve kavurmalardan, şeker içeriği yüksek besinlerden, baharatlı veya sıcak ve ağır kokulu besinlerden uzak durulmalıdır. Ayrıca az, sık ve yavaş yemek, içecekleri öğünlerde değil de öğün aralarında tüketmek ve yemeklerden hemen sonra 1 saat kadar dinlenmek bulantıyı azaltmaya yardımcı olur. 

Kusma: Kusma nöbetleri geçene kadar herhangi bir şey yenmemesi önemlidir. Kusma kontrol altına alındıktan sonra az miktarlarda su veya hafif sıvı yiyecekler, içecekler tüketilebilir. Her 10-20 dakikada bir yemek kaşığı ile başlanabilir. 20-30 dakikada bir 2-3 yemek kaşığına çıkarılabilir. Hafif sıvılar ile rahatladıktan sonra hafif besinler ile devam edilerek normal beslenme düzenine geçilebilir. Kusmanın kontrolünde derin ve ritmik nefes almanın ve dinlenmenin etkisi de unutulmamalıdır.  

İshal: Şiddetli ishal vitamin ve mineral eksikliğine neden olur ve vücutta suyun azalmasına yol açar. İshal durumunda bol sıvı alımı çok önemlidir. Sık ve az besin alımı, hafif öğün tüketimi ishali azaltmaya yardımcı olur. Yüksek sodyum ve potasyum içeren et suyu, muz, şeftali, haşlanmış patates, haşlanmış havuç gibi besinler tercih edilebilir. Yoğurt, yağsız süt, yağsız pilav, şehriye, yoğurtlu çorba, ekmek, kraker, derisi alınmış tavuk veya hindi, az yağlı/yağsız dana eti, balık, iyi pişmiş katı yumurta ishalde tercih edilebilecek besinlerdendir. Bu süreçte yağlı besinlerden, kızartmalardan, çiğ sebze ve salatadan, fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu yemişlerden çekirdekten ve brokoli, kuru fasulye, bezelye, kabak, mısır, karnabahar gibi lif içeriği yüksek sebze ve kayısı, armut, erik gibi meyvelerden uzak durulmalıdır. Bozulan bağırsak florasının düzenlenmesi için hekim kontrolünce probiyotik takviyesi kullanılabilir. 

Kabızlık: Kabızlıkta sıvı alımının arttırılması büyük önem taşır. Günde en az 8 bardak su tüketilmeli ve beslenmede sıvı kaynağı yiyecek ve içecekler arttırılmalıdır. Beslenmedeki lif miktarını arttırmak için kepekli ekmek, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, brokoli, tam tahıllar gibi besinler sıklıkla tüketilmelidir. Kayısı, kuru erik suyu veya hoşaf kısa süreli kabızlığın giderilmesine yardımcı olur. Her gün hafif egzersiz yapılması da bağırsak hareketlerinin artmasına yardımcı olur. Aynı zamanda düzenli probiyotik kullanımı da kabızlığın azaltılmasına yardımcı olur. 

Kanser tedavisi sürecinde ve sonrasında besin tercihleri, hazırlanması, pişirilmesi, saklanması ve servisinde hijyen kurallarına dikkat edilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte bu alanda uzman bir diyetisyenden destek alınması tedavinin hem kişinin beslenme gereksinimlerinin belirlenip karşılanması hem de tedavinin yan etkilerinin azaltılmasını sağlar.