Cinayet zanlısı 19 yıl sonra yakalandı Cinayet zanlısı 19 yıl sonra yakalandı

Prof. Dr. Görür, depremin kaynağının yerin içinde olduğunu vurgulayarak, bu doğal olayı Amerikalı gemilere, uzaydaki hareketlere veya hava koşullarına bağlamanın anlamsız olduğunu belirtti. Yerin içindeki sıcaklık farklarına bağlı olarak konveksiyon akımları oluştuğunu ve bu akımların levhaların hareketini tetiklediğini açıkladı.

Kilitli Fay Hatları

Özellikle Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunun, yani Marmara fayının riskli olduğunu ifade eden Görür, bu fay hattının kilitli olduğunu ve büyük bir stres biriktirdiğini söyledi. Özellikle Kumburgaz ve Adalar faylarının kırılmasını beklediklerini belirten Görür, bu durumda İstanbul'da minimum 7,2 büyüklüğünde bir deprem yaşanabileceğini açıkladı.

İyi Bina Yapmanın Yanı Sıra Zemin Önemli

İstanbul'da zeminin deprem riskinde büyük bir etken olduğunu belirten Prof. Dr. Görür, Avrupa Yakası'nın zemin yapısı nedeniyle daha riskli olduğunu ifade etti. Vadiler, akarsu kanalları ve alüvyonlar gibi faktörlerin zeminin riskini etkilediğini söyledi. Ancak Anadolu Yakası'nda zeminin daha stabil olduğunu belirtti.

İvme ve Sıvılaşma Tehlikeleri

Görür, binaları en çok tehdit eden faktörün ivme olduğunu ve özellikle kıyılara yakın bölgelerin risk altında olduğunu vurguladı. İstanbul'da sıvılaşmanın tehlikeli olduğunu ve özellikle Avrupa Yakası'nda bu riskin daha yüksek olduğunu dile getirdi.

Gecekondu Yapılaşması

İstanbul'un yüzde 60'ının gecekondu mantığıyla inşa edilen binalardan oluştuğunu belirten Prof. Dr. Görür, bu binaların mühendislik hizmeti almadığını, iyi malzeme kullanılmadığını ve doğru projelerin olmadığını ifade etti. Yapılaşmanın plansız olduğunu ve birçok binanın depreme karşı dayanıksız olduğunu söyledi. Bu nedenle İstanbul'da ciddi bir yıkım riski olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamaları, İstanbul'da deprem hazırlıklarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ