Bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü. Türkiye’de tiyatro, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Siyasi iktidar, ülkemizde sanatın her dalında olduğu gibi tiyatro sanatında da gözdağı, baskı, tehdit ve sansür uygulamalarını sürdürüyor.
Sanatçılar işlerinden ediliyor, sanat üretilen yapılar alışveriş merkezine dönüştürülüyor. Bazı oyunlar yasaklanıyor, sansürleniyor yada engelleniyor. OHAL'in ardından şehir tiyatrolarında birçok sanatçı KHK ile performans yetersizliği gerekçesiyle işten atıldı. Sırf muhalif oldukları gerekçesiyle oyuncu Mehmet Ali Alabora, Şebnem Sönmez, Levent Üzümcü, gibi isimler çeşitli baskılara maruz kaldı. Sırf AKP iktidarı oyunlarının adını beğenmiyor diye, Barış Atay’ın “Sadece Diktatör” adlı oyunu ve Rutkay Aziz ile Taner Barlas’ın sahnelediği “Adalet Sizsiniz” adlı oyunları engellendi.
Demokratik, laik, ilerici Türkiye Cumhuriyeti’nde bu çağdışı uygulamaları şiddetle kınıyoruz.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kesilmiş demektir” sözünü hatırlatarak biliyoruz ki, tiyatro güçlüdür ve her şeye direnir.
Çünkü tiyatro özgürlüktür, ışıktır, aydınlanmadır. Çünkü tiyatro birleştirir, bütünleştirir. Tiyatro barışçıl, şiddetten uzak bir sanat dalıdır vetoplumun gelişimine ve değişimine öncülük eder.
Bu düşüncelerle meydan okuyan, itiraz eden, eleştiren tiyatronun gücüne duyduğumuz saygı ile tüm sanat emekçilerinin Dünya Tiyatro Günü’nü kutluyoruz.
