CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, İzmir Ticaret Borsası'nın (İTB) meclis toplantısına katıldı. Borsa ile belediyenin ortak çalışma alanları olduğunu belirten Soyer, "İTB belediyenin en kuvvetli partnerlerinden biri olmak zorunda. Bu gücü birleştirmemiz kaçınılmaz. Sizin taleplerinizle örtüşen bir değişim yapmalıyız" dedi.


İTB Mart ayı olağan meclis toplantısı Seferihisar Belediye Başkanı ve CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer'in katılımıyla yapıldı. İzmir'in Türkiye'nin sürükleyici gücü olacağını söyleyen CHP'li Soyer, İzmir'in kırsal kalkınmanın ve demokrasi uygulamalarının öncü kenti olabileceğini belirtti. Bu iki hedefin de İTB ile yakından ilişkili olduğunu kaydeden Soyer, "Bu topraklarda atalarımız pamuk, tütün, üzüm, kayısı üreterek ürünleri ihraç etmeye başladı. Elde ettikleri sermayeyle fabrikalar kurdular. Sümerbank ya da Tekel'i örnek verebiliriz. Olağanüstü kalkınma dönemi yaşandı. Ama bu hükümet kısa bir süre önce 300 bin ton mısır, 200 bin ton patates alımıyla ilgili ihaleye çıktı. Fabrikalar satıldı, şimdi biz bu ürünleri almak için ithalat yapmaya başladık. Büyük afetler ve kuraklıklar yaşamadık. Yeraltı kaynakları kurumadı ya da üretimden insanlar vazgeçmedi. Biz ithalatı sürdürerek bitiremeyiz. Ancak üretimi zayıflatmaya devam ederiz" diye konuştu.

'Tarımsal politikalara çözüm üretebilecek bir kentteyiz'


Türkiye'deki sorunların tarım sorunları çözülmeden sonlandırılamayacağını söyleyen Soyer, önce tarımdaki sorunların bitirilmesi gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

"Tarımsal politikalara çözüm üretebilecek bir kentteyiz. İzmir Ege Bölgesi'nin baş şehri olmuş, üretimden yapılan ihracatın baş şehri olmuştur. İzmir bu kimliğini iade-i itibarla yeniden kazanmalı. Kırsal kalkınma küçük üreticiyi desteklemekten geçiyor. Tarımda ne yapabiliriz kafa yoruyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı uygulamalar üreticiye can suyu oluyor. Alım destekli üretim, üreticinin ürünlerinin çeşitlenmesini sağlayacak destek programları olumlu adımlardır. Biz perspektifi genişleterek belediyenin gücünü tarımsal kalkınmaya yönlendireceğiz. 2007-2019 yılları arasında belediye 470 milyon liralık alım yapmış. Biz 1 milyar liralık bütçeye ulaştırmayı hedefliyoruz. Üretim olmazsa göç başlar. Kentteki üretim dengesi bozulur. Kent kimliği tahrip olur, gecekondu artar. Vatandaş ucuz, sağlıklı ve adil gıdalara erişimde güçlük yaşıyor. Üreticinin toprağında kalıp üretimi sürdürmesinin önünü açmalıyız. Bu ülkede 16 bin köy bir gecede mahalle oldu. Alsancak'ta ahır açarsanız size deli muamelesi yaparlar. Beyler köyünde bir vatandaş kokudan şikayet ederse zabıta gelip mühürleyebilir, bugün üretici çöp, emlak vergisiyle muhatap olur hale geldi. Tarım politikalarında ne yazık ki çok fazla sakatlık var."

'Ürünü dönüştürmek zorundayız'

Girdi maliyetlerini düşürmeye öncelik verilmesi gerektiğini anlatan Tunç Soyer, gübre kooperatifi kuracaklarını belirterek, "Ortak makine parkı kuracağız. Üreticiye gerekli ekipman desteği vereceğiz. Kooperatifler sadece üretimi artırmakla kalmıyor üreticinin hak ettiği bedeli almasını sağlıyor. Ürünü işlemek zorundayız. Seferihisar mandalina bahçesidir. Biz orada tarımsal kalkınma konusunda mandalinayı işlemeye başladık. Likörünü, mandalinasını, esansını gazozunu hepsini denedik. En son kurutmak için fırın kurduk. Jeotermal buharını kullanarak bir kıvam yakaladık. Bir cips çıktı ortaya. Bu ürünün kilosunu 6.5 liradan ihraç edebildik. Ürünü yaratıcılıkla dönüştürmek zorundayız. Ürünün raf ömrünü uzatacak katma değerini büyütecek çözümler sunmalıyız" diye konuştu. Seferihisar'da tohum takas şenlikleri düzenlediklerini ifade eden Soyer, geçen yıl alım garantili üretim başlattıklarını söyleyerek ürünleri devletin verdiği tavan fiyatından iki kat fazlasına almayı taahhüt ettiklerini anlattı. Soyer, "Turgut Köyü'nde lavanta fideleri diktik. O kadar rağbet gördü ki TÜİK verilerine göre nüfusu artan tek köy Turgut köyü oldu. Bu köyde yaşayanlar lavanta yetiştirip kozmetik sektörüne satıyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda imkanları sonuna kadar zorlamaya hazırız" dedi. 

'Rehberiğinize İhtiyacımız olacak'

"Borsa üyeleri olarak sizinle ortak çalışma alanlarımız var" diyen Soyer konuşmasına şöyle devam etti:

"İTB belediyenin en kuvvetli partnerlerinden biri olmak zorunda. Bu gücü birleştirmek kaçınılmaz. İzmir bir tarım üniversitesi kurmak zorunda. Organize tarım bölgesi kurulmalı. Tarımsal kalkınma için yollarımız birleşecek. Coğrafi işaretleme konusunda beraber çalışabiliriz. 6 stratejik ürün var. Hal meselesi mutlaka iyileştirilmeli. Hali turizm enstrümanı haline getirmek için sizin rehberliğinize ihtiyacımız olacak. Sizin taleplerinizle örtüşen bir değişim yapmalıyız."

İzmir'in bir şeyin kalesi olacaksa demokrasinin kalesi olması gerektiğini belirten Soyer, "Anadolu İzmir'i takip eder, anlamaya çalışır. Ben her İzmirlinin en az benim kadar bu şehri sevdiğini kabul ediyorum. Bu sevgiyi ortak akıl ile buluşturup refahı büyütmeyi amaçlamak önemli" dedi. İTB üyelerine her ayın belirli gün ve saatlerinde bir araya gelmeyi öneren Soyer, "Üyeleriniz başkanla her ay o saatte buluşacağını bilmeli. Konuşacak bir şeyimiz olmasa bile çayımızı içer otururuz" dedi. Meclis üyelerinin sorularını da yanıtlayan Soyer, göreve gelirse hayata geçirmeyi planladığı ilk çalışmalarını şöyle anlattı:

"Benim projelerimin tamamı birbirine bağlı, hiçbiri tek başına bu şehri kurtarmaz. Süt kuzusu projesini 250 bin haneye çıkaracağız. Daha çok hane süt üretimine başlayacak. Ama bu ancak orada hayvan yemi sübvansiyonuyla mümkün olur. İlk gün yani 1 Nisan sabahı en az oy aldığım mahalleye gidip 'ben sizin de başkanınızım merak etmeyin diyeceğim."

Tarım projesini anlattı

İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, meclisin açılışında yaptığı konuşmada yeni dönemde birçok projeleri hayata geçirmeye talip olduklarını belirterek, özel bölgede teşvik edilmiş bir tarım teknolojileri merkezinin İzmir’e çok yakışacağını söyledi. Kocagöz, "Katma değerli ürün ihracatı yapabilmek adına; tarımsal sanayii de yapılacak projelere verilecek özel bölgelerin olması gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda İTB olarak bu tip projelerde, üzerimize düşecek her desteği sunmaya hazır olduğumuzu paylaşmak isterim. Bunun yanında bizler; trafik ve otopark sorunu olmayan, hava kirliliğinden arınmış, çağdaş olanaklarla çağdaş yaşayan bir şehir arzuluyoruz" dedi.

İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise içinde bulundukları sezon için yaptıkları çalışmalara göre, tarımsal üretimin temel unsurları olan yakıt, tohum, gübre ve zirai ilaç gibi girdilerde önemli artışlar yaşandığını söyledi. Geçtiğimiz sezon bu ürünlerin rekoltelerinde önemli bir artış yakalanamadığını kaydeden Kestelli, "Birim maliyetin artmasında dekar başına verimin düşük olması bir hayli etkiliydi. Son aylarda özellikle sebze ürünlerinde yaşanan fahiş fiyat artışlarının asıl nedeni de, üretimde kullanılan girdi fiyatlarının artması ve üretim kapasitelerinin düşürülmesidir. Benzer şekilde yem fiyatlarındaki artış da hayvansal ürünlerin fiyatlarında önemli yükselişlere neden oldu. Bu durumun bütçemizden gıdaya eskisine göre daha fazla harcama yapmamıza sebep olduğunu söyleyebiliriz. Tarımsal üretime ilişkin sorunlarımızı çözmek istiyorsak atacağımız ilk adım üretimde kullanılan girdileri daha ucuza temin etmek olmalıdır. Daha ucuza temin etmek için ise yerli girdiler üretmemiz ve onları kullanmamız ve tarım teknolojileri geliştirmemiz gerekiyor. Ancak üretiminde üstün olduğumuz ve olabileceğimiz tarım ürünleri korumak ve üretimi sürdürülebilir kılmak için girdilerde dışa bağımlığımızı azaltmak zorundayız" diye konuştu.