İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'de son dönemde yurtlarda yer olmadığını belirterek 24 ilde düzenlenen eylemlere 2 bin 243 kişinin katıldığını, bunlardan yalnızca 310'nun öğrenci olduğunu, bunların da tamamına yakınının yurt başvurusu olmadığını söyledi.

İçişleri Bakanı Soylu, Didim Polis Moral Eğitim Merkezi'nde Toplumsal Olayları Müzakere Kursu açılış programında konuştu.

Konuşmasının bir kısmında Boğaziçi Üniversitesi'ndeki rektörlük protestolarını hatırlatan Soylu, şunları söyledi:

Merkez kampüste 108 gözaltı yapmıştık. Bunların 101'inin Boğaziçi Üniversitesi ile hiçbir resmi, hukuki, öğrencilik veya mezuniyet bağı yoktu. Bunların da 79'u DHKP-C, TKP-ML ve diğer terör örgütlerinin üyesi olan kişilerdi.

"4'ü beni çok seven LGBTİ üyesi"

"Bugüne dönelim, 'Yurt bulamayan öğrenciler' bahanesiyle bir dizi eylem yapıldı" diyen İçişleri Bakanı, şöyle devam etti:

Ülke genelinde 24 ilde toplam 114 eylem ve etkinlik gerçekleştirildi. 24 ildeki eylemlere 2 bin 243 kişi katıldı, mükerrerleri düşersek eylemlere 2 bin 57 kişi katıldı. Bunlardan 310'u öğrenci. Bunların da tamamına yakınının yurt başvurusu bulunmuyor. Bunların daha ziyade sol marjinal gruplara müzahir olduğu belirlendi. Bunların da 6'sının PKK/KCK, 6'sının MLKP, 5’inin TKKKÖ, 2'sinin TKP Kıvılcım, 1'inin FETÖ/PDY, 1'inin TKİP, 1’inin DKP, 4'ünün de 'beni çok seven' LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi.

Soylu konuşmasında “LGBTİ” diyerek cinsel yönelimlerini ifade ettiği gençlerle ilgili bu bilgiyi nereden edindiğine dair detay vermedi.

Yıllardır üniversitelerde ve dışarıda özellikle Taksim Meydanı'nda bu ve benzeri grupların klişeleşmiş eylemler yaptığını öne süren Soylu, şunları kaydetti:

Üç veya dört harfli, yetmezse araya bir de tire koyar, beş yaparlar; kullanılan sloganlar birbirine benzer, pankartlarda kullanılan renkler birbirine benzer, söylemleri birbirine benzer, hatta slogan atarken tutturdukları ritim bile birbirine benzer. Çoğu ya öğrenci değildir ya da kayıt dondurmuş veya derslere girmeyen kişilerdir. Yıllardır aynı profiller... Ya devrimcidir ya halk hareketidir ya kurtuluş bilmem nesidir. Esasen tüm bu yapıların çıkış noktası, birkaç silahlı marjinal terör örgütüdür ve bu eylemler, bunların eleman devşirme ortamlarıdır. Bazen piknik organizasyonlarıyla bazen gençlik festivali adı altında, bazen konser organizasyonlarıyla eleman devşirme faaliyetlerini aralıksız sürdürürler ve sürekli olarak demokratik eylemlere, özgürlük alanına sızma girişimini sürdürürler.
Soylu, konuşmasının bir kısmında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu çözümü için HDP’yi işaret etmesiyle başlayan ve Millet İttifakı ortağı İYİ  Parti kanadından “HDP’nin meşru bir parti” olduğu yönünde yapılan değerlendirmeyle başlayan tartışmayı gündemine aldı.

Soylu’nun bu konu hakkındaki ifadeleri de şöyle:

Bunların arkasındaki tahrik gücünde uluslararası sistem mutlaka vardır. Para vardır, pul vardır, medya gücü vardır sözde bilimsel altyapı vardır. Ve işin esası siyasi illiyet muhakkak vardır. Bunların hepsi vardır. İdeolojik siyasi illiyet muhakkak vardır. Siyasal alanı istismar etmek de temel görevleridir. Çünkü bu alanı meşruiyet alanını kullanmak isteyeceklerdir. Aynen PKK’nın siyaset alanının bir siyasi parti üzerinden kullanmak istediği gibi. Terör örgütlerinin en çok sevdiği iş budur. Birilerinin söylediği gibi, PKK’nın kullandığı bir siyasi parti onların söylemiyle meşru olmaz. Demokrasiye, millete ihanet olur. Laf söylemekle de meşruiyet oluşmaz. Terör örgütüyle illiyetini herkesin bildiği siyasi partiye meşruiyet atfetmek bu ülkenin terörle mücadelesine de verdiğimiz şehitlere de ihanet etmek demektir.