Haber / Murat Ervin

Etin kilosunun fiyatı 160 lirayı geçerken asgari ücretli çalışan bir günlük yevmiyesiyle sadece 900 gram et alabiliyor. Yaz meyvesi karpuzun ise kilosu 10 liradan başlıyor. Yaklaşık 10 kiloluk bir karpuzun fiyatı bile en az 100 lirayı buluyor. Yani bir günlük yevmiyesini alan işçi akşam evine giderken 6 kiloluk karpuz ile yarım kilo eti ancak alabiliyor. Artan gübre, mazot, ilaç, tohum, işçilik ve ulaşım maliyetleri nedeniyle sütün litresi 10 liradan başlarken, maliyetini bile kurtaramayan çiftçi süt veren ineklerini kesime gönderiyor.

ÇİFTÇİ 187 MİLYAR TL BORÇLU

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre; ülkemizdeki 1 milyon 663 bin çiftçinin özel ve kamu bankaları ile tarım kredi kooperatiflerine 187 milyar TL borcu var. Borcunu ödeyemeyen 3 bin 300 çiftçi ise icra memurlarını bekliyor. Hayvancılık ve üretimin bitme noktasına gelmesi, buna karşın et, süt ve süt ürünleri ile gıdaya olan talebin aynen devam etmesi ürün fiyatlarını daha da artırıyor. Artan fiyatlar bir asgari ücretlinin günlük yevmiyesiyle evine temel gıda ürünlerini bile almasını zorlaştırırken çözüm bulma noktasında olan siyasiler ise vatandaşa 'et almak yerine kuzu kesin, karpuz alacağınıza kendiniz ekin' gibi önerilerde bulunuyor.

VATANDAŞA: TATAVA YAPMA

Önceki aylarda Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin artan et fiyatlarına yönelik olarak, “Ben kiloyla et almıyor onun yerine kuzu kestiriyorum' açıklamaları hafızalardaki yerini korurken AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmazer de karpuz fiyatlarını eleştirenlere, “Batıya özeniyordunuz karpuzu eken yerliden değil gidip marketlerden alırsanız bu olur. Ben her sene karpuz ekiyorum mesela” dedi. Yılmazer'in 'karpuz ekin' önerisine sosyal medyadan tepkiler çığ gibi yükselince Yılmazer bu kez de, “Tatava yapmayın burada. Hadi işine. Trollük yapanları makaraya aldım” ifadelerini kullandı. Bu açıklama da yine tepkiye neden oldu.

'YENİ ÖNERİLER GELEBİLİR'

Destici ve Yılmazer'in açıklamaları önümüzdeki aylarda artması beklenen buğday krizi ve buna bağlı olarak ekmek fiyatının hızla tırmanacak olması nedeniyle, 'Buğdayınızı kendiniz ekin', 'elektrikli fırın yerine odun fırını kullanın', 'közlü ütü ile ütünüzü yapın', 'elbisenizi hazır almayın kumaştan kendiniz dikin' gibi yeni önerilerin de gelebileceği belirtildi. Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, söylenen sözlerle vatandaşın aklıyla alay edildiğini söyledi. Koçal, “Tüketici evinin içine mi karpuzu dikecek? Karpuz dikmesini istiyorsan o zaman dikeceği yeri de tahsis et. Ayrıca 10 liralık kıyma alıp yemeğine koyan vatandaşa 'kuzu kestir' demek, vatandaşla dalga geçip insan onuruyla oynamaktır” dedi.

'GIDA EN TEMEL HAKTIR'

Ülkeyi yöneten siyasetçilerin bu tür söylemleriyle vatandaşı hakir gördüklerini vurgulayan Koçal, “Ekim, dikim işini çiftçiler yapar. Bunların planlamasını da yapacak olan hükümettir. Dolayısıyla bu söylemi yapar kişinin partisi iktidarda olduğu için politikayı da oluşturması gereken kendileri. Karpuzun ucuz bir besin ürünü olarak halkın önüne gelmesini sağlayacak olan hükümettir yani kendileridir. Ama siz tarım alanlarını peşkeş çekip, betonlaştırarak imara açarsanız ne karpuz ekerseniz ne de buğday” diye konuştu. AKP'li Yılmazer'in paylaştığı mesajla ilgili vatandaştan özür dilemesi gerekirken yeni bir mesajla adeta hakaret ettiğini vurgulayan Koçal, “Gıdaya ulaşamadığını anlatmaya çalışan vatandaşa hiç kimse 'tatava yapma' diyemez. Tüketicinin yılın 12 ayı sağlıklı gıdaya ulaşması evrensel hakkıdır. Daha önce sorumsuzca söylenen bir sözü kapatabilmek için yine sorumsuzca söylemde bulunulmuş. bu siyasetçimiz tüketicilerden özür dilemelidir” ifadelerini kullandı. 

Plazanın hangi katına ekelim?

Nesibe Gençer (İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı): Karpuz ithalatına izin verildiği bir ülkede yaşıyoruz. Tarıma dayalı üretimden neredeyse vazgeçmiş durumdayız. Buğdayın dahi anavatanı olan ülkemiz buğday ithal ediyor. Tüm bunların yanında yerli tohum mu kaldı? Yapılan üretim ithal tohumlarla yapılıyor. Tarım politikaları Ziraat Mühendisleri Odasıyla birlikte planlanmalı. Tarımı 20 yılda bu noktaya getirenlerin böyle açıklama yapması halkımızın aklıyla alay etmektir. Siz değil misiniz tarım arazilerine betonlar döken? Şimdi çıkmış 'karpuz ekin' diyorsunuz. Hangi plazanın kaçıncı katına karpuz ekeceğiz? Onu da söyleseydiniz bari. Ne yazık ki 20 yıldır ülkeyi bu zihniyet yönetiyor.

'Vatandaş değil hükümet sorumlu'

Atila Sertel (CHP İzmir Milletvekili): İktidarın yaptığı bu açıklamalar tek kelimesiyle vatandaşla dalga geçmektir. Türkiye'de Atatürk ve Cumhuriyet döneminde yapılan fabrikaları 20 yıldan beri satan, 'paramız var ki ithal ediyoruz' diyerek üretimi bitiren AKP iktidarı da şimdi de akılları sıra pahalılığın sebebini vatandaşın üzerine yıkıyor. Üretim planlamasını vatandaş değil hükümet yapıyor. Yapamadığımız planlamanın, inşa edemediğiniz fabrikaların, istihdama kazandıramadığınız gençlerin ve işsizlerin yüzüne nasıl bakarız diye düşüneceğinize 'et alamıyorsanız kuzu kesin, karpuz yiyemiyorsanız kendiniz ekin' diye sözüm ona akıl verip dalga geçiyorsunuz. Zaten halkımız bu üstten bakışın hesabını sandıkta soracak.