Dokuz Eylül - 9 Eylül Televizyonu’nda Kent ve Siyaset Programı’na katılan İzmir Milletvekili Necip Nasır, Gazeteci Macit Sefiloğlu’na kentte yapılması gereken yatırım ve çalışmaları değerlendirdi. Ankara’da hükümetin İzmir’deki yatırımlarını takip ettiğini hatırlatan Nasır, “Bürokrasisi çok daha hızlı çalışan kentlere oranla varlıkları itibariyle İzmir’in hak ettiği noktada olmadığını düşünüyorum” dedi. Nasır şöyle devam etti:

İzmir’deki yatırımlar iki şekilde oluyor. Birincisi, hükümet tarafından yapılması gereken yatırımlar. Bir de yerel yönetimlerin yatırımları. Şu anda bir İzmirli olarak mutfaktayım. Hükümetin üzerine düşen, İzmir’de yapılması gereken yatırımlar noktasında hiçbir yavaşlatıcı tavra şahit olmadım. İzmir’de böyle bir algı oluşturulmuş ama bugüne dek hükümetin İzmir’e yatırımları konusunda hükümet adım atıyor ama tam aksine bu kentte bir direnç var. Bu direnci sahada bizzat ben görüyorum. Bunlardan biri de İzmir’in dönüşümü. Bu dönüşüm kent içi dinamikleri gibi ekonomisinin iç dinamiklerini de değiştirecek.”
 

YATIRIM ALANI BULAMIYOR

TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Üyesi, İzmir Milletvekili Necip Nasır, İzmir’de organize sanayi bölgelerinde genişleme alanı kalmadığını da hatırlattı. Nasır, “Sanayicilerimiz yer arıyor. İzmir’in içindeki bürokratik oligarşi nedeniyle İzmir’e gelenler yatırım yapmadan kenti terk ediyor. Hükümet ise İzmir’e yatırımlar noktasında elinden geleni yapıyor” diye konuştu. Nasır şunları söyledi:
 

İKİNCİ ÇEVRE YOLU GELİYOR

Hükümet gelir İstanbul-İzmir otoyolunu yapar. İzmir-Ankara hızlı tren seferlerini yapar. Burada bir yeni gelişmeyi aktarayım. 2023’te İzmir’in ikinci çevre yolu yapımı başlatılacak. Menemen’den başlatılacak, Şehir Hastanesi’nin üzerinden, Pınarbaşı Ambarlar’A bağlanacak alternatif çevre yolu. Bunun projelendirme çalışmaları yapılıyor. İzmir’in sıkışan iç kent trafiğini rahatlatabilmek için Aliağa-Çandarlı yolu yani Kuzey Ege yolu yapıldı. Hükümet kamu yatırımları noktasında üzerine düşenleri yapıyor. İzmir’in çıkarına olan bekleyen yatırımlar varsa bize bildirin, biz sonuçlarını paylaşalım. Ama maalesef İzmir’de bir sorun var. İzmir’deki dönüşüm için ekonomik sıkıntının esas kaynağı çöküntü alanları haline gelmiş kent merkezindeki önemli noktalar. Dönüşmediği zaman direkt olarak ekonomiye olumsuz yansıyor.”


 

İZMİR’İN ANAYASASINI YAPIN

İzmir’de konut stoklarının yüzde 70’lik bölümünün kentsel dönüşüme girmesi gerektiğini belirten Nasır; “Siz İzmir’in hangi alanlarda gelişeceğine ilişkin anayasasını oluşturursunuz. Bizim İzmir’in bölgesiyle bütüncül planlar yok. Sanayicilerimiz yer arıyor. Bulamıyor. Şu anda İzmir’in merkezinde kalmış birinci, ikinci ve üçüncü sanayi siteleri büyük sıkıntı yaratıyor. Buradaki esnaf da mutsuz” dedi. Nasır şöyle devam etti:

Bu alanlar şehir merkezinde kaldı. İzmir bir turizm merkezi olacak şehir ki; turizm yatırımları olacak yerlerde küçük çöküntü alanları var. Oradaki sanayi sitesindeki benim esnafım da mutlu değil. Daha modern ve medeni alanlara geçmek istiyor. Bunun için bir planlama gerekiyor. Ada bazında planları düzenleyip tüm aktörleri içine sokarak, hem hükümeti hem yereli hem vatandaşı hem de özel sektörün dinamiklerini içine alarak dönüşümü sağlayacaksınız. Bir gerçeğimiz var. İzmir’in kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına 17 fay hattı var. Her an ağır bir deprem riskiyle karşı karşıyayız. Yüzde 70 oranında yapı stokunun depreme dayanaksız olduğu kentte deprem olması halinde oluşabilecek sonuçları düşünmek bile istemiyoruz. 30 Ekim’de yaşadık… Bizim faylarımızla ilgisi olmayan Sisam adasındaki bir fayın kırılmasıyla yaşanan depremi Bayraklı’da çok ağır yaşadık. 117 canımızı kaybettik. Hem de ruhsatlı binalarda.”

 

ÇİÇEK MAHALLESİ’NİN SAHİBİ KİM?

İzmir Milletvekili Necip Nasır, geçenlerde yaşanan depremin ardından Bayraklı Çiçek Mahallesi Muhtarı’nın çağrısıyla bölgeye gittiğini de belirtti. Nasır, ciddi bir heyelan riskinin yaşandığı bölgede yetki karmaşası nedeniyle müdahale edilmediğini söyledi, “30 Ekim depreminde orada heyelan olmuştu ve Çevre Şehircilik Bakanlığı bir bölüm yeri afet kapsamına alıp temizlikler yapmıştı. O bölge de Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanı içerisinde. Burada korkunç kayma riski olan alanlar var, kaya düşmeleri yaşanıyor. Bunu aylardır ifade ediyorum, Büyükşehir diyor ki, “Benim görev alanımda değil... Bakanlık yasayı ortaya koyuyor diyor ki, “Senin sorumluluk alanında… Önümüzdeki günlerde bunu netleştirmeye çalışacağım. Kimin sorumluluk bölgesiyle el atması gerekir çünkü bir deprem olması halinde tek bir vatandaşın kılına zarar gelirse o vebalin altından kalkmak mümkün değil” dedi.
 

BELEDİYE BİNASI YAPILMASIN

İzmir Milletvekili Necip Nasır, Kemeraltı’nın tarihi silüetinin ortaya çıkarılması için önemli bir öneride de bulundu. Nasır şöyle konuştu:

İzmir’in merkezindeki çöküntü alanları sebebiyle kentin bu haliyle bir dinamizm kazanmasını bekleyemezsiniz. İzmir bir değer mi? İzmir; bir elmas… Ve bu elmasın çok çabuk değerinin ortaya çıkarılabileceği güzel bir şehir. Bir Kemeraltı’nı düşünün, 60 hektarlık bir alanda palyatif çözümlerle, sadece birkaç hanı restore ederek sonuca mı gidilir?.. Kemeraltı, topyekun planlanarak ortaya çıkarılır. Sinagog, havra, kilise, cami, mescidin birarada olduğu önemli bir yer Dünyada kaç tane böyle bir yer var… İzmir’i 24 saat yaşayan bir kent haline getirerek, turizmini geliştirerek kentin ekonomik çarkları döndürülebilir. Dünyada gelişmiş ülkelerde tarih korunuyor. Bizde de bunlar acilen yapılmalı. Ben şunu da anlamıyorum. Büyükşehir Belediye binası... Ben bir mühendisim ve odaların bu binaya ilişkin tavrını da anlayabilmiş değilim. Proje yarışmalı bir binaymış ve yıkılmaması için mücadele ederlermiş. O binanın hiçbir tarihi özelliği yok. Esas tarih arkada gizli. Biz o tarihi ortaya çıkaralım. Bana göre Konak’taki o alana yeniden bina yapılmaması lazım. Bana göre bir sonraki aşamada Başbakanlık Ofisi ve yanındaki SGK binasının da yıkılması lazım. Hatta arkasında bulunan ve zaten depreme dayanıksız sur şeklindeki apartmanların da yıkılması lazım. Ve böylece Tarihi Kemeraltı’nın silüeti ortaya çıksın.”
 

YASAYA DİRENDİLER

Eskiyen çöküntü alanı olarak tanımlanan bölgelerin uyuşturucuyu; gayri meşruyu getirdiğini anımsatan Nasır, “Maalesef İzmir’in merkezi bu duruma gelmiştir” dedi. Kentsel dönüşüm için 2005 yılında çıkan ve büyükşehir belediyelerine yetki veren yasanın ardından 2012’de 6036 sayılı yasanın çıkarıldığını söyleyen Nasır, “Bu yasa çıktığında sıkıntıları vardı. Ancak; Anayasa Mahkemesi bazı maddelerini reddettikten sonra yasa, Türkiye’nin sosyal yapısına uygun bir hale geldi” diye konuştu. Nasır, Konya’da Karatay Belediyesi’nin bu yasa ile 22 bin konutu dönüştürdüğünü hatırlattı, şu eleştiride bulundu:

Peki bizim İzmir Büyükşehir Belediyesi bir tane bile yapmamış. Neden?.. İzmir’de ilk çıktığında 6036’ya direnç gösterildi, hatta faşist bir yasa dendi. O zaman ben de devrimci bir yasa demiştim. Neden devrimci bir yasa? Çünkü yaptırımları olmadan dönüşüm sağlanması mümkün değildir. Büyükşehir bu yasa ile kentsel dönüşüm yapılmasına bir türlü sıcak bakmadı. Buna sıcak bakan ilçe belediyelerine de yaptırmadı. Şimdi yeni girişimler var. Narlıdere’de mesela Konak Belediyesi’nin Ballıkuyu’da projeleri var. Ama bugüne kadar yaptırılmamıştı. Hatta şunu söyleyeyim, daha önce yapmak isteyenleri tekrar belediye başkanı yapmadılar. Havanda su dövüldü. Şu ana kadar 1000 konut ya yapıldı ya yapılmadı.’’

KARABAĞLAR’DA YENİ PLANLAR ASKIDA

Karabağlar’da devletin 540 hektarlık alandaki dönüşüm planlarının yanı sıra belediyenin de dönüşüm planının olduğu bölgelerde yeniden planlama yapıldı. Necip Nasır, 2013’te yapılan bu planlara karşı büyük bir muhalefet oluşturulduğunu ve planların sürekli iptal edildiğini hatırlattı. Nasır şöyle konuştu:

Buralarda benim de tanıdıklarım, akrabalarım var. Dava açarlarken haklı gerekçeleri olabilir. Çünkü kentsel dönüşüm ve sosyal projedir. Ama ben de tanık oldum ki safiyane düşünceler içine siyaset bulaştırarak bu dönüşümün sağlanması engellendi. Bu bölgeler bahsettiğim çöküntü alanlarıdır. Bu bölgelerdeki planların hayata geçmesi için bakanlıktaki bürokrat arkadaşlarımız özverili bir çalışmayla tekrar bu planları canlandırıp planları onaylattılar ve askıya çıktı. İzmirli hemşehrilerimden; mühendis, mimar odaları, büyükşehir ve ilçe belediyeleri de dahil olmak üzere şunu bekliyorum. Bu siyaset üstü bir konudur ve İzmir’in deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak, dönüşümün önünü açacak olan bu planlara lütfen itiraz etmesinler. 30 Ekim’de yaşadığımız depremin acılarını hatırlasınlar.”

Yapılan planlamalarda planlama ilkelerine bağlı kalındığını, bazı emsal azalmaları yapıldığını belirten Nasır, “Yapılan planlarla bazı sıkıntılar olabilir ama o planların iptal edilmesine neden olabilecek boyutta olacağını sanmıyorum” dedi.

İZMİR DESTEKSİZ DE DÖNÜŞÜR

İzmir Milletvekili Necip Nasır, 6036 sayılı yasayı bugüne kadar Büyükşehir Belediyesi’nin siyasi bir risk olarak gördüğü için karşı durduğu iddiasında da bulundu. Nasır, İzmir’in kendi kaynakları ile dönüşebileceğini söyledi, “Biz artık bunları bırakmalıyız. İzmir’in gerçeğine yoğunlaşmalıyız. Ada bazında düzenleme yapmalıyız. Bu çok kolay yapılır. İzmir çok çabuk dönüşür ve devletin katkılarına da ihtiyacı yoktur. İzmir’in dinamikleri bunu gerçekleştirir. İzmir dünyanın en güzel şehridir. Herkesin aklı fikri İzmir’de yaşamaktır. Ama bunu yaparken sağlıklı bir kentte yaşamak gerekir. Yeter ki; siz İzmir’in bir anayasasını yazın. Ada bazında planlamaları yapın. Kaç bağımsız bölüm varsa o kadar emsallerini verin. Zaten sizin altyapınız yenilenecek. Hak kayıplarını önlemek için birkaç emsal fazlalığı verin. Bunu yaptığınızda hükümet de önemli krediler veriyor. Bölgesiyle bütüncül yapılacak planlar yaparsanız İzmir’in gelişimini sağlarsınız.”