CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bolu Belediyesi Kültür Merkezi'nde kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, bir dönem yurt dışına buğday ve tarım ürünleri satan Türkiye'nin, bu ürünleri artık ithal ettiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, 1940'lı yıllarda dünyada uçak üreten 5 ülkeden birinin Türkiye olduğunu ifade ederek, "1940'lı yıllardan 2020 yıllara nasıl geldik? Kendi gemimizi yapıyorduk, neden vazgeçtik? Ciddi bir eğitim kurumlarımız vardı, neden eğitim sistemimiz iflas etti? Bütün Orta Doğu ile Balkanlarla dosttuk, neden kavgalı hale geldik? En büyük zenginliğimiz ne bizim? Petrolümüz yok, madenlerimiz yok. En büyük zenginliğimiz eğitilmiş insan kaynağı. Neden gençler Türkiye'de değil de yurt dışında umutlarını arıyorlar. Bunların üzerinde sadece ben düşünürsem, yanlış olur. Bu ülkede yaşayan hangi partiye oy verirse versin, bu ülkede yaşayan her vatandaşın düşünmesi ve sorgulaması lazım" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, 1833'te bu topraklarda yapılan ilk seçimin, bir muhtarlık seçimi olduğunu kaydederek, demokrasinin mihenk taşının muhtarlar olduğunu dile getirdi.

Siyaset kurumunun, muhtara hak ettiği değeri vermediğini öne süren Kılıçdaroğlu, sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla dağıtılmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, muhtarlıkların bir bütçesi olmadığını, belediye gelirlerinden muhtarlıklara bütçe ayrılması gerektiğini vurguladı.

Muhtarlık temel kanununun hayata geçirilmesinin ve muhtarlıkların kamu kurumu statüsünde olmasının önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, seçimle gelen en büyük kitlenin muhtarlar olduğuna ve onların birlikte hareket etmesinin etkisine dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu, muhtarların sorunlarını dile getirmekten çekinmemesini ve muhtarlar birliğinin kurulmasını istedi.

Muhtarlık seçimlerinin en demokratik seçim olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarın bireysel olarak adaylık başvurusu yaptığını ve görev yaptığı bölgelerde kanaat önderi konumunda bulunduğunu belirtti.

"Faizi Londra'daki bir avuç tefeciye ödüyoruz"

Ekonomik göstergelere ve vergilere de değinen Kılıçdaroğlu, devletin 3 ayrı kaynaktan gelir elde ettiğini kaydetti.

Devletin kasasından 2020 yılında 134 milyar 700 milyon lira faiz çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini ödüyoruz. Faizi kimlere ödüyoruz? Londra'daki bir avuç tefeciye ödüyoruz. Parayı onlardan alıyoruz, ayrıca onlardan emir alıyoruz, emrin gereği olarak parayı istediğimiz yerde kullanamıyoruz sonra onlara faiz ödüyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, son bir yılda 19 milyar dolar faiz ödendiğini ileri sürerek, şunları kaydetti:

"Ayda 1 milyar 600 milyon dolar, bir günde 52 milyon dolar, bir saatte 2 milyon 200 bin dolar faiz ödüyoruz. Düşünün, bugüne kadar gelen hükümetler içinde bu kadar faiz ödeyen ikinci bir hükümet var mıdır ve bu paralar nereye gitti? Faizi alan Türkiye'ye yatırım yapıyor mı? Londra'daki adam Türkiye'ye neden yatırım yapsın? Elinde viski kadehi oturmuş oraya, bol miktarda parası var, veriyorsun, istediğin faizi dikte ettiriyorsun, 'şu faizden alacaksın' diyor o da mecburen gidip o faizden alıyor. Faizi kim ödeyecek? Sizler ödeyeceksiniz. Sonra dönüp diyoruz ki biz neden fakirleştik. Para nereye gidiyor, Londra'daki bir avuç tefeciye gidiyor."

Hükümetin pandemi döneminde esnafa çeşitli desteklerde bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Esnafı kurtarıyor mu? Hayır. Gezdim esnafı, bu para kurtarır mı? 'Kurtarmaz.' Diyeceksin ki 'devletin cebinde para yok ki versin.' Ocak ayında bir seferde ödenen faiz 21 milyar lira. Bütün esnafa ödenen para 7 milyar lira. Kim değerli, esnaf mı tefeci mi? Esnaf derdini nereye anlatıyor. Gazeteciler dışında televizyoncular dışında devlette anlatacak bir makamı var mı. Esnafın devlette bir makamı yok. Niye bir Esnaf Bakanlığı yok. Anayasa madde 173 devlet esnaf ve sanaatkarları koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır. Alabiliir değil alır. Emredici, bunlar yapılıyor mu yapılmıyor" ifadelerini kullandı.