Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, deprem vergisine değinerek "Dünyanın en mükemmel raporunu sundular sana, 3.5 saat dinledin. Nereye gitti bu para?" diye sordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Bugünkü konuşmasını İzmir'de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depreme ayıran Kılıçdaroğlu, sözlerinin başında "Depremde hayatını kaybedenlerin partileri hiç önemli değil. Arkalarından Fatiha okuyoruz, gözyaşı döküyoruz. 'İnşallah bir daha olmaz' diye dualar ediyoruz. Ya sonra ne yapıyoruz? Değişen hiçbir şey yok" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının devamında şunlar öne çıktı:

  • "Depremden sonra 'Çocuk kurtuldu' diyoruz, hepimiz bayram yapıyoruz. Peki arkadaşlar, deprem öncesi neden önlem alınmıyor? Allah bize akıl vermiş, aklımızı kullanacağız. Bilim adamları çaba harcıyor. Bugün bir gazetemiz başlığı 'İktidarıyla muhalefetiyle bilimin sesine kulak tıkayan Türkiye.' Biz ne zaman tıkadık? İktidar tıkıyor. 'Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir' diyor. Anne baba mı değerli, onun aldığı bina mı değerli? 

  • Erzincan depreminde, 1992’de baktılar ki bu yasa artık yanıt vermiyor ve yeni bir kanun çıkardılar ama geçici madde. Arkasından 1999 depremini yaşıyoruz. 10 binlerce kişinin hayatını kaybettiği büyük bir deprem yaşadık.

  • Ek vergiler çıkarıldı, deprem sigortası kanunu çıkarılıyor. Sonra kentsel dönüşümle ilgili de güzel bir kanun çıkarılıyor. İstenirse parlamentoda gerekli düzenlemeler yapılabiliniyor. Sonra 2012 afet riski taşıyan yapıların dönüşümü için kanun çıkarıldı. Aslında güzel bir kanun.

  • Ama riskli alanı kim belirleyecek. Bugüne kadar nerede, ne kadar riskli alan belirlendi? Ben merak ediyorum. Riskli alan belirlendikten sonra oradaki binaların yıkımı gerekiyor. Peki yıkıma kim karar verecek? Belediyeler belirlemiyor. Valilik, bakanlığa bildirecek, onaylarsa belediye gidip yıkımını yapacak. Yasaların bu kadar dağınık olması aslında deprem riskiyle mücadelede bürokrasiyi de zorluyor.

  • Deprem konusunda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en nitelikli, en kaliteli raporu hazırlayıp hükümete sunan tek bir parti var, o partinin de adı CHP. 1999 depreminden sonra İstanbul Milletvekilimiz Ersin Arıoğlu, Türkiye ve Japonya'dan yetkin insanlar ile deprem raporu hazırladı.Sayın Deniz Baykal raporun çok iyi olduğunu gördüğü için hükümetin bu raporu bilmesi lazım,sayın başbakana bunu anlatın dedi.

  • Dönemin Başbakanı da Recep Tayyip Erdoğan. Ama diyor ki Sayın Baykal, ‘Bu raporu verirken bunu kamuoyuyla paylaşmayın, bu CHP'nin raporu olarak algılanmasın, çünkü deprem siyaset alanı değil. Depreme karşı önlem almak lazım, destek vermemiz lazım. 'Bu raporun öngördüğü kanunların Meclis'ten çıkması için desteğe hazırız' deyin’ diyor. Ne zaman? Kasım 2005

  • Sayın Baykal'ın önerisi üzerine Sayın Ersin Arıoğlu ve ekibi Başbakanlık müsteşarına telefon ediyor. Sayın Başbakan'a deprem konusunda uluslararası önemli bir raporun hazırlandığı, bilgi vermek istediklerini ifade ederler. Ömer Dinçer, 'Sayın Başbakan yoğun ama size 20 dakika ayırabilir' diyor. Erdoğan'a sunulan rapor 3 bölümden oluşuyor. Erdoğan ilgili bakanları davet eder. 20 dakika ayırması gereken rapora 3.5 saat ayırır. Raporun ne kadar önemli olduğunun bilinmesi lazım.

  • Biz bu güne kadar ‘Ey Erdoğan biz raporu sunduk sen bir şey yapmadın’ demedik. Dönemin Başbakanı Erdoğan'a bu rapor sunuldu, İstanbul Valiliği'ne ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne de gönderildi. O rapor raflarda tozlandı.

  • Para yok mu? Para var. Özel İletişim Vergisi. Çıktığı tarihten bu yılın eylül ayına kadar toplanan para 35 milyar dolar. Siz bununla deprem riskini en azına indirebilirsiniz. 'Deprem vergisi nereye gitti?' diyorum, kıyamet kopuyor. 'Harcanması gereken yere harcandı' diyor Erdoğan. Bana hesap vermeyeceksin sen, millete hesabını vereceksin. Dünyanın en mükemmel raporunu sundular sana, 3.5 saat dinledin. Nereye gitti bu para? Suriyelilere para çok, 50 milyar dolar harcandı."