Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün Almanya Başbakanı Merkel, yarın da Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefonda görüşeceğini söyledi.
Kalın'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''(Dövizdeki hareketlilik) Bu dalgalanmanın Türk ekonomisinin bünyesiyle bir ilgisi yoktur. Büyük oranda bir ekonomik savaş çerçevesinde özellikle Türk Lirası'nı yıpratmaya yönelik adımların atıldığını gördük. Alınan tedbirlerle iyiye doğru gidiş başladı. (Ekonomi) İyiye doğru bir gidişin dün itibarıyla başladığını görüyoruz. Bu iyiye gidişin bundan sonra da devam edeceği temel beklentimiz. Türk ekonomisinin temelleri sağlamdır. Şu anda dünyada en güçlü bankacılık sistemine sahip olan ülkelerden birisi Türkiye'dir. Türkiye kimseyle bir ekonomik savaştan yana değildir fakat bir saldırı olduğunda tepkisiz kalması düşünülemez. Kurlardaki durum tedbirlerin netice verdiğini gösteriyor. İlgili bütün kurumlarımızın bundan sonra da uygulayacağı tedbirlerle Türk ekonomisindeki bu normalleşmenin daha da güçleneceğini öngörüyoruz. Cumhurbaşkanı bugün Merkel ile yarın da Macron ile telefonda görüşecek.
Özellikle 15 yaş üstü ve daha yukarı yaştakilerde işsizlik oranında yüzde 10'ların altında, yüzde 9,7 gibi bir hedef tutturulmuş durumda. Bu, ekonominin de istihdam noktasında olumlu bir seyirde ilerlemekte olduğunu teyit etmektedir. 2018 yılında terör örgütüne katılım 61 kişiyle sınırlı kalmıştır ve bu 30 yılın en düşük rakamıdır.
ABD İLE F-35 GERGİNLİĞİ
Sayın Trump'ın imzaladığı (F-35 kararı) bu madde büyük bir paketin için yer alan bir madde. Şu anda bir somut karşılığı yok. Türkiye F-35'lerin sadece müşterisi değil o projenin ortağıdır. Türkiye bunun ortaklarından birisidir. İş eğer böyle bir noktaya giderse Türkiye hukuk yollarına başvurur. Umarız iş bu noktaya gelmez. Türkiye'ye dönük bu tür tehditlerle mesafe alınamayacağını herkesin bilmesi gerekir.
ABD'NİN ELEKTRONİK ÜRÜNLERİNE BOYKOT
Amerikan elektronik ürünlerine boykot çağrısını bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Vatandaşlarımız da gayet olumlu milli ve yerli bir tepki göstermişlerdir. Bu sorunların bir an önce çözülmesi beklentimizdir.
Milli paralarla ticaret yapılması konusu Cumhurbaşkanımızın bir süredir gündemde tuttuğu konu. Bu sadece Türkiye'den gelen bir talep değil giderek doları tehdit unsuru olarak kullanmak isteyenlere tepki olarak bu arayışın giderek somut hale gelmeye başladığını görüyoruz.''
