Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla yetkileri büyük ölçüde elinden alınan Meclis'te konuştu. İzmir’de ev hapsinde bulunan rahip Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılmasına ilişkin beklentinin arttığı günlerde Erdoğan, “Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ediyorlar” dedi.

Yeni sistem ile yetkileri büyük ölçüde tırpanlanan TBMM'de 27. Dönem 2. Yasama Yılı başladı.

İşte Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları;

- Meclis'imizin ilk başkanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere rahmetle anıyorum. Bin yıldır bu coğrafyada milletimizin bekası uğruna gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize yüce mevladan rahmet diliyorum.

-Türkiye, 16 Nisan'da tarihi bir halkoylamasına, 24 Haziran'da da tarihi bir seçime şahit oldu. 16 Nisan, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz büyük reformun adıdır. Bu çapta dönüşümü pek çok ülke ve halk ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak tamamlayabilmiştir. Bizse Türkiye olarak demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi gerçekleştirmeyi başardık.

- Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Ne yaparsak yapalım, darbelere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirdi.

- Bu kritik dönemde ülkemizi raydan çıkarmak, içeride ve dışarıda başarısızlığa uğratmak isteyenlere fırsat vermedik. Türkiye'nin tökezlemesine sebep olan tuzaklar bu defa işe yaramadı. Tüm engelleri aşarak bugünlere geldik. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle, daha büyük atılımlarla çareyi milletimizde demokrasimizde aradık.

"Gece yarısı operasyonuyla..."


- Darbe yapmaya teşebbüs ettiler. Sınırlarımız içinde terör koridoru oluşturmaya kalktılar. Ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar.

-Ekonomide geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi düzeltmeye başladık.

-Milletimizin desteğine layık olabilmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki sıkıntıları omuz omuza verirsek çözebiliriz.

-Avrupa Birliği ve üye devletlerle sorunlar yaşadık. Ve uygulanan çifte standartlara sessiz kalamadık. Bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Avrupa'nın bize yaptığı haksızlıkları düzeltmek için mücadele ediyoruz.

-Ülkemize darbe girişimlerinde bulunan isim bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır.

"Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır"


Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Milletimiz gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir. Elbette her geçiş dönemi gibi bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz.

Bildiğiniz gibi yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanı'nın Meclis 'e bütçe dışında kanun teklifi ya da tasarı sunma imkanı yok. Kanunlar ancak sizlerin teklifiyle Meclis gündemine gelebiliyor. Gerek AK Parti grubundaki, gerekse diğer partilere mensup milletvekillerimizin kanun teklifiyle ülkemize çok önemli hizmetler yapacağına inanıyorum. AK Parti grubundaki arkadaşlarımız, kanun teklifleriyle yasama faaliyetlerine daha çok katkıda bulunacaklardır. Diğer partilere mensup milletvekillerinin de bize destek olacak, yolumuzu açacak kanun teklifleri bekliyoruz.

"Eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluk örneği"


Bir başka önemli sorun alanımız ABD ile ilişkilerdir. Mevcut yönetimin hiçbir mantıki ve stratejik tutarlılığı olmayacak şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür. Birçok terör örgütü mensubu bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. ABD olumsuz tavrını ekonomik alana taşımıştır. Halkbank davası eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluk örneğidir. Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ederek, ülkemize yaptırımlar uygulamaya kalkan bu çarpık anlayışla diplomasinin ve hukukun sınırları içinde mücadele etmekte kararlıyız.

Soçi yorumu


Soçi'de Rusya ile İdlib çatışmasızlık bölgesindeki 3,5 milyon insanın hayatını doğrudan ilgilendiren mutabakata imza attık. Bu mutabakat aynı zamanda Suriye'de yeni anayasa ve özgür seçimler esasına dayalı umutların canlanmasına vesile olmuştur. Böylece Türkiye en büyük yükünü kendisinin çektiği Suriye krizinde doğrudan sahada inisiyatif alan ve söz söyleyen bir ülke durumuna gelmiştir. İdlib'de ülkemizin güvenliğini sağlamayı garanti ettiği bölgeye de şimdiden 60 bin üzerinde Suriyeli geriye dönmüştür.

-Kudüs kırmızı çizgimizdir. Kudüs davasının takipçisi olacağız.