Bulgaristan'a hareketi öncesi konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'den gelen Menbiç açıklamalarını eleştirdi. Erdoğan, "Buradan çıkmayız tarzı yaklaşımlar Trump'ın kendi iradesi değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-AB Zirvesi'ne katılmak üzere Bulgaristan'ın Varna şehrine hareketi öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi.

Varna ziyaretini AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'un ortak davetlerine icabetle gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un ev sahipliğinde yapılacak bu liderler toplantısının hayırlı olmasını temenni etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tusk ve Junker ile son olarak geçilen mayıs ayında bir araya geldiklerini hatırlatarak, Brüksel'de yapılan bu toplantının da gayet verimli geçtiğini dile getirdi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnşallah Varna'daki Liderler Buluşması da bunun daha da ileriye taşınmasına bir fırsat olur. Bu zirve Türkiye olarak, Avrupa Birliği tarafıyla Kasım 2015'ten beri 5. kez bir araya gelmemizi sağlayacak. Ayrıca zirve vesilesiyle dostumuz, komşumuz ve müttefikimiz Bulgaristan'ı da yeniden ziyaret edecek olmaktan memnuniyet duyuyorum. Sayın Borisov'a zirve sürecinde oynadığı kritik rol için de ayrıca teşekkür ediyorum. Zirve öncesinde Sayın Borisov ile yapacağımız görüşmede, ikili ilişkilerimizde kaydettiğimiz ilerlemeleri ele almayı ön görüyoruz. Ticari, beşeri, enerji, kültürel tüm bu konularda, hatta hatta ekonomi alanlarında mevcut iş birliğimizi nasıl derinleştirebileceğimizi de değerlendireceğiz. Türkiye'nin Bulgaristan ile diyaloğu ne kadar güçlü ne kadar sağlam olursa başta iki ülkenin vatandaşları olmak üzere tüm Balkan coğrafyası bundan istifade edecektir."

“ÇİFTE STANDARDA TAHAMMÜLÜMÜZ OLMADIĞINI ANLATACAĞIZ”


Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile köklü ilişkileri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "İktidarlarımız döneminde Türkiye-Avrupa Birliği münasebetleri hiç olmadığı kadar gelişmiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolculuğu en büyük mesafeyi bizim dönemimizde almıştır. Zaman zaman gerilimin arttığı, siyasi engellemeler dolayısıyla tıkanıklıkların yaşandığı dönemlerini de hep beraber gördük. Tamamen teknik bir boyut olarak ele alınması gereken fasıllar konusuna, belli çevreler tarafından nasıl siyasi bir boyut kazandırıldığına da şahit olduk. Fakat Türkiye olarak yolumuza döşenen mayınlara, önümüze çıkartılan setlere aldırmadan tam üyelik hedefiyle yolculuğumuzu sürdürdük. Bugün de AB'ye üyelik stratejik hedefimiz olmaya devam ediyor. Niyetini, gayesini ve ciğerini çok iyi bildiğimiz çevrelerin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde saygın, eşit, tam üye olarak hak ettiği yeri olmasına mani olmalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ülkemizin konumuna, gücüne, bölgede ve dünyada oynadığı etkin role uygun şekilde, AB ile görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Bugünkü zirvede daha önceden üzerinde mutabakata vardığımız bazı hususlardaki gelişmeleri de ele alacağız. Bölgesel ve güvenlik konularına ilaveten ülkemizin müzakere sürecinde karşılaştığı siyasi ve suni engellerin kaldırılması, katılım sürecimizin tekrar canlandırılması beklentimizi AB liderlerine tekrar ileteceğiz. Muhataplarımıza Türkiye'nin çifti standartlara tahammülü olmadığını bir kez daha hatırlatacağız."

YASADIŞI GÖÇLE MÜCADELE


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile AB arasında ekonomiden enerjiye, ulaşımdan terörle mücadeleye uzanan birçok konuda yüksek düzeyli diyalog mekanizmalarının olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği ile birlikte çalıştığımızda ne denli verimli sonuçlar çıktığını 2016'daki Göç Mutabakatı aslında gözler önüne sermiştir. Ülkemiz mutabakatın tüm unsurlarını yerine getirmiş, Ege'de yasa dışı göçten dolayı yaşanan insani kriz böylece dinmiştir. Türkiye'nin özverili çabaları, Ege Denizi'nin bir mülteci kabristanına dönüşmesine mani olmuştur. Nitekim ülkemizin anlaşmaya bağlılığını bütün Avrupalı liderler ikrar ediyor. Avrupa Birliği kendi yükümlülüklerini yerine getirme konusunda maalesef bizim sergilediğimiz samimiyeti ve sadakati göstermedi, göstermiyor. Suriyeli mültecilere yönelik mali katkılarının halen çok cüzi bir kısmı ülkemize ulaştı. Bugünkü görüşmelerimizde bu konuları ayrıntılarıyla masaya yatıracağız."