İzmir’de Girişimci İş Kadınları Federasyonu’nun (GİFED) konuğu olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçime yönelik önemli mesajlar verdi. Swissotel'de kadın girişimcilerle buluşan Akşener'e GİFED Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter'in yanı sıra İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar ile İYİ Parti milletvekilleri de eşlik etti. Toplantıda yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimine değinen Akşener, “Kurulan 6'lı masa devam etmek zorunda. Ben o masadan kalkmayacağım. Bu işi birinci turda bitirmek için tek aday ile seçime gitmeliyiz. Benim adaylık gibi bir niyetin zaten yok; bunu da 1.5 yıl önce hakkımdan feragat ettiğimi söyleyerek açıkladım. Bizim bu süreçte siyasi vasıflar dışında kazanabilir bir adayla seçime gitmemiz şart. Ayrıca ilk turda bu işi bitirmeliyiz. Kesinlikle bu süreçte masada bir arıza çıkarma niyetimiz yok” diye konuştu.

'MASAYI TERK ETMEYECEĞİZ'
Yapılacak seçimin parlamenter sistemin konuşulduğu son seçim olacağını da vurgulayan Akşener, “Bir daha parlamenter sistemi konuşulmaz hale gelecek. Seçimden sonra Millet İttifakı olarak kazandığımızda ilk işimiz parlamenter sistemin ve demokrasiyi getir getirmek olacak. Bunun sağladıktan sonra kendi içimizdeki rekabet başlayacak” ifadelerini kullandı. Altılı masadaki hiç bir partinin diğer bir partinin iç işlerine karışmaya hakkı olmadığını da sözlerine ekleyen Akşener, “Hangi partinin kiminle görüşüp görüşemeyeceğine biz karar veremeyiz. Ama biz HDP'nin terör örgütü PKK ile arasına resmi ve açık bir mesafe koymasını istiyoruz. HDP'yi eleştirenler şimdi HDP ile görüşüyor ama bunu da bana mal edip 'Akşener HDP'yi AK Parti'ye yakınlaştırdı' diyorlar. Bunu anlamak imkansız” dedi.

'1 YILDA YÜZDE 20'YE İNER'
Enflasyonu kontrol etmek için saygın ve bağımsız bir Merkez Bankası'na ihtiyaç olduğunu aktaran Akşener, “Eğer Merkez Bankası'nı bağımsız hale getirmeden para politikasını uygularsanız neredeyse herkes iflas eder. Çünkü etkin etkin para politikası etkin bir faiz gerektirir. İlk önce yeni bir enflasyon hedeflemesi yapılmalı. 3 aylık kısa sürelerle biz enflasyonu kontrol altına alacağız. 1 yıl içinde enflasyonu yıllık yüzde 20, aylık ise yüzde 1.5'a indireceğiz. Ardından da hızla tek hanelere inip fiyat istikrarını sağlar. Güven, istikrar ve öngörülebilirlik sağlandığı andan itibaren sorunlar hızla çözülür” diye konuştu. 

RANTA VERGİ GELİYOR 
Önümüzdeki 10 yıla ilişkin hedefler koyduklarını da aktaran Akşener, “10 yıl içinde büyüme hedefimiz yüzde 6.5 ve 12 ilave istihdam öngörüyoruz. Ülkeye bugüne kadar gelen paralar ne yazık ki üretimde değil inşaatta kullanıldı. Yani taşa, toprağa, betona bu paralar gitti. Türkiye şu anda borçlarını ödemekte zorlanıyor. Biz kaynakların daha etkin kullanılması, gelen paraların AR-GE ve sanayiye gitmesi için zorlayıcı belli politikalarımız olacak. Bu çerçevede taşa, toprağa yatırım yapanlara rant vergisi getireceğiz” ifadelerini kullandı. 

'500 BİN KADINA İŞ'
Türkiye'nin girişimcilere en fazla destek veren ülkelerin başında gelmesine karşın bunların sonuç analizlerinin yapılmadığını da ifade eden Akşener, teşviklerin hangisi başarılı hangisi başarısız bilen olmadığını sözlerine ekledi. Bunun için 'Etki Analizi Enstitüsü' kuracaklarını da aktaran Akşener verilerin sonuçlarını inceleyerek yol haritası oluşturacaklarını da vurguladı. Ülkemizde kadın istihdamının az olmasının nedenini 150 kadın çalışan için kreş zorunluluğu olduğunu da aktaran Akşener şöyle konuştu: “Kreş zorunluluğu nedeniyle işveren, kadın çalışan istemiyor. Bu sorunun çözümü için kreş yapımı yerel ve merkezi hükümetin desteğiyle çözülebilir. Bunu yaptığımızda ortalama 500 bin kadının istihdamı sağlanacak.” 

KADINA SİYASET PARASI
Kadınların, girişimcilik desteği almak için bile bir erkekle ortaklık yapmak zorunda bırakıldığını söyleyen Akşener, “Çünkü tek başına bir kadına destek verilmiyor o nedenle yanına erkek alıp ortaklık kurmak zorunda kalıyorlar. Devlek desteği bile almakta zorlanan bu kadınların siyasete girmesi ise neredeyse imkansız. Biz de siyaseti ya koca ya baba parasıyla yaptık. Açıkçası biz devletin siyasi partilere verdiği yardımın bir kısmının Anayasa’ya konacak bir madde ile siyasete girecek kadınlara ayrılmasından yanayız. Çünkü kadınlar etrafından para alıp siyasete girmekten çekiniyor. Bizim bu konuda onlara destek olmamız gerek” dedi.

'ONLAR HOLDİNG BİZ ESNAF'
Kurulduğu ilk yıllarda İYİ Parti’nin küçük bir girişimcilik organizasyonuna benzediğini hatırlatan Akşener, “Yani bugünkü deyimiyle start-up gibiydik. Tek fark bu organizasyonun başındaki bir kadındı ve o nedenle finansa ulaşmakta zorlandık. Hiçbir melek yatırımcımız da yoktu. Kenarda biriktirdikleri paraları bize veren kadınlarımız oldu. Büyük partiler ise tıpkı KOÇ Holding gibiydi ama biz adeta esnaf gibi ayakta kalmaya çalıştık ve bugünlere geldik” diye konuştu.

Kadınların toplumda yarısından fazlasını oluşturduğunu söyleyen Serter, “Fakat genel resme baktığımızda bunun pek de faydasını göremiyoruz. Ülkemiz Dünya Ekonomik Forumu endeksine göre eşitsizlikte 146 ülke arasında 124'üncü sırada yer alıyor. Ülkemizde çalışabilir kadın nüfusu 31 milyon 509 iken bunun sadece 9 milyon 197 bini çalışabiliyor. Bu sayının da maalesef yaklaşık yarısı kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyor. Yani neredeyse bir İzmir nüfusu kadar kadın güvencesiz çalışıyor” dedi.

4 TEMEL SORUN
Tarımda ücretsiz çalışanların yüzde 80’inin de yine kadınlar olduğuna dikkat çeken Serter, “Girişimciliğe baktığımızda ise Türkiye'de 1 milyon 330 bin girişimci var, fakat bunlardan sadece 190 bini kadın girişimci. Kadın girişimcilerin işlerini zorlaştıran faktörlerin başında finansa erişim, bilgi ve mentorluk eksikliği, rol model eksikliği, iş dünyasında cinsiyet eşitliğinin özümsenmemiş olması geliyor. Kamunun destekleyici politikaları hayata geçirmesi, kararlı teşvik ve destek programları uygulaması çok önemli” diye konuştu. 

‘ERKEKLERE DE GETİRİLSİN’
Girişimci kadınlar için kaynağa daha rahat ve hızlı erişiminin sağlanması gerektiğini de sözlerine ekleyen Serter şunları söyledi: “Ayrıca Vergi avantajları, istihdam ve yatırım teşvikleri gerekiyor. İstihdamda olan kadınlar için de pek çok düzenlemenin yeniden yapılması gerekiyor. Örneğin işletmeler 150 kadından sonra başka kadın çalışan almıyorlar. Çünkü 150 kadın çalışandan daha fazlası olduğunda kreş açmak zorundalar. Aslında bizler işyerlerindeki çalışma koşullarının, sadece kadınların değil, erkeklerin de çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmesini istiyoruz.” 

‘ADAPTE ETMELİYİZ’
Ülkemizde üst düzey görevlerde kadının adının olmadığını vurgulayan Serter, konunun kadın değil demokrasi meselesi olduğunun altını çizdi. Artık el ele verip bu tabloyu değiştirmek gerektiğini aktaran Serter, kadınların yeni dünya düzenine adapte edilmesi gerektiğini vurguladı.