Görür, “Hükümet veya muhalefet cephesindeki belediye başkan adayları halka vadettiğinde deprem dirençli kentler inşa edeceğiz diyorlar. Bu elbette ki 6 Şubat depreminin farkındalığı. Bu coğrafyada, 13,6 milyon sene önce deprem mekanizması oluştu. 13,6 milyon seneden beri depremler devam ediyor. Daha milyonlarca yıl devam edecek. O yüzden bu ülkenin bir numaralı gündemi deprem olmalı. Şimdi biz depremleri durduramayacağımıza göre her depremde de 10 binleri, 50 binleri toprağa veremeyeceğimize göre ne yapabilirizi araştırmalıyız. Depremde ayakta durmak için deprem dirençli kentler yapabilir.” dedi.

Doğu Anadolu Fayı’nda Büyük Tehlike

Prof. Dr. Görür, deprem konusunda da uyarılarda bulundu. Özellikle Doğu Anadolu Fayı’nın büyük bir risk oluşturduğunu söyleyen Görür, bu fayın zamanı geldiğinde 7 ve üzeri büyüklükte depremler üretebileceğini kaydetti.

Görür, “Doğu Anadolu Fayı muhakkak zamanı geldiğinde depremi üretir. Bu bölge de sürekli olarak 7 ve 7’nin üzerinde depremlerle tahrip olmuştur. Deprem yaşayan bir kentin insanlarısınız. ‘Deprem olacak mı?’ demek, güneş doğacak mı, akşam olacak mı demek kadar abes bir şey. Adıyaman kendi depremini yaşamadı. Siz komşunun depremini duydunuz. O deprem nereden geldi? Doğu Anadolu Fayı kırıldığı için siz de yakın olduğunuz için onu duydunuz. Bu deprem olduğunda içindeki enerjinin yüzde 20’sini kırılmamış faylara veya komşu faylara transfer eder. Şimdi düşünün bu fay kırıldığı zaman tam 5 milyon ton dinamitin aynı anda patlamasına tek gelen bir enerjiyi açığa çıkardı. Muazzam bir enerji.” diye konuştu.

Deprem Dirençli Kentler İçin Neler Yapılmalı?

Prof. Dr. Görür, depreme dirençli kentlerin nasıl yapılması gerektiği konusunda da önerilerde bulundu. Görür, bu kentlerin sadece binaların sağlam olmasından ibaret olmadığını, altyapı, ulaşım, iletişim, sağlık, eğitim, sosyal hizmetler gibi birçok unsuru içerdiğini vurguladı.

Görür, “Deprem dirençli kentler yapmak için öncelikle deprem risk haritalarını güncellemeliyiz. Hangi bölgelerin ne kadar riskli olduğunu bilmeliyiz. Sonra bu bölgelerdeki yapı stokunu kontrol etmeliyiz. Sağlam olmayan binaları güçlendirmeli veya yıkmalıyız. Yeni yapılacak binalar için de deprem yönetmeliklerine uygun malzeme ve teknik kullanmalıyız. Ayrıca, deprem anında ve sonrasında hayatın devam edebilmesi için altyapı sistemlerini de güvenli hale getirmeliyiz. Su, elektrik, doğalgaz, telefon, internet gibi hizmetlerin kesintiye uğramaması için önlem almalıyız. Ulaşım ağlarını da depreme dayanıklı yapmalıyız. Köprü, tünel, yol, raylı sistem gibi ulaşım araçlarının zarar görmemesi için gerekli tedbirleri almalıyız. Sağlık ve eğitim kurumlarını da depreme hazırlamalıyız. Hastane, okul, üniversite, kreş gibi yerlerin depremde hasar görmemesi veya en az hasarla atlatması için gerekli önlemleri almalıyız. Sosyal hizmetler de önemli. Depremde mağdur olan insanlara yardım edebilmek için, barınma, beslenme, psikolojik destek gibi hizmetleri sunabilecek bir sistem kurmalıyız. Tüm bunları yaparken de halkın bilinçlenmesi ve eğitilmesi için çalışmalıyız. Deprem öncesi, anı ve sonrasında neler yapılması gerektiğini halka öğretmeliyiz. Deprem tatbikatları, afet eğitimleri, afet gönüllüleri gibi faaliyetlerle halkı depreme hazırlamalıyız.” şeklinde konuştu.

Adıyaman'da polis cinneti Adıyaman'da polis cinneti

Prof. Dr. Görür, depreme dirençli kentlerin yapılmasının hem insan hayatını hem de ekonomiyi koruyacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: HABER MERKEZİ