Kamuoyunda "talan yasası" olarak adlandırılan ve doğal alanların madencilik faaliyetlerine açılmasına yönelik düzenlemeler içeren 7554 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", muhalefet partilerinin ortak adımıyla Anayasa Mahkemesi'nin gündemine taşındı. CHP'nin öncülük ettiği başvuruda, kanunun ilgili maddelerinin iptali ve dava süreci sonuçlanana kadar yürürlüğünün durdurulması istendi.

Muhalefetten geniş katılımlı başvuru

Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru, TBMM'deki muhalefet partilerinin geniş bir katılımıyla gerçekleşti. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın tarafından sunulan başvuru dilekçesine, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEVA Partisi, Emek Partisi (EMEP), Gelecek Partisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İYİ Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Yeniden Refah Partisi ve Yeşil Sol Parti'nin yanı sıra bazı bağımsız milletvekilleri de imza attı. Yaklaşık 260 milletvekilinin imzasını taşıyan bu ortak başvuru, düzenlemeye karşı siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden gelen tepkinin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Gökhan Günaydın, AYM önünde yaptığı açıklamada, "Cumhur İttifakı dışında bulunan bütün siyasal partiler, Mecliste temsil edilen tüm siyasal partiler birlikte AYM önündeyiz ve bu iptal davasına birlikte imza attık," diyerek yapılan başvurunun temsil ettiği geniş mutabakata dikkat çekti.

Kanunun içeriği ve tartışılan maddeler

24 Temmuz 2025'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7554 sayılı kanun, Maden Kanunu, Çevre Kanunu ve Mera Kanunu gibi birçok temel yasada değişiklikler içeriyor. Kanunun en çok tartışılan maddeleri arasında, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesi yer alıyor. Düzenlemeye göre, alternatif bir alan bulunamadığının kanıtlanması, kamu yararı kararı alınması ve sahadaki zeytin ağaçlarının taşınması veya iki katı kadar yeni ağaç dikilmesi şartıyla zeytinlik sahalarda madencilik yapılabilecek.

Tarımda fiyatlar ateş pahası: Yıllık artış yüzde 41,55'i buldu
Tarımda fiyatlar ateş pahası: Yıllık artış yüzde 41,55'i buldu
İçeriği Görüntüle

Bir diğer önemli değişiklik ise orman alanlarıyla ilgili. Devlet ormanlarında maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu faaliyetler için zorunlu olan altyapı tesislerine 24 aya kadar bedelsiz arazi kullanım izni verilmesinin önü açıldı. Eleştirilerin odağındaki bir başka konu ise, bazı durumlarda Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin esnetilmesi ve "acele kamulaştırma" yetkisinin kapsamının genişletilmesi oldu. Başvuruyu yapan milletvekilleri, bu düzenlemelerin sermaye gruplarının çıkarları doğrultusunda doğal alanların tahribatına yol açacağını savunuyor.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, yaptığı açıklamada, yasanın yalnızca Akbelen gibi belirli bölgeleri değil, Türkiye'nin genelindeki tüm zeytinlikleri, meraları ve ormanları tehdit ettiğini belirtti. Günaydın, yasanın sermayeye "kuralsız biçimde el atma" yetkisi verdiğini ifade ederek, düzenlemeyi "süper izin yetkisi" olarak tanımladı.

Bu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını belirten Günaydın, yüksek mahkemeden öncelikli ve acil olarak yürütmenin durdurulması kararı vermesini talep etti. Günaydın, "Anayasa Mahkemesi'ne iki önemli görev düşüyor. Lütfen öncelikle ve derhal yürütmeyi durdurma kararı veriniz ve arkasından da gecikmeksizin iptal kararını veriniz," ifadelerini kullandı. Konuşmasını, "Bu memleket hepimizin. Toprağımıza, suyumuza, meramıza, ormanımıza, zeytinimize sahip çıkmaya devam edeceğiz," sözleriyle tamamlayan Günaydın, mücadelenin devam edeceğinin sinyalini verdi. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, söz konusu yasanın uygulanıp uygulanmayacağı ve Türkiye'nin doğal varlıklarının hukuki statüsü açısından belirleyici olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ