Türkiye'de kamu çalışanlarının ve memur emeklisinin hayat standartlarını doğrudan etkileyecek olan 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri, Ankara'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ev sahipliğinde başladı. Yaklaşık 4 milyon kamu görevlisi ile 2 milyondan fazla memur emeklisinin mali ve sosyal haklarını ilgilendiren bu kritik süreç, önümüzdeki iki yıl boyunca kamu çalışanlarının alacağı maaş zamlarından sosyal haklarına, özlük haklarından çalışma koşullarına kadar birçok konuda belirleyici olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın başkanlık ettiği ilk toplantıya, kamu çalışanlarını temsil eden üç büyük konfederasyonun genel başkanları katıldı. Toplantıda, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ve bu yıl ilk kez masada yer alan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım hazır bulundu. Konfederasyonlara bağlı sendika başkanları ve uzmanlar da toplantıda yerlerini aldı.
Toplantının ardından, sendika liderleri kameralar karşısına geçerek, görüşmelerin ilk gününe dair izlenimlerini ve konfederasyonlarının temel taleplerini gazetecilerle paylaştı.
Memur-Sen'den 'gelir adaleti' vurgusu
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri'nin, kamu çalışanlarının kronikleşmiş sorunlarına çözüm bulmak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Bugüne kadar 7 toplu sözleşme yapıldığını ve bunların dördünde uzlaşma sağlandığını hatırlatan Yalçın, son toplu sözleşmede 2024 yılı için Merkez Bankası'nın yüzde 33 enflasyon hedefi olmasına rağmen masaya yüzde 25'lik bir teklifle gelinmesinin mutabakatsızlığa yol açtığını dile getirdi.
Bu toplu sözleşme sürecinde öncelikli hedeflerinin "gelir adaletsizliğini" ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Yalçın, şunları söyledi: "İstiyoruz ki kamuda çalışma barışı temin edilsin. Gelir adaleti sağlansın ve adaletsizlikler ortadan kalksın. Tüm kamu görevlilerini kuşatan, hem hizmet kolu bazlı hem de genele ilişkin tekliflerimiz söz konusu. İnanıyor ve ümit ediyorum ki toplu sözleşme süreci içerisinde birçok konuyu çözüme kavuşturacağız. Çünkü masa iyi niyetle başladı. Sonuç da iyi olsun." Yalçın'ın bu açıklaması, Memur-Sen'in, sadece maaş zamlarına odaklanmak yerine, kamu personelinin ücret dengesizliği ve eşit işe eşit ücret ilkesi gibi yapısal sorunlara da çözüm arayışında olduğunu gösterdi.
Türkiye Kamu-Sen'den kritik talepler: Vergi ve 3600 ek gösterge
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, toplantıda genel bir değerlendirme yapıldığını ve gelecek iki yıla yönelik mali ve sosyal haklarla ilgili taleplerini kamu işveren heyetiyle paylaştıklarını belirtti. Kahveci, bu toplu sözleşme sürecinde kamu çalışanlarının "insanca yaşayabileceği bir ücrete" kavuşmaları için sendikal mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini kaydetti.
Kahveci'nin açıklamalarında öne çıkan en kritik başlıklar ise şunlar oldu:
-
Vergi Dilimi Mağduriyeti: Kamu çalışanlarının maaş artışlarının, yıl içinde hızla yükselen vergi dilimleri nedeniyle erimesinin önüne geçilmesi talep edildi. Kahveci, "Vergilerin yüzde 15'e sabitlenmesinin tesis edilmesi" gerektiğini dile getirdi. Bu, her yıl artan maaşlarla birlikte daha yüksek vergi dilimlerine girerek daha fazla vergi ödemek zorunda kalan memurların, alım güçlerinin korunması açısından en önemli beklentilerden biri.
-
Yardımcı Hizmetler Sınıfının Memur Kadrosuna Geçirilmesi: Uzun süredir gündemde olan bu talep, yardımcı hizmetler sınıfında çalışan personelin özlük haklarının iyileştirilmesi ve kariyer basamaklarında yükselme imkanlarının sağlanması amacıyla dile getirildi.
-
3600 Ek Gösterge: Özellikle emniyet, sağlık, din hizmetleri ve eğitim sektörlerindeki belirli meslek grupları için büyük önem taşıyan 3600 ek göstergenin kapsamının genişletilmesi talep edildi. Kahveci, "3600 ek göstergenin 1. dereceye gelen tüm arkadaşlarımıza verilmesi" gerektiğini vurguladı. Bu düzenleme, emeklilik maaşlarını ve ikramiyelerini doğrudan etkilediği için, binlerce memur tarafından büyük bir beklentiyle takip ediliyor.
-
Tüm Gelirlerin Emekliliğe Esas Kazanç Olarak Değerlendirilmesi: Memur emeklisinin maaşlarının, aktif çalışanlara göre daha düşük kalmaması için, tüm gelir kalemlerinin emekliliğe esas kazanca dahil edilmesi de Türkiye Kamu-Sen'in talepleri arasında yer aldı.
Kahveci, üç konfederasyonun vermiş olduğu taleplerin, Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından birleştirileceğini ve bir çalışma takviminin ortaya konulacağını belirterek, "Takvim çerçevesinde de müzakereler güçlü bir şekilde, hızlı bir şekilde nihayete erdirilecek. İnşallah sürecin sonucunda çalışanları memnun edecek müjdeyi paylaşmış oluruz" ifadeleriyle beklentilerini dile getirdi.
Birleşik Kamu-İş ilk kez masada: 'Gerçek enflasyon' vurgusu
8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri'nin bu yılki en önemli yeniliklerinden biri, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun ilk kez masada yer alması oldu. Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım, sendika yasasının çıktığından bu yana ilk kez masanın bir tarafının değiştiğini ve memurları temsil etmek için bu önemli masada bulunduklarını belirtti.
Tüm memurların gözünün kulağının bu toplu sözleşme görüşmelerinde olduğunu vurgulayan Yıldırım, kazanım elde etmenin olmazsa olmaz olduğunu dile getirdi. Yıldırım, konuşmasında "gerçek enflasyon" vurgusu yaparak, "Gerçek enflasyon rakamları ne ise memurlar ve memur emeklileri için bunların masada sunulması gerektiğinin altını çizdik" dedi. Bu açıklama, resmi enflasyon rakamları ile sahadaki hayat pahalılığı arasındaki farkın, toplu sözleşme masasında da gündeme getirileceğini gösterdi.
Birleşik Kamu-İş, ilk kez yer aldığı bu masada, kamu çalışanlarının alım gücünü eriten enflasyonun yanı sıra, sözleşmeli personel istihdamı, liyakat ve kadro güvencesi gibi konuları da gündeme getirmesi bekleniyor.
Süreç nasıl işleyecek? Takvim ve beklentiler
8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri'nin ilk toplantısının ardından, sendikaların sunduğu tüm talepler Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından birleştirilecek ve detaylı bir müzakere takvimi oluşturulacak. Bu takvim çerçevesinde, öncelikle genel mali ve sosyal haklara ilişkin konular ele alınacak. Ardından, hizmet kollarına (eğitim, sağlık, güvenlik, ulaştırma vb.) özgü talepler ve çözümler müzakere edilecek.
Hedef, Ağustos ayı sonuna kadar görüşmeleri tamamlayarak bir mutabakata varmak. Eğer taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa, süreç hakem heyetine taşınacak. Kamu çalışanları ve emeklisi, masadan çıkacak kararı büyük bir merakla beklerken, hükümetin bu süreçte nasıl bir yaklaşım sergileyeceği de merak konusu. Yüksek enflasyon baskısı altında ezilen milyonlar, alım güçlerini artıracak ve hayat standartlarını iyileştirecek somut adımlar bekliyor. Bu toplu sözleşme, sadece mali bir pazarlık olmaktan öte, kamu çalışanlarının genel refah seviyesini belirleyecek kritik bir süreç olarak görülüyor.