Türk dizi tarihine adını altın harflerle yazdırmış, canlandırdığı karakterlerle milyonların hafızasına kazınmış bir isim: Kenan İmirzalıoğlu. "Deli Yürek" ile başlayan ekran macerasında "Ezel" ve "Karadayı" gibi fenomen yapımlarla zirveye çıkan usta oyuncu, uzun bir süredir hayranlarını yeni bir dizi projesinden mahrum bırakmıştı. Tam yedi yıllık bir aranın ardından gelen bu dönüş haberi, hem sektörde hem de izleyiciler arasında büyük bir heyecan dalgası yarattı. 2018'de yayınlanan ve büyük bir prodüksiyonla hayata geçirilen "Mehmed: Bir Cihan Fatihi" dizisinden sonra televizyon dramalarına bir mola veren İmirzalıoğlu, bu süreçte sadece Türkiye'nin en çok izlenen yarışma programlarından biri olan Kim Milyoner Olmak İster? ile sevenleriyle buluşuyordu. Ancak karizmatik sunumu ve beyefendi duruşuyla bu rolde de büyük takdir toplayan oyuncunun, geçtiğimiz sezon başında yarışmadan ayrılması, "setlere mi dönüyor?" sorusunu da beraberinde getirmişti. Bu ayrılık, aslında yeni bir başlangıcın habercisiydi. Kulislerde uzun zamandır titiz bir senaryo arayışında olduğu konuşulan İmirzalıoğlu'nun, sonunda içine sinen ve kendisini yeniden motive eden o projeyi bulduğu kesinleşti.

S 7Afa92Ddea0Ba5A928Ce6C0B22A29De8Dc93B850

'Milyoner' stüdyosundan setlerin tozlu yollarına

Kenan İmirzalıoğlu'nun Kim Milyoner Olmak İster? sunuculuğunu bırakma kararı, magazin ve dizi dünyasında bir süredir en çok konuşulan konulardan biriydi. Programla adeta özdeşleşen ve kendine has sunumuyla yarışmaya farklı bir soluk getiren oyuncunun bu vedası, hayranlarını bir yandan üzse de diğer yandan yeni bir dizi projesi için umutlandırmıştı. Beklentiler boşa çıkmadı. İmirzalıoğlu'nun bu kararı, kariyerinde yeni bir sayfa açmak ve yeniden tutkunu olduğu oyunculuğa odaklanmak için attığı stratejik bir adımdı. Gelen bilgilere göre, ünlü oyuncu bu yedi yıllık süreçte kendisine gelen sayısız teklifi, hikayeye ve karaktere inanmadığı için geri çevirdi. Onun için önemli olan sadece ekranda olmak değil, aynı zamanda izleyicide derin izler bırakacak, güçlü bir hikayenin parçası olmaktı. Bu titiz arayış, sonunda meyvesini verdi ve sektörün son yıllardaki en başarılı yapım şirketlerinden biriyle yolları kesişti.

Atiye: 'Şarkımı çalmış, değiştirmemiş bile!'
Atiye: 'Şarkımı çalmış, değiştirmemiş bile!'
İçeriği Görüntüle

OGM Pictures imzalı projede gizem perdesi aralanıyor

Kenan İmirzalıoğlu'nun merakla beklenen yeni projesinin arkasındaki güç, son yıllarda "Masumlar Apartmanı", "Kırmızı Oda", "Yalı Çapkını" gibi reyting rekorları kıran ve psikolojik derinliği olan hikayeleriyle tanınan OGM Pictures. Bu iş birliği, projenin kalitesi ve iddiası hakkında ilk önemli ipucunu veriyor. OGM Pictures'ın genellikle gerçek hayat hikayelerinden veya edebi eserlerden uyarladığı dramatik yapılar, İmirzalıoğlu'nun aradığı derinlikli senaryo beklentisiyle tam olarak örtüşüyor. Projeden yayınlanan ilk afiş ise merakı daha da artırıyor. Afişte yer alan "Ben bu ellerle can almayacağım, can kurtaracağım" sloganı, İmirzalıoğlu'nun canlandıracağı karakterin karmaşık geçmişine ve içsel çatışmalarına dair güçlü bir gönderme içeriyor. Bu slogan, izleyiciyi karakterin geçmişi ve geleceği arasında bir ikileme sürüklüyor. Geçmişinde "can alan" bir dünyadan mı geliyor? Yoksa bu, ailesinin karanlık mirasına bir başkaldırı mı? Bu sorular, dizinin sadece bir doktor hikayesi olmayacağını, aynı zamanda bir vicdan muhasebesi ve kefaret öyküsü olabileceğini düşündürüyor.

Geçmişin gölgesi ve bir doktorun yemini

Dizinin hikayesi, oldukça dramatik bir temel üzerine kurulu. Yıllar önce, bilinmeyen sebeplerle ailesine sırtını dönen, onlarla tüm bağını koparan ve kendine yepyeni bir hayat kuran bir adamın öyküsü anlatılacak. Kenan İmirzalıoğlu, bu yeni hayatında oldukça başarılı ve saygın bir doktor olarak karşımıza çıkacak. "Can kurtarmayı" meslek ve hayat felsefesi edinmiş bu karakterin huzuru, yıllar sonra yeniden karşısına çıkan ailesi tarafından bozulacak. Geçmişin gölgeleri, onun yeni ve aydınlık dünyasına düşerken, karakterimiz kendini yine ailesiyle büyük bir sınavın içinde bulacak. Bu durum, "ailen kan bağın mıdır, yoksa seçimin midir?" sorusunu akıllara getiriyor. Karakterin ailesinin nasıl bir yapıya sahip olduğu, neden onlardan kaçtığı ve şimdi neden geri döndükleri, dizinin ana çatışma noktalarını oluşturacak. İmirzalıoğlu'nun daha önceki rollerinde sıkça canlandırdığı onurlu, adaletli ama bir o kadar da sert karakterlerden sonra, bu kez bir doktor olarak nasıl bir performans sergileyeceği şimdiden büyük bir merak konusu. Proje, bir aile draması olmasının yanı sıra, bir insanın geçmişinden ne kadar kaçarsa kaçsın, ondan tam olarak kurtulamayacağı gerçeğini de işleyecek gibi duruyor.

İmirzalıoğlu'nun ekran yolculuğu ve karakter evrimi

Kenan İmirzalıoğlu'nun kariyerine baktığımızda, her zaman güçlü ve unutulmaz karakterlere hayat verdiğini görüyoruz. Onu Türkiye'ye tanıtan "Deli Yürek" dizisindeki Yusuf Miroğlu karakteriyle bir neslin kahramanı oldu. Ardından gelen "Ezel" dizisindeki Ezel Bayraktar karakteri, sadece Türkiye'de değil, uluslararası alanda da bir fenomene dönüştü. İntikam ve adalet arayışını anlatan bu dizi, İmirzalıoğlu'nun kariyerinin zirve noktalarından biri olarak kabul edilir. "Karadayı" dizisindeki Mahir Kara rolüyle de yine adalet peşinde koşan, sevdiği kadın ve ailesi için her şeyi göze alan bir kabadayıyı canlandırarak izleyicinin gönlünde taht kurdu. Son projesi "Mehmed: Bir Cihan Fatihi" ise, bu rollerden farklı olarak tarihi bir karakteri canlandırdığı, büyük bir prodüksiyondu. Ancak dizi, beklenen reyting başarısını yakalayamadı ve bu durumun oyuncunun uzun bir ara vermesinde etkili olduğu konuşuldu. Şimdi, 7 yıl aradan sonra seçtiği "doktor" karakteri, onun kariyerinde yeni bir evrime işaret ediyor olabilir. Silah tutan ellerin yerini neşter tutan ellerin alması, sert ve adaleti kendi yöntemleriyle sağlayan karakterlerden, hayat kurtarmaya yeminli bir bilim insanına geçiş, İmirzalıoğlu'nun oyunculuk yelpazesinin ne kadar geniş olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Bu yeni proje, onun için sadece bir ekranlara dönüş değil, aynı zamanda kariyerinde olgunluk döneminin bir manifestosu niteliği taşıyabilir.

Kaynak: haber merkezi